Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretini Düzenleyen CITES Sözleşmesi Eşleştirme Eğitimi kapsamında Türkiye ve İspanya arasında süren eğitimlerin sonuncusu, Antalya'da yapıldı. Porto Bello Otel'deki eğitim toplantısına, Vali Yardımcısı Halil Serdar Cevheroğlu, Projenin Türkiye Lideri ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Sabri Kiriş, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 6. Bölge Müdürü Adnan Yılmaztürk, Antalya Orman Bölge Müdürü Ali Gökçöl, Projenin İspanya Lideri Mercedes Lasso Liceras ile eğitim alacak temsilciler katıldı.
Projenin İspanya Lideri Mercedes Lasso Liceras, CITES Sözleşmesi'nin sadece canlı bitki ve hayvan türleri değil, bunların türevleri, cansız olanları ve bunlardan yapılmış olan ecza, kozmetik, deniz ürünleri gibi farklı yan ürünleri de kapsadığını aktardı. CITES kapsamında en çok deniz ve kereste ürünlerine önem verildiğini anlatan Liceras, "Türkiye de İspanya gibi bu konuya önem veriyor, üzerinde duruyor" dedi.
'YASA DIŞI TİCARETLE SAVAŞIYORUZ'
İspanya'da çoğunluğunu nesli tükenmekte olan bitki ve hayvan türlerinin oluşturduğu ve gümrüklerde kaçak olarak ele geçirilen 70'ten fazla materyali Türkiye'ye eğitim amacıyla hibe ettiklerini kaydeden Liceras, şöyle dedi:
"Tıbbi ve kozmetik anlamda birçok malzeme var. Kadın ve erkek giyim ürünleri de var. Dünyaca ünlü üretim yapan birçok firmanın yaptığı ürünlerin çoğu bu tip ürünlerden elde ediliyor. Afrika filine ait olan bazı örnekler de var içeride. Gümrüklerin çok üzerinde durması gereken bir nokta bu. Hepsinin özenle malzemeleri inceleyerek, hangisi fildişidir, hangisi farklı bir hayvanın dişidir diye ayrımın yapılması lazım."
TÜRKİYE'NİN KONUMU ÇOK ÖNEMLİ
Türkiye'nin CITES sözleşmesine uyma noktasına çok büyük önem verdiğini vurgulayan Liceras, "Türkiye coğrafi açıdan İspanya'ya benzer durumda. Çok önemli konuma sahip. Asya-Afrika ile bağlantısı olan bir ülke. Çok kolay değil tabi türlerin tanımlanması, teşhis edilmesi. Ayrıca kıtalararası ticaret söz konusu olunca bu daha da zorlaşıyor. Ama Türkiye'nin durumu iyi. Çok büyük bir çaba var" diye konuştu.
DAHA ÇOK KELEBEK, BÖCEK, KARDELEN KAÇIRILIYOR
Projenin kaçakçılığı önleme konusunda elektronik veri tabanı oluşturulması, tür tanıma kılavuz kitapçığının oluşturulması gibi çıktılarının olacağını belirten Sabri Kiriş ise Türkiye'de daha çok CITES dışında kalan ve bitki kaçakçılığı olarak tabir edilen 'biokaçakçılık' türünün yaşandığını aktardı. Onun dışında kelebek, böcek, kardelen, kaktüs, timsah ve fildişi gibi kaçakçılık ürünlerinin gümrüklerde sıkça yakalandığını kaydeden Sabri Kiriş, Türkiye'de nesli tehlike altında olan çok sayıda bitki ve hayvan türü olduğunu, bunların başında ise kelaynak kuşlarının geldiğini vurguladı.
MİLLİ PARKLARIN TURİZME AÇILMASI HEP VARDI
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdür Yardımcısı Sabri Kiriş, toplantı sonunda basın mensuplarının milli parkların turizme açılması konusundaki sorularını yanıtladı. Kiriş, "Milli parkların turizme açılması hep vardı zaten. Planları biz yapıyoruz. Bizim milli parklar ile turizm alanları veya turizm merkezleri çakışıyor. Bizim bu alanlar turizme engel teşkil etmiyor. Bu alanlarımızın uzun vadeli planları yapılıyor, uzun devreli gelişme planları yapılıyor" dedi.
EĞİTİM İÇİN HİBE EDİLDİ
İspanya ile iki yıldır yürütülen projenin son toplantısında, İspanya tarafından aralarında timsah, yılan derisi, fildişi, kaplumbağa ve bunlardan yapılmış materyallerin yer aldığı kaçakçılık ürünleri, eğitimlerde kullanılması amacıyla Türkiye'ye hibe edildi.
Özgür ÖZTÜRK/ ANTALYA, (DHA)