TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, avukatlık kanununda mutlaka değişiklik yapılması gerektiğini belirterek, "Avukat olan veya olmayan tüm vatandaşlarımızı da ilgilendiren acı gerçek, Türkiye'de hukuk devletini yaşatacak olan hukukçuların kalitesi inanılmaz bir hızla düşmektedir" dedi.
Antalya Barosu Başkanlığı'nın 2016 yılı staj eğitim dönemi açılış töreni TBB Başkanı Metin Feyzioğlu'nun katılımıyla yapıldı. Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Konferans Salonu'ndaki törende staj eğitimine başlayacak 4 avukatın yemin töreni, Antalya Barosu Başkanı Av. Alper Tunga Bacanlı ve yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla yapıldı. Yemin töreninin ardından da TBB Başkanı Metin Feyzioğlu tarafından cübbeleri giydirilerek ruhsatları verildi.
Yeni dönemin ilk dersini de veren Feyzioğlu, salondaki stajyer öğrencilere cep telefonu numarasını verdi. Herkesin not etmesini isteyen TBB Başkanı Feyzioğlu, "Mesaj atın, aklınıza geldiğinizde arayabilirsiniz ama ben açamam, mesaj atın, cep telefonum hepinize açık. 25 senedir aynı numara" dedi.
BİR NUMARALI SORUN HUKUK ÜSTÜNLÜĞÜNÜN SAĞLANMASI
TBB ve tüm barolar için bir numaralı mesleki sorunun hukukun üstünlüğünün sağlanması olarak gösteren Feyzioğlu, "Hukukun üstünlüğünün sağlanması talebi ve bu yolda yürüttüğümüz mücadele kuşkusuz siyasi bir mücadeledir. Siyaset öcü değildir. Açıkçası hukukun üstünlüğünün sağlanması noktasında hiçbir siyasi parti gerekli samimi çabayı ne dün ne bugün gösterdi. Bu bizim geçmişten beri sorunumuzdur, çözmediğimiz takdirde yarın daha da büyük sıkıntı olarak karşımıza çıkacaktır" diye konuştu.
BÜYÜK BİR TOPLUMSAL HUZURSUZLUĞUN İÇİNDEYİZ
'Adalet mülkün temelidir' sözündeki 'mülk'ün ülke olduğunu dile getiren Feyzioğlu, adalet olmazsa, sistem adalet dağıtmazsa mülkün, ülkenin de temelsiz kalacağını söyledi. Bugün Türkiye'nin büyük bir toplumsal huzursuzluğun içinde olduğunu savunan Feyzioğlu, "Sıkıntılı, zaman zaman kaotik ve duygusal anlamda bölünmenin işaretlerini veren bir süreçteyiz. O yüzden 75 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımızı, hem güven hem de gurur duyar hale nasıl getirmeliyiz sorusunu ciddi düşünmeliyiz. Bu sorunun cevabı hukukun üstülüğünün sağlanmasıdır, bunu peşinen ilan edelim" dedi.
CUMHURİYET TARİHİNİN EN AĞIR YÜKÜ
Avukatların omuzlarındaki sorumluluk ve yükümlülüğün cumhuriyet tarihinin hiçbir döneminde bu kadar ağır olmadığını ifade eden Feyzioğlu, "Birinci satırı okuduktan sonra eğer o satırdan rahatsızlık duyuluyorsa, ikinci satırı okumayı bazı insanların reddettiği, dünyayı siyah beyaz arasına sıkıştırıp aradaki renklerin değerini yitirdiği bir dönemin içindeyiz. Hayat hiçbir zaman siyah beyaz değil. Birbirimizi daha çok dinlemeye yükümlüyüz" dedi.
DÜNÜN YANLIŞLARINDAN SORUMLU DEĞİLİZ
"Hayatımızda ve dünyada tek doğru bizim söylediğimizden ibaret değil" diyen Feyzioğlu, şöyle devam etti:
"Eğer böyle sanıyorsak ne sosyal, ne demokrat, ne milliyetçi, ne muhafazakar oluruz. Çünkü insanı sevmeyenin, değer vermeyenin hiçbir şey olması mümkün değildir. Bunları dile getirdiğimizde 'ama dün' diye kurulan cümlelere isyanım vardır. Biz yaşımız itibariyle dünün yanlışlarından sorumlu değiliz. Bugünün yanlışlarından biz sorumluyuz, yarının yanlışlarından da siz sorumlu olacaksınız. O halde dünün yanlışlarının bugünün yanlışlarına mazeret olarak gösterilmesi sadece bizim aydınlık bir geleceğe ulaşmamızı engelleyen boş mazeretlerdir. Bizim yapmamız gereken dünün, bugünün hem iyisi hem kötüsünden ders alıp yaşanabilir bir Türkiye inşa etmek olmalıdır. İşte burada biz hukukçuların tarihi bir görevi vardır."
