Z.D., 2 Ağustos 2009 tarihinde hırsızlık suçlaması ile tutuklandı. Antalya'da 2 yıl önce hizmete açılan yüksek güvenlikli ve kameralarla donatılan Antalya L Tipi Cezaevi'nin çocuk koğuşuna konulan Z.D., aynı gün iddiaya göre 'koğuş temsilcisi' 17 yaşındaki B.K. ile 'yardımcısı' aynı yaştaki U.S. tarafından boş bir odaya kapatılarak paspas sapı ile dövüldü ve jilet parçasıyla korkutularak tecavüz edildi. Ardından 12 gün boyunca koğuştaki diğer 13 zanlı, Z.D.'ye tecavüz etti.
Koğuşa yeni gelen bir çocuk Z.D.'nin de uğradığı cinsel saldırıyı anlatınca cezaevi bünyesinde soruşturma başlatıldı. Z.D., B4 koğuşuna gönderildi. Z.D.'nin alınan doktor raporunda cinsel saldırı bulgusuna rastlandı. Vücudunda jilet izleri bulunan ve psikolojisi bozulan Z.D., hırsızlık suçundan çıkarıldığı ilk duruşmada tahliye edildikten sonra memleketi Gaziantep'e döndü.
SAHİLDE CEP TELEFON ÇALDI
Hırsızlık suçundan davasının sürdüğü Kemer Asliye Ceza Mahkemesi'ne yazılı savunma gönderen Z.D., hırsızlığa uyuşturucu madde alabilmek için başladığını anlattı. Madde bağımlısı olduğunu belirten Z.D., savunmasında şunlara yer verdi:
"Bir gün ailemle tartıştım ve Antalya'ya geldim. İlk amacım iş bulup çalışmaktı. Ama bulamadım. İki gün dışarıda yattım. Çaresiz şekilde sahilde dolaşırken, şezlong üzerinde bir telefon gördüm. Hemen aldım. Bunu satıp hem madde alır kullanırım, hem de karnımı doyururum dedim. Ama uyuşturucu maddeyi daha fazla almak için bu bana yetmezdi. Üç telefon daha aldım ama satmadım hiçbirisini. Çünkü yakalanmıştım. Nöbetçi mahkemeye çıkardılar. 'Hakim bey çok aç kaldım. Yaptım' dedim. Madde kullanıcısı olduğumu söylemedim. Hakim beni getiren polislere 'Bu çocuğu Antep'e gönderin. Burada kalırsa tekrar hırsızlık yapar' dedi. Orada bulunan polis memurları 'Tamam efendim, göndeririz' dediler. Ama beni dışarı çıktıktan sonra memleketime göndermeyip, serbest bıraktılar."
Aç kaldığını ve kafasının çok karışık olduğunu belirten Z.D., yine telefon hırsızlığı için sahile gittiğini anlattı. Bu kez 6 telefon çaldığını ve yine yakalandığını kaydeden Z.D., savunmasında "Sizce hırsızlık yapmamın nedeni uyuşturucu madde bağımlısı olmam mı, polislerin beni memleketime göndermemesi mi, yoksa günlerdir bir şey yememem mi? Bu suçu işlemek için bir insanın bağımlı olması yeter bence" diye yazdı.
EVDE 3 KEZ İNTİHARA KALKIŞTI
Cezaevinde yaşadığı işkence ve tecavüz günlerinin ardından tahliye edilince memleketine döndüğünü belirten Z.D., yazılı savunmasında şunlara da yer verdi:
"Eve gittikten sonra yine ilk yaptığım şey uyuşturucu madde kullanmak oldu. Ama kendimden nefret edip, cezaevinde yaşadıklarım aklıma geldikçe intihar etmeye çalıştım. İlkinde bileklerimi kestim, bir başka sefer 30'dan fazla ilaç içtim. Mutfakta ocağın hortumunu keserek intihar etmek istedim. Ölümü başaramamıştım ama madde kullanımım had safhaya ulaştı. Ama yeniden hırsızlık yapmıyordum. Bir gün babamla birlikte mahkemeye gelmiştik. Bir avukat hanım benim halimi görmüş ve bana 'Tedavi olmak ister misin?' diye sordu. Geçmişte çektiğim acılar aklıma geldi ve ağzımdan 'Nerede bu yer' cümlesi çıktı. Beni bir rehabilitasyon merkezine götürdüler. Bir psikolog ile görüştük ve babam benim madde bağımlısı olduğumu o gün öğrendi. 25 Ocak 2010 tarihinde tedavi merkezine yattım. Burada 11 ay kaldım. Şimdi temizim. Artık madde kullanmak ve cezaevine girip tacize uğramak zorunda değilim. Akıl sağlığım yerinde. Açık öğretim lisesinde kaydım var. Sadece 1 dersim kaldı ve mezun olup, üniversiteye gitmek istiyorum."
Z.D.'nin tecavüze uğramasıyla ilgili dava Antalya'daki mahkemede sürerken, Kemer'deki mahkemenin, hırsızlık davasında önümüzdeki günlerde karar vermesi bekleniyor.
Teslime TOSUN/ANTALYA, (DHA)