TRT Foto Muhabiri Ergun Bayrak, 1980 darbesinde Gelibolu Adası'na götürülen Süleyman Demirel ve eşi Nazmiye Demirel ile Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Ecevit'in Ankara'ya getirilişlerinin tarihi karelerini ilk kez Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) tarafından yayınlanan Foto Muhabiri Dergisi ile paylaştı. Ergun Bayrak, Foto Muhabiri'ne verdiği tarihi karelerin yanı sıra o gün yaşananları da an ve an anlattı.
TFMD'nin Foto Muhabiri dergisi adına Can Yücel ile röportaj yapan Ergun Bayrak, TRT foto muhabirliği yıllarında 1980 darbesi sonrası Gelibolu'ya götürülen ve orada bir süre kaldıktan sonra Ankara'ya getirilen Süleyman Demirel, Nazmiye Demirel, Bülent Ecevit ve Rahşan Ecevit'in tarihe iz bıraktığı o anları anlattı. Demirel ve Ecevit ailelerinin o anını tek başına fotoğraflamayı başaran Ergun Bayrak'ın röportajının tamamı www.tfmd.org.tr adresinde. Bayrak'ın o tarihi anlarla ilgili verdiği röportajın tamamı ve Kenan Evren'in fotoğraf tutkusuyla ilgili anlattıklarının bir bölümü şöyle:
"1980 darbesinin ardından Süleyman Demirel ile Bülent Ecevit'i bir müddet Gelibolu'da misafir ettiler. Onların Ankara'ya gelişlerinin haberini aldım. Tabi oralara girmek çok zor. Tevfik Fikret Dinçer ağabeyimiz askeriyede görevliydi ve içeriye çok rahat girip çıkabiliyordu. Ona yalvardım 'ne olur beni de götür oraya' diye. 'İçeriye girecek olanların isimlerini verdim, artık çok geç' dedi. 'İçeriye almazlarsa kapıda beklerim' diyerek ikna ettim. Havalimanına geldiğimizde hiç kimse bir şey sormadı ve ben içeriye girebildim. Bizi VIP odasına aldılar. Odada beklerken çantamdan makinemi falan çıkarmadım her hangi bir sorun olmasın diye. Uçak piste inip, kapı açılana kadar hiç elimi makineme sürmedim. Uçağın geldiğini haber verdiler. Aprona gittik. Uçağın kapısı açılır açılmaz baktım merdivenden iniyorlar, hemen makinemi çıkardım ve başladım çekmeye. Çekmeye başlayınca orada görevli bir albay yakama yapıştı. Beni sallıyor 'Sen içeriye nasıl girdin' diye. Oradan Tevfik ağabeyim müdahale etti, 'Bizim adamımız o, TRT'den' diyerek. Albay bunu duyunca beni bıraktı. Ama bu arada ben çekiyorum tabi. Fotoğrafların bazıları biraz fludur bu yüzden. Sallanıp duruyorum haliyle. Çok kısa bir süreydi iniş anı. İşi bitirip kuruma geri döndük. Fotoğrafları yayınlama durumumuz mümkün değil. Hemen akabinde paşalar geldi. Filmi istediler. Ama ben arada kaynadım, beni unuttular. Tabi bende amirlerime bahsetmedim, fotoğrafların bende olduğunu bilmiyorlar. O fotoğraflar hiç yayınlanmadı. Ta ki rahmetli Ecevit ve Demirel'in katıldığı bir açık oturuma kadar. O zaman kendilerine hatıra olsun diye fotoğrafları bastırıp hediye ettik."
KENAN EVREN'İN FOTOĞRAF TUTKUSU
"Çok zor yıllardı' diye özetlediği darbe yıllarının en başarılı fotomuhabirlerinden biriydi Ergün Bayrak. Dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in makamına hemen her gün gidiyordu görev icabı. Evren'in tüm programlarını takip edip, tek tek fotoğraflıyordu. Yeteneği ve fotoğraf aşkı diğerlerinin arasından sıyrılmasını sağladı. Öyle ki herkesin tanıdığı 7'nci Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in tanıdığı adamdı o. Evren şöyle hatırlardı onu: 'Evet o, benim fotoğraflarımı çeken çocuk."
"Kenan Evren'in de fotoğraf tutkunu olduğunu söyledi Ergün Bayrak. Kameralardan hoşlanmaz, fotoğraflarının çekilmesini istermiş hep. Bir gün teklif götürmüşler Evren'e. 'Sizi hep üniforma ile çekiyoruz, bir kez de sivil kıyafetlerinizi ile çekelim.' Hemen kabul etmiş Kenan Evren. Hazırlıklar yapılmış, yarım saatlik bir süre ayrılmış bu özel çekim için. 3 kişilik bir ekiple gitmişler Evren'in makamına. Bu özel çekim sayesinde Kenan Evren'i ilk kez sivil kıyafetleri ile çekmeyi başaran fotomuhabiri olmuş Ergün Bayrak."