Serik'te geçen yıl 21 Eylül'de kahveden çıkan sebze ve meyve komisyoncusu Mustafa Çeşme, kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin bıçaklı saldırısına uğradı. Ağır yaralı halde hastaneye götürülüp 22 gün yoğun bakımda tedavi gören Mustafa Çeşme, 13 Ekim'de yaşamını yitirdi. MHP'den 1994- 99 döneminde Serik Belediye meclis üyeliği de yapan Mustafa Çeşme'nin öldürülmesiyle ilgili olaydan 2 gün sonra gözaltına alınan Çağlar Koca tutuklandı.
"BEN YAPMADIM"
Davanın ilk duruşması Manavgat 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya sanık Çağlar Koca SEBGİS vasıtasıyla katıldı. Mahkeme başkanı, Çağlar Koca'ya hakkındaki iddiaları okuduktan sonra savunma yapmak isteyip istemediğini sordu. Koca, olayla ilgisi olmadığını savunarak, "Savunma yapacağım bir şey yok. Bunu ben yapmadım. Karakolda da, savcılıkta da aynı şeyi söyledim" dedi. Çağlar Koca, "Ben kimseyi öldürmedim. Kimin yaptığını da bilmiyorum. Suçlamayı kabul etmiyorum. İsterseniz beni yalan makinesine bağlayabilirsiniz. Ben yaşamak ve yaşatmaktan yana olan bir insanım" diye konuştu.
MAHKEME BAŞKANI ANNESİNİN İLİŞKİSİNİ SORDU
Mahkeme başkanının iddianamede, 'annesiyle öldürülen kişi arasında ilişki olduğu için cinayeti işlediğinin' yer aldığını söylemesi üzerine Koca, şöyle dedi:
"Ben bu olayı 10 yaşlarında duydum. Anneme sorduğumda 'Yanlış anlaşılmadır' dedi. Annem cahil bir insan, okuma yazması bile yok. Mustafa Çeşme ile bir ilişkisi olmuşsa bile seneler önce yaşanmıştır ve hatadır. Üzerinden bu kadar zaman geçtikten sonra kinle hareket etmek mümkün değil."
Mahkeme başkanı soruşturma dosyasında maktulden alınan tırnak örneklerinden birinde kendisine ait DNA'nın tespit edildiğini söylemesi sonrası Çağlar Koca, DNA'nın neden çıktığını bilmediğini aktardı.
KORUNAN TANIK İFADESİ OKUNDU
Mahkeme başkanı olay gününe ait korunan bir tanık olduğunu, tanığın olayla ilgili ifade verdiğini belirterek, ifadeyi okudu. Başkanın tanığın kendisini teşhis ettiğini söylemesi ardından Çağlar Koca, korunan tanığın ifadesini kabul etmediğini, tanığın olaya ait ifadelerinin kendisini anlatmadığını savundu.
'BENİ HASTANEYE YETİŞTİR'
Duruşmada dinlenen tanık Y.D. de olay günü saat 14.00 sıralarında Mustafa Çeşme ile birlikte kahvede oyun oynadıklarını, daha sonra kendisinin tuvalete gittiğini anlattı. Y.D., çıktığında kahvenin boşalmış olduğunu, dışarı baktığında insanların 10- 15 metre ileride toplandığını gördüğünü söyledi. Y.D., olay yerine gittiğinde Mustafa Çeşme'yi yerde yaralı yatarken gördüğünü kaydetti. Ağır yaralı Çeşme'yi arabası ile hastaneye götürdüğü sırada "Bunu sana kim yaptı?" diye birkaç defa sorduğunu belirten Y.D., "Beni hastaneye yetiştir" diye cevap verdiğini anlattı.
Duruşmada müdahil tarafın avukatı Hüseyin Dalıç, sanığın daha az ceza almak için sürekli suçunu inkar ettiğini öne sürerek, polis ve savcılık ifadelerinde suçu sabit olan sanığın en ağır cezanın verilmesini istedi.
'BİR KAMERA KAYDI KAYIP'
Sanık avukatı Fatma Hilal Kurt ise dosyada çelişkiler olduğunu belirterek, 18 bıçak darbesiyle maktulün vücudundaki bıçak yaralarının, adli tıp raporuna göre farklı farklı olduğunu, bu nedenle kendilerinin olayda birkaç bıçak kullanıldığını ve bu cinayeti birkaç kişinin işlediğini düşündüklerini aktardı. Dosyada bulunan güvenlik kamerası görüntülerini kolluğun değil, kendilerinin koyduğunu, kolluğun raporunda geçen bir işyerine ait ve olay yerini görmesi muhtemel 3 numaralı kamera kaydının dosyada olmadığını söyledi.
Mahkeme heyeti ara ardından dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Mithat ABAKAN/MANAVGAT(Antalya), (DHA)