Evet, seçim haftasındayız. Pazar günü oy kullanılacak. İlk kez böylesine sert üslupla, hakarete varan sözlerin söylendiği, öfkenin tavan yaptığı, tehdidin havalarda uçuştuğu, provokasyonların olduğu bir seçim dönemi yaşıyoruz.
Ne oluyor? Bu nasıl bir dil? Tuhaf bir ötekileştirme, adeta düşman yaratma, kendi saflarını sıklaştırma manipülasyonu görülüyor. Akıl almıyor.
Seçime değil de adeta savaşa gider gibi bir ortam yaratıldı. Uçaklar, gemiler, silahlar seçime malzeme yapıldı.
GÜVENSİZ ORTAM
Yıllardır iktidarda olan partinin sorumlu yöneticileri, bakanları, başkanları öyle laflar ediyorlar ki dinlerken hayret ediyoruz. Seçimi, darbe girişimi gören bir anlayış ülkeyi yönetiyor. 15 Temmuz'da yarım kalan işlerini bu kez bitirmeye kararlı olduklarını söylüyor. Seçimi kazanması halinde, millet ittifakına halkın karşı çıkacağını dile getiriyor.
Ne yapabilirler?
Sözde bir darbe planı uygulanabilir. Muhalefet partilerinin liderleri, yöneticileri tutuklanabilir. Kaos planıyla silahlı sokak gösterileri düzenlenebilir. Bu tür düşünceler halka ve demokrasiye saygısızlıktır. Her şık, seçimin ne kadar güvensiz ortamda olacağının somut kanıtıdır. Gelinen nokta çok acıdır. Ve yaşananlar, yüzüncü yılını kutlamaya hazırlanan Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışmıyor.
PİS İŞLER İDDİASI
Öğretmene çapulcu, doktora defol, millete zillet, kadına sürtük, çiftçiye ananı al git diyen kirli ve kaba dili bu halk hiç hak etmiyor. Bir insan kendi vatandaşına terörist, aptal, cahil, ateist, imansız, adi, zavallı, terbiyesiz, vatan haini gibi aşağılayan hakaret sözleri söyler mi?
Millet ittifakı lideri, son haftada yapılacak pis işlerden söz ediyor ve sağduyu istiyor. Mahalle ve evlerin kutuplara ayrılmasını ayıplayan muhalefet lideri, vatanın huzurunun bozulmasına karşı çıkıyor. Halkın işgalciye benzetilmesine tepki gösteren cumhurbaşkanı adayı, nefretin dizginlenmesini öneriyor.
Bir yanda, birleşe birleşe kazanacağız, diyen sakin üslup var, karşısında akrep gibi zehir zemberek konuşanlar. Halkın bu ortamda tarafsız kalmasını beklemek hayalcilik olur.
DERİN ENDİŞELER
Geçen hafta en tepedeki kişiden, üst perdeden duyulan aşağıdaki cümleler, nasıl bir seçime gittiğimize ilişkin derin endişeler yaratıyor.
"Benim milletim Kandil'den aldığı destekle Cumhurbaşkanı olana bu ülkeyi teslim etmez."
"Dini, bayrağı, ezanı olmayanlar bay Kemal'i destekliyor."
"Biz Allah'tan emir alıyoruz."
"Sizler ne soğana ne patatese liderinizi kurban etmezsiniz."
"CHP'ye verilecek her oy, mehmetçiğe kurşundur, Türkiye'ye suikastır."
"Bu seçim Fetö'yü ve PKK'yı meşrulaştırma seçimidir."
Türk milletinin sandıkta ortaya koyacağı seçim iradesine kimse dokunamaz. Türkiye'yi iç savaş ortamına sokmak, kimsenin haddi olamaz.
Seçim günü sandıklara gidin oyunuzu verin ve sakince sonuçları bekleyin. Türkiye'de demokrasi kazansın.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |