Antalya'da ayıplı mal satan zincir maketin şubesine mühür
Antalya'da ayıplı mal satan zincir maketin şubesine mühür
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Antalya'da
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Antalya'da
'Yenidoğan çetesi' lideri Fırat Sarı hakim karşısında
'Yenidoğan çetesi' lideri Fırat Sarı hakim karşısında
Antalya'da demokrasi için sanat
Antalya'da demokrasi için sanat
7 Şubat 2014 Cuma - 16:42

Cezaevinden çıktı sahile koştu

ANTALYA'da, katıldığı Gezi eylemleri nedeniyle 4 ay 6 gün tutuklu kalan 20 yaşındaki Ayşe Deniz Karacagil, tahliye edildikten sonra kız kardeşiyle birlikte sahile gitti.

Cezaevinden çıktı sahile koştu
Facebook'ta Paylaş Twitte'da Paylaş Google+'da Paylaş Haberi Yazdır Arkadaşına Gönder Metni küçült Metni büyüt


Antalya'daki Gezi Parkı protestoları nedeniyle 2 Ekim 2013 günü tutuklanan Ayşe Deniz Karacagil ile Murat Sezgin ve Mustafa Cihan Yılmaz, dün görülen davanın ardından 127 gün sonra bugün özgür yaşama geri döndü. 6 Şubat günü yaklaşık 12 saat süren mahkemede denetimli serbestlik kapsamında tahliye edilen Ayşe Deniz Karacagil, saat 02.00 sıralarında ailesi ve arkadaşları tarafından Alanya Kapalı L Tipi Cezaevi'nden alınarak saat 04.00 sıralarında annesi Nuray Erçağan'ın evine geçti.

HİÇ UYUMADI

Ailesi ve yakınlarıyla hasret gideren Ayşe Deniz, hiç uyumadı. Karacagil, sabah erken saatlerde, yine Gezi olayları kapsamında ifadeye çağrılan kardeşi 16 yaşındaki Ekin Devrim Karacagil ile birlikte Antalya Adliyesi'ne geldi. Özgürlüğe kavuşmanın ardından dışarıdaki ilk gittiği yer adliye olan Ayşe Deniz, savcılıktaki sıranın çok olması nedeniyle kardeşinin ifadesi ertelenince Antalya'nın dünyaca ünlü Konyaaltı sahillerine gitti. Ayşe Deniz, kardeşi Ekin Devrim ile birlikte uzun süre Akdeniz'i seyretti.

HERŞEY BİR AĞAÇLA BAŞLADI

Gezi olayları ve sonraki sürece ilişkin Doğan Haber Ajansı'nın sorularını yanıtlayan Ayşe Deniz Karacagil, Gezi olaylarının 'bir ağaçla başladı' diye nitelendirildiğini, gerçekten de öyle olduğunu aktardı. Karacagil, sonrasında büyük bir halk hareketi, halkın taleplerini dile getirdiği, meydanlara çıktığı bir hak arayışına dönüştüğünü söyledi. Nihai olarak buna insan olarak destek vermelerinin gayet normal olduğunu belirten Ayşe Deniz, "Tabii bunu başka yönlere çarpıtmaya çalışıp Gezi direnişinin altını boşaltmaya çalışsalar da bu şekilde değildir. Mahkeme salonunda da belirttik, bu herhangi bir terör örgütüne mal edilecek bir durum değil, bir halk direnişiydi. Gençlerin, kadınların sokağa çıktığı, insanların öldürüldüğü ama buna rağmen direnişin pasifleştirilemediği bir halk kitlesinden oluşan bir yığının öfkesini bu iktidara kusmasının temeliydi" diye konuştu.

'BERKİN'İNİMİZ HALA UYANMADI'

Ayşe Deniz Karacagil, şöyle konuştu:

"Yine Gezi direnişinde de gördük, bir sürü insan yaralandı, bir sürü insan gözünden oldu, Berkin'imiz hala uyanmadı, Ahmet Atakan'ı öldürdüler, Ali İhsan Korkmaz'ı 'ayağımla teptim, hafifçe dürttüm' denilerek, aslında görüntülere bakıldığında öyle değil, gayet net anlaşılıyor, kasıtlı bir şekilde işlenen bir cinayet diyebiliriz buna. Arkadaşlarımız öldü, küçücük çocuklar yaralandı, Berkin hala komada. Küçücük bir çocuktan bile aslında korkabiliyorlar. Gene benim kardeşim hakkında soruşturma başlatılması da bunun bir örneği olarak gösterilebilir."