YARGIDA ALGI OPERASYONU ELEŞTİRİSİ
Bugün Türkiye'de vatandaşların yargıda işleri olduğunda, akıllarından konuyu çok iyi bilen dosyasına çok sahip çıkan, düzenli, disiplinli çalışan, hiçbir eksik gedik bırakmayan bir avukatla, sistemin içinde tanıdıkları olan bir kişi arasında seçim yapmak zorunda kaldığını dile getiren Feyzioğlu, "Kişi, tanıdığı olduğunu iddia eden kişiye meyil ediyor ise bu sadece avukatlığın değil hakim ve savcılığında ağır ve haksız bir darbe yediğinin ispatıdır. Türkiye'nin binlerce namuslu, fedakar, çalışkan, hukukçu gibi hukukçu olan avukatı, savcısı ve hakimi vardır. Ancak yargı üzerinde bu kadar çok müdahale, algı operasyonu yapılırsa, sonuçta en büyük darbeyi bu şerefli insanların isimleri görmektedir. Hukukun üstünlüğünün sağlanması uygulamacıların cesaretine terk edildiyse orada arzu ettiğimiz bir sistem yok demektir" dedi.
HSYK YENİDEN YAPILANDIRILMALI
Türkiye'nin dört bir yanının ateş çemberi olduğunu ve bu ateşlerin ülkemizi cayır cayır yakmaya başladığını, zamanın birer adım geri gidip, elimizi uzatma, ortak akıl zamanı olduğunu belirten Feyzioğlu, tatlı dil ve ortak akıl çağrısında bulundu. Türkiye'de Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yeniden yapılandırılmasına acil ihtiyaç olduğunu dile getiren Feyzioğlu, 2011'deki yapılanmanın yanlış olduğunu bugünkü siyasi iktidarın da gördüğünü ve 'Gelin şimdi birlikte yapalım' denilerek, HSYK'nın mutlaka yeniden yapılandırılmak zorunda olduğunu söyledi. Feyzioğlu, bunu siyasi iktidar ve muhalefetin önüne tekrar koyacaklarını açıkladı.
'HUKUKÇULARIN KALİTESİ HIZLA DÜŞMEKTEDİR'
Avukatlık kanununda mutlaka değişiklik yapılması gerektiğini belirten Feyzioğlu, "Avukat olan veya olmayan tüm vatandaşlarımızı da ilgilendiren acı gerçek, Türkiye'de hukuk devletini yaşatacak olan hukukçuların kalitesi inanılmaz bir hızla düşmektedir. Bir devletin adına, anayasanın değişmez maddelerine bile hukuk devleti deseniz, o hukuk devletini yaşatacak kalitede hukukçular yetiştiremezseniz, sadece süslü metinlerde kalan cümleler kurmuş olursunuz" dedi.
Türkiye'de 80'in üzerinde hukuk fakültesinin bulunduğunu ifade eden Metin Feyzioğlu, 65 bin civarı hukuk öğrencisi ve 15 bin stajyer avukat bulunduğunu, şu anki avukat nüfusunun ise 92 bini geçtiğine işaret etti.
"Bizim zamanımız, sizin zamanınıza ve sizin zamanız sadece 5 sene sonraya göre mumla aranacak durumdadır" diyen Feyzioğlu, "İşte buz gibi gerçeklik buradadır. Sayının kontrolsüz bir şekilde artmasından dolayı ortaya çıkan kalite ve ekonomik sorunları kökünden çözmediğimiz takdirde kurultay üstüne kurultay, toplantı üstüne toplantı, yürüyüş üstüne yürüyüş yapsak sadece ölümcül hastaya yarım aspirin vermiş oluruz. Üstümüze kaya düşmek üzeridir demiyorum, düşmüştür. 5 yılda mevcut stajyerler ve hukuk fakültesi öğrencilerini katıldığında avukat nüfusunun yüzde 60 artacağı açık seçik görülmektedir" diye konuştu.
HUKUK FAKÜLTELERİNE AKREDİTASYON GELİYOR
Ağır cezalarda ve ticaret mahkemelerinde hakim yardımcısı, tapu memurlarının hukukçulardan atanması yönünde de önerilerinden bahseden Feyzioğlu, 1.5 yıl önce 38 hukuk fakültesi dekanıyla ölçme ve değerlendirme, bir akreditasyon çalışması başlattıklarını söyledi. Bir cetvel hazırlandığını, belli sayıda öğretim, araştırma görevlisi ve kütüphanesi olmayanlara bir geçiş dönemi ilan ettikten sonra kamuoyuna duyuracaklarını açıklayan Feyzioğlu, ölçme değerlendirme kriterlerini YÖK'ün sahiplenmesi halinde soruların ciddi ölçüde çözüleceğine inandığını da sözlerine ekledi.