Süleyman Ünal, kendisi ile oğlunu koruduğunu öne sürerek, "Av tüfeğiyle korkutma amaçlı ateş ettim. Üzerime gelince kendimi korumak için sayısını hatırlamadığım kadar ateş ederek, geriye kaçtım" dedi.
Olay, 17 Mart günü saat 15.00 sıralarında, Serik ilçesinin Çatallar Mahallesi Kır Mevkii'nde meydana geldi. Süleyman Ünal, iddiaya göre, aralarında daha önceden miras yoluyla kalan arazi anlaşmazlığı bulunan halasının oğlu Mehmet Ali Merih ile çocukları Rüştü Merih ve Mesudiye Kılıç ile tartıştı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Süleyman Ünal, yanında getirdiği av tüfeğiyle Mehmet Ali Merih ve çocuklarına ateş açtı. Baba ve çocukları yere yığılırken, Süleyman Ünal olay yerinden kaçtı.
Hastaneye kaldırılan Mehmet Ali Merih ve oğlu Rüştü Merih doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Kolundan yaralanan Mesudiye Kılıç ise Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki tedavisinin ardından taburcu edildi.
Olaydan kısa süre sonra Süleyman Ünal, tüfeğiyle karakola giderek, teslim oldu ve tutuklandı. Gözaltına alınan Ünal'ın 7 yakını ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
YARGILAMA BAŞLADI
Süleyman Ünal hakkında 2 kez 'kasten insan öldürme', 4 kez de 'kasten öldürmeye teşebbüs' suçlamasıyla hazırlanan iddianame, Manavgat 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Davanın bugün görülen ilk duruşmasına, tutuklu sanık Süleyman Ünal ile tutuksuz sanıklar oğulları Savaş Ünal, Ali Ünal, eşi Gülşen Ünal, kızları Havva Ünal, Birgül Kaya, Gülsüm Gebizli ve damadı Hüseyin Gebizli katıldı. Öldürülen Mehmet Ali Merih ve Rüştü Merih'in yakınları ile saldırıdan yaralı kurtulan Mesudiye Kılıç hazır bulundu.
'KENDİMİ KORUMAK İÇİN ATEŞ ETTİM'
Kimlik tespitinin ardından ifadesi alınan Süleyman Ünal'a, yaşadığı rahatsızlık nedeniyle sesi kısık olduğundan mübaşir İbrahim Güden yardım etti. Cinayetlerin işlendiği tarlanın miras olarak kaldığını ve daha önceden paylaşım yapıldığını ifade eden Ünal, olay sabahı ailesiyle tarlaya gittiklerini, öğleye kadar ağaç dikimi yaptıklarını, öğlen eve gelip, yemek yediklerini, saat 15.00'te geri gittiklerini anlattı. Tarlaya gittiklerinde Mehmet Ali Merih ve Rüştü Merih ile bazı insanların olduğunu söyleyen Ünal, "Bana aramızdaki anlaşmazlık olan yeri göstererek, fidan dikemeyeceğimi söylediler. Oraya fidan dikmeyeceğimi söylememe rağmen aramızda tartışma çıktı. Tartışma büyüyünce Mehmet Ali Merih ve oğlu Rüştü Merih ile Mehmet Ali Merih'in damadı Mehmet Kılıç ve tarlaya çalışmaya gelen işçiler S.B. ile oğlu A.B., bana ve aileme kazma kürekle saldırdı. Koşarak arabama gittim, arka koltukta bulunan ruhsatsız av tüfeğini aldım ve korkutma amaçlı olarak 'buraya gelmeyin' dedim. Mehmet Ali Merih, oğlum Savaş Ünal'a bıçak çekti, salladığı bıçak oğlumun elbisesini sıyırdı. Ben de korkutma amaçlı ateş ettim. Üzerime gelince kendimi korumak için sayısını hatırlamadığım kadar ateş ederek, geriye kaçtım. Tüfeğimde 9 fişek vardı, kaç tanesini attığımı hatırlamıyorum" dedi. Kimin yaralandığını görmediğini, bu sırada kendisine kimsenin 'Ateş et, bunları öldür' demediğini söyleyen Süleyman Ünal, olayın ardından Gebiz Jandarma Karakolu'na giderek, teslim olduğunu belirtti.
'BIÇAKLA BANA SALDIRDI'
Tutuksuz sanık Savaş Ünal da tarlaya gittiklerinde şikayetçileri tarlada fidan dikerken gördüklerini söyleyerek, "Ben araçtan inince tarlaya doğru gittim. Birden babamın elinde tüfek gördüm. Önce korkutmak için havaya doğru ateş etti. Kendisine doğru koşarak, elindeki tüfeği almak istedim. Rüştü Merih koşarak, üzerimize gelince, 'Rüştü abi gelme' dedim ama beni dinlemedi. Kavga etmeye başladık. Bu sırada Mehmet Ali Merih elindeki bıçakla bana saldırdı. Kendimi yana atıp, yere düştüm. Bu sırada babam ateş ediyordu. Ayağa kalktığımda Mehmet Ali Merih ve Rüştü Merih yerde yatıyordu. Mesudiye Kılıç'ın nasıl yaralandığını görmedim" diye konuştu. .
'BABA SIK, SIK' DİYE BAĞIRIYORDU
Diğer sanıkların da ifade verdiği duruşmada şikayetçi olarak dinlenen Mehmet Kılıç ise tarlada çalışırken, Savaş Ünal'ın kayınpederi Mehmet Ali Merih'in yanına gelerek, tarla sınırını konuştuğunu, orada herhangi bir tartışma yaşanmadığını, sanık Savaş Ünal'ın telefonla konuşarak yanlarından ayrıldığını anlattı. Yaklaşık yarım saat sonra Savaş Ünal ve babası Süleyman Ünal'ın araçla yanlarına geldiğini söyleyen Mehmet Kılıç, şöyle konuştu:
"Baktığımda Süleyman Ünal'ın elinde av tüfeği vardı ve bize doğrultulmuş vaziyette koşarak geliyordu. Süleyman Ünal, bize doğru ateş etmeye başladı. Arkasından gelen Savaş Ünal da 'Baba sık, sık' diye bağırıyor ve elindeki av tüfeği şarjörlerini, bittikçe babasına veriyordu. Süleyman Ünal önce eşim Mesudiye Kılıç'a ateş etti ve sol kolundan yaraladı. Ardından Mehmet Ali Merih ve Rüştü Merih'in yanlarına gelerek karın bölgelerine ateş etti. Bu esnada Süleyman Ünal'ın eşi ve kızları, 'Sık, bunları öldür' diye bağırıyordu."
'HEPİNİZİ ÖLDÜRECEĞİZ'
Öldürülen Mehmet Ali Merih'in kızı Emine Çetin de tarlaya gelen Süleyman Ünal'ın ateş etmeye başladığını, üzerine gelen mermiler nedeniyle kaçmaya çalıştığını anlattı. Emine Çetin, "Daha sonra ablam, 'Ben vuruldum' diye bağırdı. Bunu duyunca kalakaldım. Babam 'Ne yapıyorsunuz' deyince, anında öldürdüler. Ağabeyim elleri havada 'Yapmayın, ne yapıyorsunuz, sıkmayın' diye bağırdı. Bu sırada Gülşen Ünal, 'Bugün burada bu kan dökülecek. Hepinizi öldüreceğiz' dedi. Ağabeyim, 'yapmayın etmeyin' diye çok yalvardı. Orada elleri havada ağabeyimi canavarca, gözleri dönmüş bir vaziyette katlettiler" dedi.
'OMZUMDAN VURULDUM, YERDE KALDIM VE KALKAMADIM'
Olayda yaralanan Mesudiye Kılıç ise "Babam Mehmet Ali Merih ve eşim Mehmet Kılıç, fidan taşıyordu. Fidan dikmeye başladık. Bu sırada Savaş Ünal eline aldığı tüfeği babasına verdi, 'Baba sık' diyordu. Yanında diğer çocukları da vardı. 'Sık, öldür' diyorlardı. Dört- beş el sıktılar. Yere yattım. Vuruldum, kalkamadım. Kalksam vuracaklardı zaten. Beni ölü diye bırakıp, gittiler. Bu sırada babam Mehmet Ali Merih benden tarafa yöneldi. Bunun üzerine ona doğru ateş ettiler. Şarjör bitti. Savaş Ünal, babasının ardından siyah bir şey alıp, taktı. Sonra 'Sık baba' dedi. Süleyman Ünal'ın eşi ve çocukları da geldi, aynı şeyleri söyledi" diye konuştu.
İfadelerin ardından mahkeme heyeti, sanık Süleyman Ünal'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya), (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |