Şöyle başlayalım… Dünya, 2024'te ilk kez 1,5 C küresel ısınma hedefini aşmış. En sıcak yıla ait veriler, iklim değişikliğinin beklenenden daha hızlı ivme kazandığını gösteriyor. Uluslararası kuruluşlar, küresel ortalama sıcaklıktaki ‘olağanüstü‘ artışın, iklim değişikliğinin beklenenden daha hızlı ilerlediği yönündeki tahminlerinin doğruluğunu gösterdiğini işaret ediyorlar.
* * * *
Avrupa Copernicus Gözlem Ajansı, sera gazı emisyonlarının yeni bir rekor seviyeye ulaştığını, ardından ortalama yüzey sıcaklıklarının sanayi öncesi seviyelerin 1,6 santigrat derece üzerinde gerçekleştiğini açıkladı. 2024 kayıtlardaki en sıcak yıl olmuş. Ortalama sıcaklıkların, sanayi öncesi dönemlerden bu yana ısınmayı tercihen 1,5 C ile sınırlamayı öngören 2015 Paris Anlaşması hedefini aştığı ilk yıl olmuş.
* * * *
Geçtiğimiz yılki sıcak hava dalgalarına sel baskınlarına kadar bir dizi iklim felaketinin istatistiksel bir anormallik olmadığını, aksine iklim değişikliğiyle açıkça bağlantılı olduğu söyleniyor. 2015-2024 yılları arasındaki dönem kayıtlara geçen en sıcak 10 yıl olmuş. Bilim insanları "1,5C'ye ulaşmak, yıkıcı bir zincirleme reaksiyonda ilk adımı izlemek gibi" diyorlar. "Daha uzun kuraklıklar, daha ölümcül sıcak hava dalgaları olabilir‘ diye ekliyorlar.
* * * *
İlginç olan sanki şu. İklimler son zamanlarda küresel ısınmanın etkisiyle giderek daha hızlı değişiyor. Ama insanlar pek umursamıyor gibi görünüyor. Belki de iklim kriziyle mücadelede insanın en büyük zayıflığı unutkanlığı. Bilmiyoruz. Halbuki şu anda anne babamızın ve büyük anne babalarımızın deneyimlediğinden çok farklı bir iklimde yaşadığımız yüksek sesle devamlı dile getiriliyor.
* * * *
Bilim insanları şimdi ‘iklim çöküşü‘ veya ‘dönüm noktası’ndan bahsediyorlar. Geçtiğimiz günlerde bir açıkoturumda bahsedildi. Bu kavram için ABD’li yazar Malcom Gladwell’in yirmi yıl önce yazdığı romandan esinlenilmiş. ‘The Tipping Point‘ (Dönüm noktası) adlı romanda dönüm noktası için ‘bir fikrin, eğilimin veya sosyal davranışın bir eşiği aştığı ve orman yangını gibi yayıldığı o büyülü andır‘ deniliyor.
* * * *
Gerçi Türkçe ‘Bardağı taşıran damla‘ da diyebiliriz bu dönüm noktasına. Bu anlatıma göre, küresel ısınma sonucunda dönüm noktası aşılacak. Ve iklim alt sistemlerinin aniden çökmesine yol açacak. Bu kavram eşik değerleri ile de ilgili. Göz açıp kapayıncaya kadar dünyamız esaslı dönüşüme uğrayacak. Bazı bilim insanlarına göre ise bir şey açık: Çöküşün tam olarak ne zaman, yani hangi sıcaklık eşiğinde başlayacağı hala neredeyse belirsiz.
* * * *
Çoğa iklim araştırmacısı ise bu belirsizlik fikrine tamamen katılmıyor. Onlara göre iklimsel dönüm noktaları korkutucu derecede hızlı bir şekilde çoğalıyor. Örneğin Antarktika için eriyen buz tabakaları. Veya yüzey sıcaklığı 2024'te 20,87 derece gibi yeni bir yüksekliğe ulaşan okyanusların ısınması insanlar tarafından fark edilmiyor. İklim araştırmacılarına göre, bu yüzden kamuoyuna ve siyasetçilere yapılan uyarıların hafife alınmaması gerekiyor.
* * * *
Dünya belki de bir felakete doğru gidiyor. Araştırmalara bakılırsa uzun vadede bile 1,5 C sınırının altında kalma olasılığı giderek daha uzak görünüyor. Isınma öncelikle fosil yakıtların yakılmasından kaynaklanıyor ve kömür, petrol, gaz değiştirilene kadar artmaya devam edecek Isınmayı 1,5C ile sınırlama şansına sahip olmak için fosil yakıt emisyonlarının 2030 yılına kadar yüzde 45 oranında düşmesi gerektiği söyleniyor. Şurada beş yıl kaldı. Bu imkansız gözüküyor. Hatta üç derecelik bir yolda olma ihtimalimiz daha yüksek gözüküyor.
* * * *
Araştırmalara, iklim modellerine göre yüzyılın sonunda üç derece gerçekçidir. Ve 2024 ve ondan önceki yıl, ısınmanın ne anlama geldiğini bize açıkça gösterdi. Sıcak hava dalgaları, benzeri görülmemiş seller, denizlerin ısınması, kasırgalar, orman yangınları, yani tarih kitaplarında yer alacak felaketler. Küresel ısınmanın uyarıları savaşlar, göç, enflasyon gibi sorunlar arasında kaybolup gidiyor. 22 Temmuz 2024’te tarihin en sıcak günü yaşanmış. Bu yıl geçen yılki rekoru umarım aşmayız.