Deniz A, adındaki öğrenci bir haber sitesine gönderdiği yazısında şöyle yakındı:
"Merhaba benim adım Deniz A. Antalya Saime Konca Anadolu Lisesinde okumaktayım. Okuduğum okulda sürekli bir baskı altındayım, geçtiğimiz dönem Mert A adlı öğrenci bana saldırıp, burnumu kırmıştır, daha sonra okul idaresi hiç bir şey yapmadı, ben babam ile yaşayan genç bir lise öğrencisi olarak hakkımı aramak için dava açtım, daha sonra okul bu dava nedeniyle, bu şahsı okuldan attı. Fakat benim için kabus dolu günler devam etmektedir. Okuldaki idareciler giydiğim cekete kadar karışır durumdalar, müdür H.Y. cinsel yönelimim farklı olduğu için, ilçe emniyet müdürlüğüne ‘Bu çocuk gay’ diye bir yazı göndermiştir, ardından babam Antalya Çocuk Şube tarafından aranıp, taciz edilmiştir. ‘oğlunuz eşcinsel bu gelip geçici bir heves olabilir, biz takibe alacağız’ denmiş, tüm kişisel haklarıma saldırılmıştır. Daha sonrasında müdür ile konuşmaya, odasına gittiğimde, ve kendisine ben bir öğrenciyim ve okumak istiyorum, burası benim okulum, bu benim özel hayatım dediğimde, kendisi, ‘Gerizekalı senin özel hayatın olamaz, senin özel hayatını ben çizerim’ deyip, babamı okula çağırıp, okuldan gitmem için nakil kağıdını imzalattırtmıştır. Amaçları okulda eşcinsel kimlikli öğrencileri, LGBT’li öğrencileri barındırmamak. Bu olaylardan sonra psikolojim çok bozuldu, babamla çok büyük kavgalar ettik, annem seneler önce vefat etti, kendimi çok yanlız ve çaresiz hissediyorum. Konuyu sadece Gmag ile paylaşabildim, kendimi güçlü biri olarak görüyorum, okuma hakkım için savaşacağım, çünkü bu benim hakkım. Defalarca kimliğim nedeni ile rehber öğretmene gönderildim, okulda her şekilde psikolojik ve fiziksel tacize uğradım yeter artık yeter! ben sadece okumak istiyorum, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Benim yerimde başka biri olsaydı belki canına kıyabilirdi, veya babam başka türlü bir adam olsaydı beni öldürebilirdi.
Bizim okumaya, yaşamaya hakkımız yok mu?
Deniz A."
HALKÇI LİSELİLER SAHİP ÇIKTI
Halkçı Liseliler Genel Sekreteri Deniz Çapanoğlu ve Halkçı Liseliler Antalya İl Başkanı İrem Taşkın’ın açıklamaları şöyle;
"Basına ve kamuoyuna;
Son günlerde gerçekten aklımızın almadığı, sabrımızın zorlandığı olaylar yaşamaktayız. Bugünlerde Antalya'da yaşanan gerçekten insan onurunun hiçe sayıldığı, kinin, ayrımcılığın, eşitsizliğin bir göstergesi olan, bizleri üzen elim bir olaya şahit olmaktayız.
Basında ve kamuoyunda da gördüğümüz gibi Antalya'mızda bulunan Saime Salih Konca Anadolu Lisesinde yaşanan bir ayıbı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Gerici, ayrımcı, eşit olmayan bir sistemin moda olduğu ülkemizde bu tür hadiselerin yaşanması artık şaşırtıcı gelmemekle birlikte zihniyetini bel altına bağlayan, bizden olmayan gitsin anlayışı gitgide benimsenmeye, uygulanmaya başlanıyor.
Adı geçen okulda öğrenim görevini sürdüren, Deniz A. Adlı bir öğrenci kardeşimizin yaşadığı dram bizleri üzmekte aynı zamanda sinirlerimizi bozmaktadır.
Türkiye'nin hemen hemen her yerinde bu zihniyetin sahip olduğu insanlar tarafından yapılan baskıların, ayrımcılıkların sadece bir tanesine şahit oluyoruz.
Okulunu okuyan , "Zorunlu Öğrenim" hayatını sürdüren Deniz kardeşimiz, düşünceleri, cinsel eğilimi dolayısıyla Okul Müdürü başta olmak üzere, okul idaresi tarafından sırf (LGBT) üyesi olduğu gerekçesiyle yaptırıma ve baskıya maruz kalmıştır.
Okul müdür ve idaresinin yaptıkları yetmediği gibi idarenin okulda bulunan bir öğrenci grubunu kafaya alıp, mağduru zedeleyici bir kampanya başlatılmak istenmiştir. Okul müdürünün Denizi polise şikayet etmesi ve aynı zamanda naklini buradan al demesi eğitime, eğitimciye, bu ülkenin yasal ve etik tüm değerlerine hakaret niteliğindedir. Böyle bir eğitimciyi asla ama asla kabul etmiyor, bu zihniyeti reddediyoruz.
Okullarda uyuşturucunun, ahlaksızlığın, disiplinsizliğin Kol gezdiği bu dönemlerde idarenin kimin görüşünün ne olduğu, kimin ne tercihlerde olduğunu kendilerine iş güç edinmişler. Okullarda her sorun bitmiş gibi. İdarenin yanında bir grup öğrenciyi de alarak kamuoyunda haklı olarak kendini göstermesi anlamsızdır, kesinlikle inanılması, haklı görülmesi imkansızdır.
İnsan onurunu, gururunu kendi vücutlarında, kendi karakterinde hissedemeyenler doğal olarak karşısındakinin de onurunun, gururunun kırılıp kırılmadığını hissedemezler.
Örnek veriyorum; Etnik kökeni dolayısıyla veya düşünceleri dolayısıyla gördüğü ayrım yüzünden o insanı savunmak için illa onunla aynı düşüncede, aynı cinsiyette, aynı eğilimde, aynı etnik kökende olmamız gerekmiyorsa, Deniz kardeşimizin gördüğü bu ayrımı da savunmak için yanında olmak için, mücadelesinde destek vermek için LGBT üyesi olmamız tabii ki de gerekmiyor.
Bu sorun sadece o düşünceye sahip insanların sorunu değildir, toplumumuzda yaşanan diğer sorunlar gibi buda bir ayrımcılık, ötekileştirme, insan onurunu hiçe sayan bir sorundur. Ayrım içinde ne olursa olsun başlı başına bir toplumsal sorundur, hep birlikte buna karşı durmamız gerekmektedir.
Dini, dili, ırkı, düşüncesi, siyasi görüşü, cinsel eğilimi ne olursa olsun bir haksızlık, hukuksuzluk, eşitsizlik varsa biz buna karşıyız, karşı duracağız.
Deniz kardeşimizin hukuki ve manevi anlamda yanındayız, Baro Avukatları, Eğitim Sendikaları ile görüşerek bu sorunun çözülmesi için elimizden geleni yapacağız, ve buradan İl Milli Eğitim Müdürümüze ve MEB bürokratlarına sesleniyoruz, bu konu hakkında bir işlem başlatılmasını, konunun araştırılması ve kamuoyu ile paylaşılmasını istiyoruz, hiç bir ayrım yapmadan sadece "insanı, insan olarak gören bir anlayış" istiyoruz.
Okul müdürünü ve idaresini esefle kınıyoruz, bu yanlıştan derhal dönülmesini istiyoruz.
Okulun işi şu bu ayrımı yapmadan insanları eğitmek, öğretmenin işi ayrım yapmadan eğitim öğretin hayatında öğrenciye bir şeyler katmaktır, kesinlikle sen şöylesin böylesin diye ayrım yapmak değildir, eğer işini bilmeyen kişi veya kişiler varsa derhal oturduğu koltukları terk etmelilerdir."