ŞİDDET: Dizilerde genellikle cinayet motifleri, baskınlar, hukuk dışı uygulamalar, kuvvet kullanarak sonuç alma eğilimleri çok fazla işleniyor. Buna bağlı olarak toplumsal suçlar artıyor, cinayetler yaygınlaşıyor, cinnet de toplumun tüm katmanlarında yaygınlaşıyor.
MÜMKÜN DEĞİL: Sabah ev hanımları, işlerini bitirmiş bir sade kahve içip televizyonda program seyredecek. Sağlık, eğlence programı faydalı ama öyle bir program var ki Flash TV’de, onu gördükten sonra gerilmemek mümkün değil.
KÜÇÜK EV: Ekranlarda, insanları mutlu kılacak şeyler olması lazım. Eskiden Küçük Ev diye bir dizi vardı. İki çocuğun hem aile sorumluluğu ve hem de aile içerisindeki yaşantılarını düzenleyen çok eğitici unsurlar içeriyordu.
KARADAĞLAR: Karadağlar diye bir dizi var. Oraya bakıyorsunuz, tefecilik meşru, kumarhane meşru, her şey meşru. Böyle şey olur mu?
ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ: Mesela bir tane hem siyasal içerikli hem bir aile dramı olan, Öyle Bir Geçer Zaman Ki dizisi var. Hepsi üzerinde durulması gereken şeyler. RTÜK’ün önemli bir görev üstlenmesi lazım. Sosyal antropologlara ve psikologlara ihtiyaç var. Bu üniversiteler ne yapar, neyi araştırır? Hiçbiri bu konuya eğilmiyor.
REYTİNG UĞRUNA HAVUÇ GİTTİ: Bizde de Çocuklar Duymasın dizisi var. Gayet güzel toplumu eğitiyordu. Havuç eğitile eğitile büyüdü. Fakat büyüdükten sonra şimdi raydan çıktı. Reyting uğruna Havuç gitti.”
KURTLAR VADİSİ DİZİSİNİ İZLEMEM: Kurtlar Vadisi'ni izlemiyorum. Ben bunları seyretmiyorum. Bilgi sahibi olmak için muhtevasına bakıyorum. ‘Bundan sonra muhtemelen böyle olur’ diyerek kapatıyorum.