Başkan Uysal: Sistemi yeniden inşa etmeliyiz
Başkan Uysal: Sistemi yeniden inşa etmeliyiz
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı
Kızılcık Şerbeti’nde bir flaş ayrılık daha
Kızılcık Şerbeti’nde bir flaş ayrılık daha
18 ilde DEAŞ operasyonu: 20 tutuklama
18 ilde DEAŞ operasyonu: 20 tutuklama
13 Haziran 2020 Cumartesi - 12:31

Dilipak'tan şaşırtan bir yazı daha

"Ben Başkanlığı savundum ama, bu başkanlık başka türlü bir başkanlığa döndü. Maliye Bakanı Başbakan gibi oldu. Parayı veren her şeye karar verebilir hale gelmeye başladı. Politika kurulu da Politika belirlemek yerine, müşavirler kurulu gibi oldu."

Dilipak tan şaşırtan bir yazı daha
Facebook'ta Paylaş Twitte'da Paylaş Google+'da Paylaş Haberi Yazdır Arkadaşına Gönder Metni küçült Metni büyüt

Yukarıdaki sözler, Akit yazarı Abdurahman Dilipak'a ait.Türk Tipi Başkanlık sisteminin işlemediğini yazan Dilipak, Erdoğan'ın sık sık kullandığı 'Devlet-Millet ele ele" ve 'bizim Rabiamız' dediği "Tek devlet, tek millet, tek vatan, tek bayrak" sloganlarını da eleştirdi.

Bir süredir AKP kadrolarındaki yozlaşmaya dikkat çeken Dilipak'ın AKP'ye yönelik sert eleştiriler içeren dikkat çeken “Devlet-Millet el ele”! başlıklı yazısı şöyle: 

Yeni moda kavramlarımız var artık. Nice zamandır “Din dersi” “Din ve ahlak kültürü” olmuştur. Çünkü artık bunlar “ulusal kültür”ün birer parçası!. Ve tabii her şey gibi “Evrensel Normlar”a uygun olacaktı. Ama artık o da geçerli değil.. “Yeni normal” döneme geçerken o normlar da değişecek. Yani bir kültür olarak din algınız da yeni normale göre dönüştürülecek. Ahlak bir yandan “etik ve moral” değerler olarak ele alınıp, İlahi kökünden koparılıp, “insani” “insan merkezli”, yani “Humanist” bir zemine çekilirken “değerler eğitimi” adı ile sekülerleştiriliyordu.

Ama artık o “Ulusal kimlik ve kültür”ün bir parçası haline getirilmeye çalışılan din kültürü için de tarihin sonu. Şimdi bir de “Siber Vatan” çıktı. Hani diyorduk ya 22 ülkenin sınır, rejim ve iktidar yapıları değişecek diye, bu işin 22’si filan kalmadı, hepisu, hepisu!.. “Vatan” “Ulusun toprağı” idi, değil mi? Osmanlı da ulus kimliği olmadığı için vatan kavramı yoktu. Memleket, yurt, ülke vardı. Şimdi bizimkiler “Tek vatan” ülküsünden yola çıkarak, “Siber Vatan” diye bir sanal gerçeklik üretmeye çalışıyorlar. “Siber” ve “Vatan” global köyde sanal bir vatanınız olur mu bilmem ama, eski kavramlarla yeni dünyayı açıklayamazsınız.

Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? “Devlet-Millet el ele”! Üzgünüm, “içi boş” bir şey bu. “Niyetiniz iyi” biliyorum ama, şuuraltınızda “Milletinden ayrılan, onun değerleri ile savaş ona yabancı bir devlet”, “devletine hainlik eden bir millet” anlayışı var. Bilinç yaralanması! Terör ve darbeler “toplumsal hafıza”yı mahvetmiş. “Tek devlet”,” tek millet”, “tek vatan”, “tek bayrak” derken de aslında sanki milleti, ülkesi, bayrağı olmayan ya da onlar olmadan bir devlet olabilir gibi bir anlayışın şuuraltı sözkonusu.. Bunu “Bizim rabiamız” diye politik bir slogana dönüştürebiliyoruz ve kimse bunun farkında varmıyor. Tıpkı “Hayatta en hakiki mürşid…” der gibi. Bir insanın hayatında en mühim bilgi, Yaratanın yaratılış gayesini açıkladığı temel kitaptaki hakikatin bilgisidir, Vehbi bilgidir, 5 duyu ile elde edilen ve kesbi olan gerçeğin bilgisi dinin dünyaya uygulanması için ihtiyaç duyulan bilgidir. Onun için detaya girmeye gerek yok ama mesela “En hakiki” olmaz. Nasıl “en sonsuz” olmazsa, “en hakiki” de olmaz. Hakikat “Hakka ait olan” ve bir şeyin doğru, mükemmel şeklini ifade eder, onun için de başına “en” eklenmez. Mürşid zaten bir şeyin hakikatine vakıf olup onu irşad yolu ile başkalarına aktaran ve onların rüşte ermesini, raşid olmasını, kemale ermesini sağlayan kişi’yi ifade eder. İşte böyle biz bazı şeylere kendimize göre bir anlam yüklüyor, onu sloganlaştırıp, tekrarlayıp duruyoruz. Hatta kutsuyoruz, ikonalaştırıyoruz. O sözlerin sahiplerini ise idolleştiriyor/putlaştırıyoruz. Bu cümle üzerinde daha fazla konuşmayalım, zülfi yâr’e dokunur. Yoksa her kelimesi üzerinde bir şeyler söylemek mümkün. Eğer “Devlet - Millet kaynaşması” gibi bir şeyden söz ediyorsanız, siz ne devleti biliyorsunuz, ne de milleti demektir. Sahi niye Devlet-Ulus kaynaşması” demiyorsunuz da, “Devlet-Millet” diyorsunuz! “Millet” dediğiniz şey “Nation” olan “Ulus” mu, yoksa “Millet-i İbrahima” daki “Millet” mi! “Devlet” derken “yönetim”i mi kasdediyorsunuz. Yoksa “kutsal bir devlet”ten mi söz ediyoruz. Ya da “Milletin kurduğu” bir yapıdan mı söz ediyoruz. Yani, şu “Yasama, Yürütme, Yargı”dan oluşan bir yapıdan mı söz ediyoruz.

Mesela Erdoğan “devlet” başkanı mı, “Cumhur” başkanı mı? “Cumhur” Arapça bir kelime. “Çoğunluk” demek. Birilerinin sandığı gibi “Cumhur=Halk” değil. Onun için 6 Ok’tan biri Cumhuriyetçilik, Öteki Halkçılıktır! Cumhuriyet çoğunlukçuluk demektir. Cumhurbaşkanı derseniz çoğunluğun başkanı demektir. Ya da şöyle diyelim, çoğunluğun seçtiği başkan. Devlet Başkanı diyorsanız, bana devleti tanımlayın.. Mesela “Devlet” dediğiniz şey “Government” mi? O zaman hükümet eden, yöneten, hüküm sahibi demektir. Bizde “hükümet başkanı” demek, “Başbakan” demekti! Eskiden Bakanlar Kurulu karar alıyordu, şimdi Başkan karar veriyor, bakanlar uyguluyor. Hatta bakanlıkların müsteşarı yok ama üstünde bir “Politika kurulu” olacaktı, onu da işletemedik.

Ben Başkanlığı savundum ama, bu başkanlık başka türlü bir başkanlığa döndü. Maliye Bakanı Başbakan gibi oldu. Parayı veren her şeye karar verebilir hale gelmeye başladı. Politika kurulu da Politika belirlemek yerine, müşavirler kurulu gibi oldu.

Demokraside, çoğunluk, azınlıkların temel hakları ve özgürlükleri konusunda sınırsız yetkiye sahip olamayacaktı. Onun için düşünce, ifade, örgütlenme ve basın özgürlüğü olacaktı. Ama hep başında beri bunlar siyasilerin elinde oyuncak oldu. Üniversiteler, Tevhidi tedrisat kıskacındaki bütün eğitim, iktidarların elinde oldu. Tek parti dönemi zaten fecaatti. Ardından darbeler dönemi. Kuvvetler ayrılığı filan hak getire, Dernekler kapatıldı, basına sansür uygulandı. Koalisyon döneminde oligarşik bir yapı oluştu, tek parti dönemi jakobenleşti ya da Osmanlıdan gelen İttihatçıların Meşruti Monarşi kafası ve Cumhuriyetin “Tek adamcı” anlayışının gölgesinde Otokratik bir hale dönüştü. Biraz Laiklik, biraz İslamcılık, biraz batıcılık derken işte bugünlere geldik.. Aklı karışık bir topluma dönüştük. Solcumuz solcu değil, Milliyetçimiz tarihten habersiz, Batıcımız batıdan. Dindarımız dini bilmiyor.

Şuuraltımız isyan ediyor. “Devlet-Millet el ele” derken aslında bir arayışın, bir hasretin, bir umudun çığlığını duyar gibi oluyorum. Aslında bu kendi içimizdeki yaralayıcı dile, inatlaşmalara, karşılıklı meydan okumalara, hakaretlere, trollerin hezeyanlarına karşı bir öfke, bir tepki de bu ifadenin altında.

Deprem olmuş da, insanlar yardıma koşmuş da, devlet felakete uğrayanların yanındaymış da. Bu niye bizi bu kadar heyecanlandırdı anlayamadım. Zaten bunun böyle olması gerekmez miydi ki! Kaybettiği yavrusunu bulmanın sevinci ile ne dediğiniz bilmez hale gelen bir annenin sözleri gibi, bu yükselen ses. O zaman bu umudu kaybetmeyelim. Selâm ve dua ile.

Etiketler:
 
Kavgada yaralanan genç, 12 gün sonra yaşamını yitirdi
 
Sertifikalı otel sayısı 81'e yükseldi
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
demir 14 Haziran 2020 Pazar 07:41

Abdurrahman DİLİPAK'ın düşüncelerini beğenirsiniz beğenmezsiniz,siyasi görüşleri hoşunuza gider veya gitmeyebilir.Olaylara bakış açısına katılırsınız katılmazsınız,pandemi sürecinde görüldü ki,bu konulara kafa yoran araştıran biri.Dünya'da neler olup bittiğini kendi açısından anlamaya çalışan,bu öğrendiklerini de açıklayarak herkesle paylaşma gayretinde olduğu görülmüştür.Özellikle ilaç sanayisiyle ilgili bakış açısı araştırmacı olduğunu,bu konularda da yazan çizen bir tutum sergilediği anlaşılıyor.Günlük yazılarını okuyunca kendinize göre doğru veya yanlış olarak değerlendirebilirsiniz.Kısacası toptan kabul edip etmemek den ziyade,bir şeyler anlatmaya çalışıyor,hatta attıkları taşlar zaman zaman değişik kesimleri ürkütüyor da olabilir ama anlamaya çalışmak lazım,bu adam bir şeyler anlatmak için çırpınıp duruyor.En azından her kesime yönelik düşüncelerini saklamadan yazabiliyor.

Yorumu oyla      1      1  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kavgada yaralanan genç, 12 gün sonra yaşamını yitirdi
BATMAN'ın Gercüş ilçesinde iki grup arasında çıkan kavgada bıçakla yaralanan ...
Caddebostan sahilinde çöpler dikkat çekti
KADIKÖY Caddebostan Sahili´nde deniz yüzeyindeki kirlilik dikkat çekti.
Marmarisliler domuz korkusu yaşıyor
MUĞLA'nın Marmaris ilçesine inen yaban domuzlarından tedirgin olan vatandaşlar, ...
 
Asma tavan çöktü, yaşlı çift tesadüfen kurtuldu
DENİZLİ'nin Merkezefendi ilçesinde tek katlı müstakil evin salonundaki ...
Nişanlı çiftin 'mini etek' kavgasına uzaklaştırma cezası
TRABZON'da S.A. (25), mini etek giydiği gerekçesiyle tartıştığı nişanlısı ...
Belgrad Ormanı'na piknikçi akını
Sokağa çıkma kısıtlamasının olmadığı ikinci hafta sonunda İstanbullular ...
 
Otomobil direğe çarptı: 1 ölü, 3 yaralı
AYDIN'ın Efeler ilçesinde, otomobilin elektrik direğine çarptığı kazada ...
Üst düzey korumaya sahip bez maske üretimi
BURSA Teknik Üniversitesi’nde geliştirilip üretilen, doku tasarımı ve ...
Sokağa çıkma kısıtlaması bitti, ölümüne serinlik başladı
KORONAVİRÜS salgını döneminde uygulanan sokağa çıkma kısıtlamaları kaldırılan ...
 
Dursun Gündoğdu
Atatürk'ün kemiklerini sızlatan CHP'li başkanlar
YAZARLAR
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Nükleer korkusu
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Bitmedi, bitmiyor, bitmeyecek…
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Robotaksi dönemi
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
757 yıllık bir Yörük geleneği
İsa Altun
İsa Altun
İban vurgununa dikkat
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Denizin güzelliği ve yaşadığım simit şoku…
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva