BAŞBAKAN ERDOĞAN: DİNK'TE ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPTIK
Dink davasının sonucunu değerlendiren Erdoğan, kararın kamuoyunda vicdani rahatsızlığa neden olduğunu belirtirken, "İzlediğim gerek televizyon yayınları, gerek okuduğum gazetelerde, kamuoyunda vicdani noktada bir rahatsızlık söz konusu. Fakat bu karar, nihai bir karar değil. Şimdi bunun tabi temyizi söz konusu. Temyizden ne çıkacağını şu anda kestirmek o da mümkün değil. Temyiz bu karar noktasında çok daha farklı bir kararı verebilir. Bunu da şu anda temyize gidecek bir süreç olduğu için, burada yorumlamamız doğru değil. Ama ben herşey burada bitmediği için ben temyiz sürecini izlemekte, takip etmekte fayda olduğuna inanıyorum. Temennim odurki, adalet bu noktada yerini bulur" diye konuştu.
"FAİLE BAŞKA BİR CEZA VERİLEMEZ"
Olayın failini 32 saatte yakaladıklarını hatırlatan Başbakan Erdoğan, yürütmenin konuyla ilgili kendilerinden istenen herşeyi yerine getirdiğini söyledi. Erdoğan idam cezasının olmaması nedeniyle faile başka bir cezanın verilemeyeceğini belirterek, "Burada tabi beklentiler çok çok farklı. O beklentilere kısmet katılmak mümkün olduğu gibi, Geneline katılmam mümkün değil. Örneğin 32 saatte bu işin failini yakalamış bir hükümetiz biz, ondan sonrası yargıya ait bir süreçtir. Yargıya ait süreç uzamıştır. Hemen hemen 5 yıl oldu bu süreç." dedi. "Dolayısıyla bu süreç içerisinde yargıdan yürütmeye ne intikal etmişse veya yürütmeden ne istenmişse, yürütme bunları yerine getirmiştir. Bundan sonra da böyle birşey olacak olursa da, yine yerine getirmeye devam eder." diyerek konu ile ilgili düşüncelerini dile getiren Başbakan sözlerine şöyle devam etti: "Kamuoyu vicdanı bu noktada rahat değil ama faille ilgili verilmiş ceza bundan başkası da olmaz. Ağırlaştırılmış müebbet hapis, idam olmadığına göre bundan daha başka bir ceza verilmez. Bu konuyla ilgili olarak devlet, yargıyla gerekli çalışmalarını yaptı. Yargı da devletin bir unsuru. Bununla ilgili biz yürütme olarak bize ne dendiyse, bizden ne istendiyse bunlar yapıldı. Yakalama sürecinden tutunuz, ondan sonraki süreçlere kadar yine istenen ne olmuşsa bunlar yerine getirilmiş. Onun için de diğerlerinin biliyorsunuz yargılanma süreci devam etmiştir."
GÜL : DİNK DAVASI BİZİM İÇİN BİR SINAV
Cumhurbaşkanı Gül, Hrant Dink cinayetiyle ilgili bir soru üzerine şöyle konuştu: "Cinayete Türk halkı büyük bir tepki vermişti. Türkiye'yle ilgili önyargıları olanlar buna çok hayret etmişlerdi. Malesef üzücü bir olay. Mahkeme süreci uzun süre devam etti. Karar çıktı ama temyiz safhası var. Ümit ederim ki kesin karar çabuk çıkar. Hrant Dink davası önemli bir davadır. Gayrimüslim vatandaşımızla ilgili bir dava olduğu için ayrı bir hassasiyeti var. Bugüne kadarki ve bundan sonraki sürecin en şeffaf ve adil şekilde sonuçlanması bizim için sınavdır. Neticeyi beklemek gerekiyor."
ARINÇ: YAKIŞMADI
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Hrant Dink kararının vicdanları yaraladığını söyledi. Başbakan Yardımcısı Arınç, Türk-İş Genel Merkezi'ne yaptığı ziyarette gazetecilerin, Hrant Dink cinayetinde verilen karara ilişkin sorularını cevapladı. Mahkemenin kararının vicdanları yaraladığını belirten Arınç, "Failler 30 saat içinde yakalanmıştır. Bizim işimiz yargının önüne bunu götürmektir" dedi. Azmettiricilerin de ceza alması gerektiğini vurgulayan Arınç, bir çocuğu katile dönüştüren ortamı değiştirmek gerektiğini söyledi. Arınç, mahkemenin hakiminin, 'Vicdanen tatmin olmadım' sözünün bir hakime yakışmadığını söyledi.
TÜSİAD BAŞKANI BOYNER: Hrant DİNK KARARI VİCDANLARI SIZLATTI
Hrant Dink davasını hakkında konuşan Boyner, şunları dile getirdi: "Bu toprakların ve toplumun sevdalısı bir vatansever olan Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, tam beş yıl önce bugün kurucusu olduğu gazetesinin önünde katledildi. Aradan geçen zaman zarfında örtbas etme çabaları ortaya çıkarılmasına, eldeki delillere ve bulunan bağlantılara rağmen bu cinayetin gerisindeki asıl sorumlulara erişmek mümkün olmadı. İki gün önce açıklanan mahkeme kararları ise duyarlı kamuoyunu şoka soktu, vicdanları sızlattı. Bir yandan bu kararlara doğru ilerlenirken, diğer yandan cinayetin arka plan bağlantılarını, bazı görevlilerin cinayetin işlenmesindeki ya da önlenmemesindeki sorumluluklarını ortaya çıkaran bir gazeteci deşifre ettiğini sandığı yasadışı örgütlenmenin parçası olduğu iddiasıyla tutuklandı. Hrant Dink davası bir gazetecinin öldürülmesinden daha büyük anlamlar taşıyan temsili bir olay. Bu davanın seyri, alınan kararlar, Dink'in avukatlarının her aşamada gerçeğe ulaşmak için dişleriyle tırnaklarıyla mücadele etmek zorunda bırakılması, davanın adil bir sonuca ulaşmasını sağlamak için getirdikleri taleplerin geri çevrilmesi neredeyse sistematik diyebileceğimiz özellikler taşıyor.
Bu davanın akışında önümüze çıkan şey en somut haliyle Türkiye'de adalete olan inancın sarsılması, hukuk anlayışımızın zaaflarıdır. Dink cinayetine ve onun davasının seyrine dönüp göz ucuyla bakmamış olanlar bile, kamuoyunda dikkat çeken başka birçok davada adalet mekanizmasının işleyişini sorgulamak zorunda kaldılar. Masumiyet karinesi, delillerin sağlam dayanakları bulunması, tutukluluğun istisnai bir hal sayılması konularında şikayetler çığ gibi büyüdü. Bir zamanlar 'olur böyle şeyler, kurunun yanında yaş da yanabilir' diye düşünenler ateş ocağa düştüğünde yargıda usulün önemini daha iyi kavramak zorunda kaldılar. Bu olgular ışığında hukukun üstünlüğü, yargının işleyişi ve adalet duygusunun zedelenmemesi konularında ciddi adımlar atmamız gerektiğine inanıyorum. Kıssadan hisse, çok sıradan da gelse, hukukun hepimize gerekli olduğudur. Eğer Türkiye kendi büyük iddialarının altında ezilmeyecekse o zaman önündeki belki de en önemli hedef gerçek anlamıyla bir hukuk devleti olmayı başarmaktır."
BURHAN KUZU: TEMYİZİ BEKLEYECEĞİZ
Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Hrant Dink cinayetiyle ilgili mahkemenin kararını değerlendirdi. Kuzu, "Temyizi bekleyeceğiz. Meseleyi süreç bitmeden öne çıkarmak doğru değil." dedi. Anayasa Komisyonu toplantısı öncesi basın mensuplarının mahkeme kararını hatırlatması üzerine Kuzu, "Temyizi bekleyeceğiz. Hakimin açıklaması kendi takdiri. Durup dururken ortalığı germenin bir anlamı yok. Temyiz aşamasını bekleyeceğiz, ne çıkarsa ona razı olacağız. Hakimler başka zamanlarda da açıklama yaptı, beni şaşırtmadı. Hakim elindeki delile göre ona karar vermiş. Meseleyi süreç bitmeden öne çıkarmak doğru değil" diye konuştu.