Olay, 13 Eylül saat 22.30 sıralarında, Melikgazi ilçesi Anbar Mahallesi'nde meydana geldi. Tokat Gaziosman Paşa Üniversitesi Ceza İnfaz ve Güvenlik Hizmetleri Bölümü'nü kazanan, üniversite eğitimi için restoranda garsonluk yapıp para biriktiren Edanur Çoban, iş çıkışı evine giderken arkasından gelen eski sevgilisi Gökhan Çatbaş'ın silahlı saldırısına uğradı. Çoban, pompalı tüfekle açılan ateşle yere yığılırken, Çatbaş ise kaçtı. Çevredekilerin ihbarıyla bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlıkçıların kontrolünde Çoban'ın öldüğü belirlendi, cansız bedeni otopsi için Kayseri Devlet Hastanesi'nin morguna kaldırıldı.
Olayla ilgili çalışma yapan polis ekipleri, şüpheli Gökhan Çatbaş'ı, Nevşehir'in Avanos ilçesi girişinde yakalayıp, Kayseri'ye getirdi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Çatbaş, olay sırasında içkinin etkisinde olduğunu öne sürdü. Olayı tasarlamadığını söyleyen Çatbaş, çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı. Edanur Çoban'ın cenazesi, memleketi Nevşehir'in Kozaklı ilçesinde toprağa verildi.
EDANUR'UN AİLESİNDEN BASIN AÇIKLAMASI
Edanur'un ailesi, yakınları, dava avukatı ve çeşitli STK'lar, Cumhuriyet Meydanı'nda kadın cinayetlerinin önlenmesi için basın açıklaması ve sessiz oturma eylemi yaptı. Edanur'un babası Akın Çoban, "Kızım daha 18 yaşındaydı. Adalet Meslek Yüksekokulu'nu kazandı. Bana, 'baba adaleti sağlayacağım' derdi. Ama umutları yarım kaldı. Çocuğum belki gardiyan, avukat, hakim olacaktı. Benim kızım bunu hak etmedi. Yüce Türk Milleti'nin adaletine inanıyorum. Allah'ın adaleti daha büyük. Biz sadece sesimizi duyurmak istiyoruz. Daha etiketlerini sökmediğimiz 3 valiz eşyası var. Başka Edaların canı yanmasın, anne ve babaların canı yanmasın istiyoruz. Lütfen herkes sesimizi duysun. Bu insanların 10 sene hapishanede kalıp da dışarı çıkmasını istemiyoruz. Biz adli süreci başlatarak avukatlarımıza bilgi verdik. Bu durum çocuğumun vahşice katledilmesidir" ifadelerini kullandı.
'AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI İSTİYORUZ'
Kızının katili için ağırlaştırılmış müebbet isteyen Çoban, "Günyüzü görmesin. Bu çocuk dışarı çıkınca yine aynı olacak, psikolojisi bozuk. Neden kendine zarar vermeyip de benim çocuğuma zarar veriyor? Türkiye Cumhuriyeti'nin adaletine güveniyorum. Bütün siyasi bürokratlara sesleniyorum. Şu an ayakta zor duruyorum. Ayaklarım titriyor. Arkanızdaki Erciyes, benim içimdeki yangını söndüremez. Ciğerim yanıyor. Ben 43 yaşındayım. Bir gün bile karakol yüzü görmedim. 43 yaşından sonra karakola giderek ifade verdim. Biz işimizde ekmeğimizde insanlarız. Sadece bizden sonrakilerin de canının yanmamasını istiyoruz" diye konuştu.
'KIYAFETLERİNİN ETİKETLERİ ÜZERİNDE KALDI'
Edanur'un annesi Tuğba Çoban ise şöyle konuştu:
"Eda yalnız benim değil, Türkiye'nin çocuğu. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a sesleniyorum. Benim çocuğumu böyle yapanlar içeriden çıkmasın. Günyüzü görmesin. Benim Edam günyüzü görmedi. Benim çocuğum okuyacaktı. 2 valiz kıyafet aldım. Kıyafetlerinin etiketleri üzerinde kaldı. Kardeşiyle onu ikiz gibi büyüttüm. Eda ve ben bunu hak etmedim. Ben o insanlarda aynı ortamda nefes almak istemiyorum."
Özge ARIK- Furkan KAVUKLU/KAYSERİ, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |