Dhkp-C'orona örgütü

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil bu sözleri köşesine taşıdı. Özdil şöyle yazdı:

. Asrın liderimiz, doğum kontrolü isteyenleri vatan hainliğiyle suçladı, “doğum yapmayın demek ihaneti vataniyedir” dedi.

. Erken seçim isteyenleri vatan hainliğiyle suçladı.
"Erken seçim talebinde bulunmak ihaneti vataniyedir” dedi.
"Erken seçim ifadesini kullanmak bile vatana ihanettir” dedi.
“Erken seçim ifadesini kitabımızdan silelim, ülkemizi erken seçim polemiklerine kurban edersek, asıl ihaneti vataniye budur” dedi.

. Chp'yi vatan hainliğiyle suçladı, “cehape vatana ihanet girişimlerine bulaşmıştır, elimizde belge var, vatana ihanetle irtibatlıdır” dedi.

. Millet İttifakı'nı vatan hainliğiyle suçladı, “vatana ihanet içinde olanların dörtlü çetesine oy verecek misiniz?” diye sordu.

. Bankalardan döviz alanları vatan hainliğiyle suçladı, “özellikle sanayicilerimize sesleniyorum, bankalara s

aldırarak döviz alma yoluna gitmeyin, ben bunu ihaneti vataniye olarak görüyorum” dedi.

. Yurtdışına yatırım yapan işadamlarını vatan hainliğiyle suçladı, “bazı sinyaller alıyorum, yurtdışına para kaçırmaya tevessül edenleri affetmeyiz, izin vermeyiz, bu adımlar ihaneti vataniyedir” dedi.

. Tüsiad başkanını bile vatan hainliğiyle suçladı, “Tüsiad başkanı kalkıp da Türkiye'ye küresel sermaye gelmez ifadesi kullanamaz, bu cümleyi kullanıyorsa, vatana ihanettir” dedi.

. Özelleştirmeye karşı çıkanları vatan hainliğiyle suçladı, “özelleştirme yapıyoruz diye hükümetimizi vatana ihanetle suçlayanlar ihaneti vataniye içersindedirler” dedi.

. Akp'den ayrılanların “ihanet” içinde olduklarını söyledi.

. Ayasofya'nın müze haline getirilmesinin “ihanet” olduğunu söyledi.

. Çözüm sürecine karşı çıkanların “ihanet” içinde olduklarını söyledi, “çözüm sürecine ihanet süreci diyorlar, eğer vatana bir ihanet varsa, ihanet içinde olanlar Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'dur” dedi.

Tek tek yazmaya kalksak, sayfaya sığmaz, kürtaj yaptıran, döviz alan, seçim isteyen, vatan haini listesi çok uzun.

Ve, dün itibarıyla yepyeni bir “vatan haini” katıldı aramıza.

“Şeffaf yönetim sergiliyor” denilen sağlık bakanımız, testleri pozitif çıkan vatandaşların hasta sayılmadığını, virüs taşısa bile yeni vaka sayılmadığını, günlük tabloya yazılmadığını söyledi. “Ulusal çıkarları korumak” için böyle yaptıklarını izah etti.

Yani… Vatandaşların kafasına göre korona kapması ve hastaneye koşturarak pozitif çıkması, ulusal çıkarlarımıza aykırı oluyor. Ulusal çıkarlarımıza uygun olabilmesi için, sağlık bakanımızın takdir ettiği sayıda vatandaşımızın korona kapması gerekiyor.

Korona kaparsan ve korona kaptığını gizlemezsen, bir nevi vatan hainisin. Korona kaparsan ve hiç sesini çıkarmadan uslu uslu ölürsen, vatan sana minnettar.

“Şeffaf” denilen sağlık bakanımızın bu vatan sevgisi mantığına göre, dünyada ulusal çıkarlarını en iyi koruyan ülke, Kuzey Kore… Çünkü Kuzey Kore'de vaka sayısı sıfır çıkıyor. Koronayım diyeni hastaneye değil, hapse yatırıyorlar, kimse korona çıkmıyor.

Yönettikleri topluma gerçekleri bütün çıplaklığıyla anlatan, karşı karşıya bulundukları tehlikeleri saklamadan, çarpıtmadan anlatan, kendi koltuğunu değil, vatandaşının canını koruyan, Almanya, Fransa, İtalya, Norveç, Japonya, Kanada liderleri ise, ulusal çıkarlarını gözetmekten aciz, ihaneti vataniye içersinde olan tipler.

Mesela, hepimizin gözünün önünde yaşanan bu rezalete “ulusal çıkar” kılıfı uydurulmasına rağmen hiç sesini çıkarmadan oturan bizim bilim kurulu “milli”yken, Almanya'nın pandemiyle mücadelesini yürüten Robert Koch
Enstitüsü “gayrimilli.”

Dolayısıyla, yakında şöyle haberler izlemeye başlarsanız, şaşmayın gari… Yoğun bakım servisine yapılan baskında, entübe durumda yatan sekiz terörist kıskıvrak ele geçirildi sayın seyirciler, komaya girmek suretiyle yıkıcı ve bölücü faaliyet yürüten teröristlerin, Dhkp-C'orona örgütüne mensup oldukları tespit edildi filan.