HAK ARAYIŞLARI SUÇ TEŞKİL ETMEZ

Hak arayışının hiçbir zaman ve hiçbir yerde suç teşkil etmediğini aktaran Ayşe Deniz Karacagil, "Bunu Bulgaristan, Yunanistan, İspanya'da görebiliriz. Gençlik kitlesi ellerinden alınan haklara karşı bir isyanın fitilini ateşledi. Biz de aynı amaçtaydık. İktidarın bütün aygıtlarıyla polisi, askeri düzeni, savcısı, yargıcı tüm araç gereçleriyle üzerimize saldırması ve temel hak arayışımızı çarpıtarak başka yönlere çekilmeye çalışılması göz önündedir. Buna kanıt olarak da yattığımız 4 ay 6 günü örnek verebiliriz" diye konuştu.

'KIRMIZI FULAR ŞAKA GİBİ GELDİ'

Kırmızı fuların sosyalizmi simgelediği yönünde karşılaştığı soruyu anlatan Karacagil, şöyle konuştu:

"İlk yargılandığımız mahkemede bu bize soruldu ve bizi güldürdü, şaka gibi geldi. Biz, hani diyecektik neredeyse, 'Gerçekten bunu soruyor musunuz, bu bir şaka mı yoksa daha mahkeme başladı mı' şeklinde, ama gerçek bir soruymuş. Ona da ilişkin şunu söyledik; İnsanlar yoğun saldırılar karşısında, yüzlerine atılan fişeklere karşı korumak amacıyla herhangi bir bez de olabilirdi, kırmızı, sarı farketmiyor ne bulduysak, yeri geldi tişörtümüzü çıkarttık yüzümüzü örttük. Kasıtlı olarak kırmızı, sarı, yeşil bu tür şeylerle çarpıtıp bu kadar büyük bir halk direnişini bu kadar küçük şeylerle başka yöne çekmeye çalışmaları gerçekten yanlıştır. Bu mahkemede yer almadı, bunun komikliğini kendilerini de farketmiş olsa gerekler."

Cezaevi sürecini anlatan Ayşe Deniz Karacagil, siyasilerin bulunduğu koğuşta kaldığını belirterek, “Bizler aydın bir geleceği savunan, kardeşliğin ülkesini savunan, güzel bir gelecek adına mücadele eden insanlarız. Bu yüzden de zaten aslında hiçbirimizin yeri orası olmaması gerekiyor" dedi.

'İÇERİYLE DIŞARI ARASINDA FARK YOK'

Yeniden özgürlüğüne kavuştuğu ilk günde dışarıdaki hayatı da değerlendiren Ayşe Deniz, dışarıda insanların hastalıklı hale geldiğini, birçok sosyal, kültürel alanların tüketildiğini kaydetti. İnsanların kimlik asimilasyonundan kültüre, herşeyini yok ettiğini anlatan Ayşe Deniz Karacagil, "Yani içerisiyle dışarı arasında pek fark yok. Sadece burada daha geniş görüyoruz gökyüzünü, orada dar açıyla görüyoruz. Orada gardiyanlar, burada polisler var. Orada hapishane savcısı var, burada baktığımızda başbakan, bakanlar var. Burada kıdemleri artıyor sadece. Hapishaneye girdikçe daha küçülüyor, dışarıya çıktıkça daha da güçleniyorlar" dedi.

