Akarçay, Çay Deresi, Sultandağı Deresi ile Sultan Dağları'nın kaynakları ve yağışlarıyla beslenen Eber Gölü'nün su seviyesi, son dönemde ciddi oranda düştü. Gölü besleyen kaynakların kesilmesi ve çeşitli atıkların göle bırakılması, su seviyesinin azalmasına neden oldu. 150 kilometrekarelik yüz ölçümüyle Türkiye'nin 12'nci tatlı su kaynağıyken, bugün kuruma tehlikesi olan Eber Gölü'nde su seviyesi, 1,5 metre derinliğe kadar düştü.
'Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu' gereğince 1'inci derecede doğal sit olarak tescillenen göldeki kamışları biçerek, geçimini sağlayan bölge halkı ise su çekildiği için kayık yolaklarının düzeltilememesi ve göle girmenin zorlaşması nedeniyle kamış toplayamaz hale geldi. Suyun çekilmesi sonucu ortaya çıkan araziyi ekip biçemeyen, göldeki su azaldığı için mevcut tarlalarında başta pancar olmak üzere ürün de yetiştiremeyen bölge sakinleri, tarımdan büyük oranda vazgeçti. Eber Gölü'nün su seviyesi gün geçtikçe azalırken, 4 belde ve 14 köydeki 30 bin kişi de verimsiz ve çorak arazi nedeniyle zor duruma düştü.
'GÖL, SON NEFESİNİ VERİYOR'
Eber Gölü kıyısına sınırı olan, 453 nüfuslu Çayırpınar köyünün muhtarı emekli polis İbrahim Kıyar, "11 yıldır muhtarım. Gençliğim ve çocukluğum bu gölde geçti. Eskiden çok temizdi. Bu suyu içiyorduk, kirlilik yoktu. Kimyasal, evsel kirlilik yoktu, sanayi atıkları yoktu. Ama maalesef son 40 yılda aşırı kirlilikten yok olmak üzere. Son nefesini veriyor Eber Gölü" dedi.
'KUŞ CENNETİYDİ BURASI'
Gölde öncelikle kirliliğin ortadan kaldırılması gerektiğini vurgulayan İbrahim Kıyar, "Evsel, çevresel ve sanayi kirliliği, kimyasal kirliliğin bertaraf edilmesi gerekiyor. Ondan sonra çevreden düzenli yağışlarla beraber, kaynaklarla normal seviyede tutmak gerekiyor. O zaman kendine gelir mi? Gelir diyorum. Ama şu haliyle pek iç açıcı görüntü yok. İnsanlar katma değer de üretemiyor. Ürettiği malı sağlıklı bir şekilde pazarlayamıyor da. Gözlem amaçlı gelenler de içeriyi tam manasıyla göremiyor. Bir kuş cennetiydi burası. Bölgeye has endemik türler var. Elimizdeki nimetlerin kıymetini bilememişiz. El birliğiyle yok etmişiz. Yetkililerin buna radikal bir çözüm bulması gerekiyor. Başta kirlilik, ondan sonra da sırayla rantabl bir şekilde suyun debisini verimli halde yükseltmesi gerekiyor" diye konuştu.
Yetkililerden gölün ve çevrenin korunması yönünde girişim beklerken, halkın da çevresine sahip çıkması gerektiğini belirten Kıyar, "İnsanların yaşadığı yeri imar etmesi gerekiyor. Her şeyi devletten bekleyemezsin. Kirlettiğin yeri temizleyeceksin. Çöpünü atmayacaksın. Oraya konteyner koyduk, bütün pislikler burada. Vatandaşta da var kabahat kirlilik ve çevre yönünden. Bizim gençliğimizde sazanlar, turnalar, tatlı su kerevitleri vardı. İhraç oluyordu. Suyu çok temizdi. Arıların beslenmesi mükemmeldi. Hepsi birbirine bağlı, zincir ekosistem koptu" dedi.
Muzaffer NAL/ÇAY (Afyonkarahisar), (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |