Dizilerinin insan yaşantısını olumsuz etkilediğini aktaran Öngün, bu konuda sosyolog ve psikologların da dahil edildiği bağımsız bir kurulun inceleme yapması gerektiğini kaydetti.
Öngün, "Ağlatan dizi de güldüren dizi de prim yapıyor. Toplumsal kaygılarla yapılan dizilerde ısrarcı olmak gerekir. Diziler, bireyi yalnızlaştırıyor, bireyi mutsuz hâle getiriyor, oradaki yaşantıya özendiriyor. Gerçekle yüzleşilen anda, hayal dünyası ile gerçek dünyanın aynı olmadığını fark ediyoruzö dedi. Bu konuda akademik çevrelerden destek alınması gerektiğine dikkat çeken Öngün, "Diziler bilimsel bir kurul tarafından incelenmeli. Sansür de alabildiğine özgürlük de zarar veriyor" dedi
Dizilerin bilim insanları tarafından incelenmesi gerektiğini kaydeden Öngün, "Sosyologlar, psikologlar inceleyerek senaryo ve karakterlerin üzerilerinde durarak diziler yapılandırılmalı. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu dışında bağımsız ve bilimsel bir kurul oluşturulmalı. Yokuş aşağı giden, freni patlamış bir kamyona benziyor televizyonlardaki diziler. Gençlerimiz kötü örnek alıyor" diye konuştu.
Dizi karakterlerinin haber bültenlerine konu edilmesinin de yanlış olduğunu savunan Murat Öngün, hayal ile gerçek arasındaki farkın haberler yoluyla da kaybolduğunu vurguladı. Öngün, şöyle dedi: "Güncel konular bizi ilgilendirmiyor, dizilerdeki hayat bizi ilgilendirmeye başladı. Gerçek dünyayı dizilere, dizileri gerçek dünyayla karıştırıyoruz. Hayali bir karakterin cenaze namazını kılabiliyoruz. Ana haber bülteninde Hürrem'in Süleyman'ı seven kadına ne yaptığını izleyebiliyoruz. Bu çok anlamlı değil."
Murat ARISOY/AFYONKARAHİSAR, (DHA)