'KOMİK GEREKÇELER'

Hapishanede arkadaşları ve yakınlarına çeşitli el işlemesi hediyeler de yapan Karacagil, bunları yapmak için önlerine birçok engel çıkartıldığını da anlattı. Boncuk, ip, radyo, masa gibi materyallerin verilmediğini söyleyen Deniz, şöyle devam etti:

"Orada da çok komik sebepler oluyor, nasıl kırmızı fular terör örgütü teşkil edebiliyorsa burada iple kendimizi asabilirmişiz, boncuk yutup boğulabilirmişiz, masaları yakıp kendimizi öldürebilirmişiz. Böyle saçma sapan şeyler sunuluyor. Bir defa açık alana çıktığımızda çiçek koparmıştık, haftaya tekrar alırız demiştik, ama bir baktık ki haftaya hepsini koparmışlar, bir daha almayalım diye. Taş topluyorduk, taşları deliyorduk, kolye yapıyorduk. Bazen bir günümüzü alıyor diyebilirim. Onlar bizim üretimimizi engelliyor ama ona rağmen her şekilde üretmeye çalışıyoruz. Şiir kitabım mesela sorguya gönderildi. Gerçi Nazım usta diğer ustalarımız çok yargılandı, bunu da garipsemiyorum bu yüzden. Veya mektuplarımız sorguya gönderiliyor, zaten okuyorsunuz bunu bir daha ek olarak niye gönderiyorsunuz. Bunlar saçma sapan gerekçelerle üretmemizin önüne set çekmeye çalıştılar biz gene taşı deldik ürettik, kazağımızı söktük, ip elde ettik ve üretip ailelerimize bunları hediye, hapishane hatırası olarak sunduk."

Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA) - 

 

 
Köpeklere haciz
 
Biri bizi gözetliyor
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Köpeklere haciz
ANTALYA'da 26 yaşındaki Selay Kırım'ın 1200 liralık avukatlık borcu içi ...
Antalya'da su durumu
ANTALYA Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Antalya Büyükşehir Belediye ...
Fuhuş operasyonu; 28 gözaltı
ANTALYA'nın Alanya İlçesi'nde düzenlenen fuhuş operasyonunda 17'si yabancı ...
 
Eski eşe tecavüzün cezası 24 yıl
ANTALYA'da kaçırıp evlendiği 26 yaşındaki H.B.'ye evliliği süresince şiddet ...
Antalya'daki gezi olaylarının davası başlıyor
ANTALYA'daki Gezi Parkı olayları sırasında, 28 polis ve 5 kişinin yaralanması, ...
Fahri-Havva Işık çiftinin acı günü
Akdeniz Üniversitesi profesörlerinden Fahri Işık ile kardeşi tiyatro sanatçısı ...
 
TIR mağduru savcı Antalya'da
ADANA'da otoyolda durdurulan ve MİT'e ait olduğu iddia edilen 3 TIR'ın ...
Sigaranı söndür dayağı
ANTALYA'nın Alanya İlçesi'nde, market işleten Hasan Birdoğan, elinde sigarayla ...
DTO toplantısı Alanya'daydı
Antalya Deniz Ticaret Odası'nın 10. Olağan Meclis Toplantısı, Alanya’da gerçekleştirildi.
 
Dursun Gündoğdu
Siyasette bir tornistan hikayesi
YAZARLAR
Turgut Güngör
Turgut Güngör
Mustafa Kemal'e ceza verilemez
Serpil Nur Abiral
Serpil Nur Abiral
Bitmedi, bitmiyor, bitmeyecek…
Halit Çelikbudak
Halit Çelikbudak
Robotaksi dönemi
Sude Karataş Geyikci
Sude Karataş Geyikci
757 yıllık bir Yörük geleneği
İsa Altun
İsa Altun
İban vurgununa dikkat
Mesut Gürkan
Mesut Gürkan
Denizin güzelliği ve yaşadığım simit şoku…
H.O.P
H.O.P
Ülkemize biçilen rol
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Prof. Dr. Yakup Alıcıgüzel
Türkiye’nin problemi yok, problemi bireysellik..  
Nesrin Mater
Nesrin Mater
Karadağ ve tembellik üzerine 10 tavsiye
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA GÜN HABER
ASTROLOJİ
Koç
 
21 Mart - 20 Nisan
 
Ana Sayfa Türkiye Antalya BURDUR ISPARTA Siyaset Turizm Resmi REKLAMLAR KAMPÜS Spor GÜN'ün ürünü
KünyeHakkımızda KünyeKünye İleti�YimIletisim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva