Fay ve faylar dünyamızı sarmış. Bunu bilim söylüyor. Türkiye fay hatları üzerinde yaşıyor. 7 yılda bir 7 şiddetinden büyük deprem oluyor.
Depremler tarih boyunca, her zaman diliminde oldu. Kimi büyük, kimi şiddetli. Biliyoruz ki her gün, hatta neredeyse her an, dünyanın bir yerinde deprem oluyor. Kimi fark ediliyor, kimi etkiliyor, kimi vurup geçiyor.
Yeterli önlem almayınca, o fayları ihmal edince, yok sayınca, denetim yapmayınca, biriken enerji bir yerlerde açığa çıkıyor. Yol yıkıyor, ev yıkıyor, liman yıkıyor, gökdelen bile yıkıyor. Sonuç büyük acı. Yıllar sürecek travmalar. Yokluk. Sefillik. Yoksulluk.
EVİNİZ TABUT OLMASIN
İnsan hayatını hiçe sayarak yapılan çarpık binalara, plansız yapılara isyan edelim. Rant kazanımı için yasa dışı olan her şeye kafa tutalım, direnelim. Hain desinler, terörist desinler, anarşist desinler, hakaret etsinler, umursamayın.
Yasalara, planlara aykırı binalarda oturmayın. Ekler, katlar, çıkıntılar, dükkanlar yaptırmayın.
Eviniz bir gün tabutunuz olmasın. Kendi tabutunuzda yaşamayın.
ÇIKARIMIZA EN UYGUNU
Bizleri yöneten politikacılar nutuklar atıyor, inanıyoruz. İmar affı çıkarmaları için onları zorluyoruz. Yeni yasayı beğenmiyor, biraz daha çıkarımıza olması için baskı yapıyoruz. Sonra bir daha, olmadı bir daha, af kanunları çıkıyor, yine beğenmiyoruz. Kendi çıkarımıza en uygun olan gelene kadar direniyoruz.
Hazine arazilerini işgal ediyoruz, yetmiyor. Tarıma ayrılan tarlalarda konut yapıyoruz. Kurutulan bataklık alanında ev yapmak için adeta yarışıyoruz. Ne imara bakıyoruz, ne mühendislik hesapları ilgimizi çekiyor. Ne müteahhitin kökeni umurumuzda oluyor, ne belgesi, ne referansı. Bilmiyoruz.
PARALARI BASIYORUZ
Belediyeden gerekli belgeleri rüşvetle tamamlıyoruz. İnşaatta çalışan işçilerin vasıflı olması değil, az ücret almasına özen gösteriyoruz. Birkaç torba eksik gelen çimentoyu tamamlamıyoruz. Demirler ince kalmış, takmıyoruz. Kum deredenmiş, denizdenmiş, ilgilenmiyoruz.
Cennetten köşe reklamına inanıyor, paraları basıyoruz. Havuzuna, tenis kortuna bakıyor, depreme dayanma durumunu sormuyoruz. Manzarasını beğeniyor, deprem bölgesinde mi bakmıyoruz.
MUCİZE DEĞİL BİLİM
Sonra bir gece yarısı, derin uykumuzdan, depremle uyanıyoruz. Duvarlar yıkılıyor, kolonlar yıkılıyor, binalar yıkılıyor. Bir kent yıkılıyor. Komşu kentler yıkılıyor. Derin bir kabus çöküyor. Anlatması güç, büyük bir acı. Yüzyılın depremi diyorlar.
Yıkılan koca bir kentin ortasında birkaç sağlam bina ayakta kalıyor. Ne camı kırılıyor, ne bir çatlak. Mucize diyoruz. Ne mucizesi? Onlar işini iyi yaptı, doğru yaptı, dürüst yaptı. Malzemeden çalmadı. Hırsızlık yapmadı. Bilime uygun yaptı.
Faydan bize düşen bir pay var. Ders almalıyız. Bilimsel bilgilerle, en uygun zeminde, bilime uygun binalar yapmalıyız.
Bu depremden alınan çok acı ve büyük ders, bize nesiller boyu yeter.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
||||||||||||
Koç 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
|
||||||||||||
|
||||||||||||