Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi ve Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü (BATEM) işbirliğinde yapılan Uluslararası TÜBİTAK destekli projeyle, soğuk stresi ve dona dayanıklı fasulye çeşit adayları geliştirildi. 'Soğuğa Toleranslı Taze Fasulye Çeşit Geliştirilmesi Projesi' AÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Davut Karayel, projenin yürütücüsü Prof. Dr. Fakik Kantar ve ekibi tarafından tanıtıldı.
Yaklaşık 3 yıldan bu yana sürdürülen proje kapsamında, Türkiye'nin yaylarından toplanan 829 fasulye çeşidi arasında soğuk ve dona dayanıklı 50 çeşit belirlenerek, bu çeşitlerle ilgili hem Bolu'da tarlada hem de Antalya'da sera ve açık havada deneme üretimleri yapıldı. 50 çeşit arasında ise eksi 4 dereceye kadar dayanıklı 8 türün üretiminde başarı sağlandı.
Proje kapsamında Türkiye yaylalarından toplanan fasulye türlerinin büyük bölümünün çok az bilinen, bilinmeyen veya yok olmaya yüz tutmuş türler olduğuna dikkati çeken proje yürütücüsü Prof.Dr. Faik Kantar, 829 yerel fasulye genotipi kullanılarak 3 yıllık laboratuvar testleri, moleküler çalışmalar ve arazi deneme üretimleri yapıldığını söyledi.
EKSİ DERECEYE DAYANIKLI 8 TÜR
Laboratuvar testlerinde eksi 4 dereceye kadar dayanıklı türlerin ilkbahar erken ekimleri için Bolu koşullarında ve sonbahar geç ekimleri için Antalya şartlarında 2 yıl tarla ve sera denemelerine alındığını anlatan Prof.Dr. Kantar, "Tarla denemeleri sonucunda ilk aşama soğuğa dayanıklı 50 türe indirildi. Bu türler arasından da eksi 4 dereceye kadar dayanabilen 8 tür taze ve kurufasulye çeşit adayları belirlendi" dedi.
ANTALYA'DA ISITMASIZ BAŞARILI SONUÇ
Sıfırın altında 4 dereceye kadar dayanıklı türlerin Hakkari, Erzurum, Van, Malatya gibi illerin yüksek yaylarından toplanan yerel türler olduğunu belirten Prof.Dr. Kantar, yerel isimleri olmayan bu 8 türün tescil işlemlerinin de başlatılacağını açıkladı. Türler arasında kırmızı benekli, siyah benekli, pembe lekeli, baklası sarı ve düz gibi çeşitli şekillere sahip fasulyelerin olduğunu dile getiren Prof.Dr. Kantar, tarla ortamında sıfırın altında 4 dereceye kadar dayanıklı türlerin sonbahar- kış dönemlerinde Antalya'daki sera üretiminde de ısıtmasız kadar başarılı sonuçlar verdiğini kaydetti.
SERADA SOĞUKTAN ETKİLENMEYEN TÜRLER
Kılçıksız ve verimi yüksek yeni türlerin geliştirilmesi için melezleme ve ıslah çalışmalarının da başlatıldığını söyleyen Prof. Dr. Kantar, "Dün akşam sıcaklık eksi 3'e kadar düşmüş, vatandaşın ticari ürettikleri etkilenmiş ama bizim seçtiklerimiz gayet iyi duruyor. Önümüzdeki bir ay içinde soğuk biraz daha artacak ve fark daha da belirginleşecek. Bu durumda serada ısıtmasız şartlarda eksilere düştüğünde hiç etkilenmeden üretimi devam eden çeşitleri devreye sokup çiftçimizin hizmetine sunmak istiyoruz" diye konuştu.
TOHUM İTHALAT VE İHRACATI
AÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Davut Karayel de Türkiye'nin iklim ve coğrafya açıdan tarıma ve özellikle tohum yetiştiriciliğine çok uygun olduğunu belirtti. Son yıllarda tohumculuğa özen gösterildiğine değinen Prof.Dr. Karayel, şöyle devam etti:
"Fakültemizde de bu anlamda önemli çalışmalar yapılıyor. Ülkemiz önemli bir potansiyele sahip ama 2016 rakamlarına göre biz yaklaşık 200 milyon dolarlık tohum ithalatı gerçekleştiriyoruz. 150 milyon dolar da yaklaşık ihracat yapıyoruz ama bu alanda önemli çalışmalar yapılması gerekiyor. Bu nedenle özellikle Valimiz Münir Karaloğlu ve Rektörümüz Prof. Dr. Mustafa Ünal da konuyu hassasiyetle yaklaşmakta ve fakültemizde sektörle işbirliği içerisinde yerli tohum çeşitlerinin geliştirilmesine yönelik önemli çalışmalar yapılmaktadır."
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA)