Muratpaşa ilçesinde oturan Mihriban Gül Fidan, tıpta 'tessier' denilen hastalıkla dünyaya geldi. Elmacık kemiğinin gelişimini engelleyen rahatsızlık, Türkiye'de 'oblik yüz yarığı' olarak da biliniyor. Bu hastalığın, anne karnındayken elin yüzde kalması sonucu oluştuğu belirtiliyor. Tessier hastalığı ile doğan Fidan, toplum içinde bakışlardan rahatsız olduğunu, bu nedenle çok istediği üniversiteye de gidemediğini anlattı.
'YÜZÜMÜN DÜZELMESİNİ İSTİYORUM'
Yüzünün görüntüsünden dolayı çok kötü tepkiler aldığını söyleyen Mihriban Gül Fidan, "Arkadaşlarım 'Sen sakat mısın', 'Sen özürlü müsün' diyerek beni dışladı. Arkadaş olmadılar benimle. Eve kapandım. Hiç kimseyle konuşmadım. Hala da aynısını yaşıyorum. Yoldan geçen, tanımadığım insanlar bana 'Sen kaza mı geçirdin?', 'Vah vah yazık' diyor. Acıyorlar bana. Benim neler çektiğimi bilmiyorlar. Ben yüzümün düzelmesini istiyorum. O kötü bakışların üzerimden kalkmasını istiyorum. Bir yere gittiğimde 'aaa' diye bakılmak yerine 'Mihriban gelmiş' denilmesini istiyorum. Üniversiteye gitmek istiyordum. Ancak yüzümden dolayı dışlandığım için gidemedim. Okumayı çok istiyorum. Üniversite içimde ukde kaldı" diye konuştu.
MADDİ İMKANSIZLIKTAN TEDAVİSİ YARIM KALDI
Hastalığı ve tedavi süreciyle ilgili bilgi veren Fidan, “Anne karnındayken elimin sürekli yanağımda olmasından dolayı elmacık kemiğim gelişmemiş. Ailemin beni götürdüğü doktorlar, 18 yaşından sonra tedavimin başlayabileceğini söylemiş. Yaşımı doldurduktan sonra Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nde tedavime başlandı. Önce ortodonti servisinde tedavim yapıldı. Ardından Prof. Dr. Özlenen Özkan tarafından yağ enjeksiyonu gerçekleştirildi. Sonraki işlemde, göğüs kafesimden alınacak kemiğin yüzüme konulması gerekiyordu. Ancak maddi imkansızlıktan dolayı bu yapılamadı. Özlenen Özkan yüzüme enjekte edilen yağ tabakasının zamanla eriyeceğini söylemişti. Zaten 3-4 ay sonra da erimeye başladı. Şimdi tedavimin devam etmesini istiyorum. Yüzüm geri gelsin istiyorum" dedi.
'EVİN İÇİNE AYNA KOYMADIM'
Kızının yaşadıklarını ağlayarak anlatan Rukiye Fidan (57) ise “Kızımın durumundan doğumdan sonra haberim oldu. Doktorlar gelişmesi durduktan sonra tedavisine başlanacağını söyledi. Damak genişletme, yağ doku nakli oldu ama hep insanların alaylı bakışlarına maruz kaldık. Evin içine ayna koymadım. Aynaları kaldırdım. Kızım sürekli 'Bu yüzüm neden böyle' diyerek yüzünü gösteriyordu. Okulda çocuğumla birlikte ben de çok rencide oldum. Kendini bilmez insanlardan 'Yüzün eğri mi?', 'Yüzün yamuk mu?', 'Felç mi geçirdin' gibi tepkiler aldık. Çok yıprandık. Kızımı düşünürken, kansere yakalandım. Kızımın tedavisiyle ilgilenirken kanserden dolayı göğsüm alındı. Kızımın tedavisi için maddi imkanımız yok. Küçük operasyonlar için bile büyük meblağlar isteniyor. Yardım edecek birileri varsa, bize el uzatsın. Koronavirüs nedeniyle her yer kapandığı için eşim de çalışamıyor. Böylece imkansızlık içinde kaldık" diye konuştu.
Fidan ailesinin 24 yıllık komşusu Dilek Alkan, Mihriban Gül Fidan'ın yaşadıklarına doğumundan beri tanıklık ettiklerini belirterek, “Komşumu çok seviyorum. Mihriban pırıl pırıl bir kız. Yüzünün tedavisi olunca inşallah daha iyi olacak. Yardımseverlere sesleniyorum. Ne olur bu aileye yardım edin" dedi.
Adem AKALAN- Süleyman EKİN/ANTALYA, (DHA) -
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |