Dün Çin, Avrupa ile ABD'den beklentilerin üzerinde gelen Temmuz ayı imalat verileri yüzleri güldürürken, Türkiye PMI verisi adeta hayalkırıklığı yarattı.
HSBC Türkiye İmalat Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) Temmuz ayında son 11 aylık dönem boyunca ilk kez küçülerek Türkiye ekonomisindeki yavaşlamayı teyit etti. Zayıf gelen veri sonrası, yıl sonu büyüme tahminlerinin yakalanamayacağı beklentisi daha da arttı.
Ocak ayında 54 ile zirve seviyesini test eden PMI verisi Temmuz ayında kritik kabul edilen 50 seviyesinin altına sarkarak 49,8 olarak gerçekleşti.
FED'in tahvil alım programını ne kadar sürdüreceğine ilişkin soru işaretlerinin gelişmekte olan ülkeleri tedirgin ettiği bir dönemde Rusya ve Macaristan'ın ardından Türkiye de ekonomik aktivitesi zayıflayan ülkeler arasına katıldı.
EKONOMİ YÜZDE 2,2 ÜZERİNDE BÜYÜYEMEZ
Standard Bank Gelişen Piyasalar Uzmanı Tim Ash, yayımladığı bir notta, Türk lirasındaki zayıflık ile politik istikrarsızlığın güveni etkileyeceğinin göstergesi olduğunu söyledi. Ash, Türkiye ekonomisinin yüzde 2,2'nin üzerinde büyüme kaydedemeyeceğinin muhtemel olduğunu dile getirdi.
HSBC Türkiye Başekonomisti Murat Ülgen ise yayımladığı notta, iç ve dış piyasalardaki volatilitenin imalat sanayi üzerindeki negatif etkisinin hissedildiğini belirtti. Ülgen, üretim hacimleri aynı kalırken, yeni siparişlerin düştüğünü ifade etti.
TL'DEKİ DEĞER KAYBI VE GEZİ OLAYLARI ETKİSİNİ GÖSTERDİ
Şeker Yatırım Ekonomisti İbrahim Aksoy, ikinci çeyrekte PMI verisinin zaten ilk çeyreğe göre düşük seyrettiğini, Temmuz’daki düşüşte ise yeni sipariş ve yeni ihracat siparişlerindeki düşüşlerin etkili olduğunu söyledi. Aksoy döviz kurunda ve kredi faizlerinde son günlerde yaşanan artışların da maliyet kanalıyla imalatçıları olumsuz etkilediğine işaret etti.
Verinin 50'nin altında olmasının imalat sanayinde hafif de olsa daralmaya işaret ettiğini bildiren Aksoy, Babacan ile Mehmet Şimşek'in de dile getirdiği gibi hükümetin ilerleyen günlerde bu yıl için %4 seviyesindeki büyüme tahmininde aşağı yönlü revizyona gidilebileceğini söyledi.
Yılsonunda ekonominin yüzde 3,2 oranında büyümesini beklediğini kaydeden Aksoy, gelecek sene FED'in yeni tahvil alımlarını bitirmesiyle Türkiye gibi fon akımlarına ihtiyacı olan gelişmekte olan ülkelerde büyüme üzerinde olumsuz etkinin daha fazla hissedileceğini ifade etti. Gelecek yıl Türkiye için %3 seviyesinde bir büyüme tahmini olduğunu belirten Aksoy finansal akımlara bağlı olarak tahmini için aşağı yönlü riskler olduğuna işaret etti.
Ekonomideki toparlanmanın bir süredir güçlü olmadığına değinen Şeker Yatırım Ekonomisti, ilk çeyrekte yüzde 3'lük büyümenin 2,2 puanının kamu yatırımlarından geldiğini hatırlatırken, ikinci çeyrekte PMI endeksinin imalat sanayinde genişleme ve daralmayı birbirinden ayıran 50 seviyesinin hemen üzerinde yer aldığına işaret etti.
Önümüzdeki aylarda ekonomik aktivitedeki görece zayıf seyrin devam edeceğini öngören Aksoy, faiz artışının ve olası yeni artışların da etkisiyle yılın ikinci yarısında ekonomide önemli bir hızlanma beklemediğinin altını çizdi.
YIL SONUNDA EKONOMİ YUMUŞAK ZEMİNE GEÇECEK
Goldman Sachs Temmuz ayı PMI verisinin genel olarak zayıf görünümünün bu yılın ikinci çeyreğinde başlayan yavaşlamaeğiliminin güçlendiğine işaret ettiğini ve enflasyon baskılarının yoğunlaştığının görüldüğünü belirtti.
Goldman Sachs Türkiye için kendisi tarafından hesaplanan öncü faaliyetler göstergesinin oldukça ılımlı bir güç kaybına işaret ettiğini bununla birlikte son bir kaç aydır açıklanan daha güçsüz PMI verilerinin öncü faaliyetler göstergesinin de önümüzdeki aylarda aşağı gelebileceğine işaret ettiğini belirtti. Bu veriler ışığında Türkiye ekonomisinin bu yılın sonlarında ve önümüzdeki yılın başlarında yumuşak bir zemine geçeceğinin öngörülebileceği ifade edildi.
CEREN DİLEKÇİ / THE LİRA