Hükümete yakın Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak bugünkü “Dost acı söyler” başlıklı yazısında AKP teşkilatlarını uyardı. Birçok kişide rehavet, ne yapacağını bilememe hali olduğunu söyleyen Dilipak “Bir şeyler yapmak isteyenler, partilerine sorduklarında ‘bir bekle’, bakalım, ‘kendi başınıza hareket etmeyin’, ‘Ankara’ya bir soralım’ havasındalar.. Bakın bu aşırı kategorik, hiyerarşik yapı size hayır getirmez” dedi.
“LÜKS ARABALARLA KENAR MAHALLELERDE…”
Köşesinde “Eskiden isteyen herhangi biri partiye giderse onu karşılayan buyurun diyen biri bulunurdu. Şimdi randevu almadan gidemezsiniz, gitseniz niye geldin derler.. Gelenin de ya bir “iş”i vardır, ya da bir tayin meselesi. Ya da birbirini şikayet edecektir” diye yazan Dilipak şunları yazdı:
“Madem parti binasında olmuyor, başkan yardımcılarının, en azından danışmanlardan birinin bulunduğu “Ak Dergahlar” oluşturulabilir. Kitap dergi, sohbet, çay, çorba, yaşlısı-genci ile herkesin buluştuğu bir mekan örgütlenemez mi? Hani şu bizim eski “Küllük” misali..
Kadın Kolları ev ev dolaşıyor, ama bu evlere giden hanımlar, makyajlı pahalı ve lüks giyim kuşamı olan insanlar. Lüks arabalarla kenar mahallelerde ev sohbetleri sanıldığı kadar verimli değil. Gelenleri kendilerine benzetmiyorlar. Duygusal bir bağ kuramıyorlar.. Yani o kenar mahalledeki birine “hadi sen de bize katıl” diyemezler.. 15 Temmuzdaki o kamyon kullanan kandın, yanındaki komşusu, Akıncılar’dakiler, o Şehidler Köprüsü’ndeki şalvarlı kadına benzer birileri yok. Oturunca dua da etmiyorlar. Şöyle 3 kez kucaklaşmıyorlar.. Namaz vakti geldiğinde birlikte namaz kılmıyorlar.. Zaten abdest alsalar makyajları bozulur, olmaz! “Ahretlik” dostluklar yok yani.”