Savcılık, azmettirici iddiasının 'tamamen kurgu ve yalan' olduğu değerlendirmesinde bulundu. İddianamede, cinayet sonrası kapının kilitlenmesinin ise 'kadın davranış biçimi' olduğu belirtildi.
Finike'de taş ocaklarına karşı verdikleri mücadeleyle tanınan Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin, 9 Mayıs Salı günü Kızılcık Yaylası'ndaki dağ evlerinde öldürülmesiyle ilgili iddianame, yaklaşık 6 ay sonra hazırlandı. Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, bir süre önce tutuklu bulunduğu Alanya Cezaevi'nde intihar eden Ali Yamuç'un cinayete ortak olmakla suçlanan eşi Fatma Yamuç hakkında, 'kasten öldürme' ve 'birden fazla kişiye karşı gece vakti konutta silahla yağma' suçlamalarıyla ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istendi.
'CİNAYET İŞTİRAK HALİNDE GERÇEKLEŞTİ'
Savcılığın hazırladığı 15 sayfalık iddianamenin içeriğinde ise kamuoyu gündemine gelen iki mermer ocağının azmettirici olduğuna yönelik iddialarla bir başka mermer ocağının azmettirici olduğuna ilişkin yeni bir iddiaya yer verildi. Ayrıca katil zanlısı Yamuç'un intihar etmeden önce eşine, annesine ve bir arkadaşına hitaben yazdığı 3 mektuptaki ifadeler hakkında da bilgi verildi. İddianamede, Büyüknohutçu çiftini, Ali Yamuç ve eşi Fatma Yamuç'un ortaklık halinde, gece vakti av tüfeğiyle öldürdükleri ve çiftin evlerinde bulunan para, cüzdan, dizüstü ve diğer eşyaları yağmaladıkları belirtildi.
İKİSİNİN DE KANINDAN UYUŞTURUCU ÇIKTI
Cinayetin ortaya çıkmasının ardından Yamuç çiftinin kan örneklerinde uyuşturucu belirlendiği ve kullandıklarının tespit edildiği belirtilen iddianamede, Ali Yamuç'un çalıştığı çok sayıda iş yeri arasında bölgede bulunan 4 mermer ocağının da olduğu kaydedildi. Yamuç'un, çalıştığı iş yerlerinden uyuşturucu bağımlılığı nedeniyle kovulduğu belirtildi. Cinayeti işleyen çiftin kaldığı barakayla Büyüknohutçu çiftinin evleri arasında 760 metre uzaklık belirlendiği kaydedilen iddianamede, cinayetten 3 gün önce gece saatlerinde çıkan orman yangını da anlatıldı.
'SİYAH CİP' VE 'ÇİRKİN' İDDİALARI
İddianamede, suçun işlenişinde azmettiren bir veya birden çok kişinin olup, olmadığıyla ilgili araştırmalara yer verildi. Ali Yamuç'un, bir mermer şirketinde çalışan siyah cipli ve 'Çirkin' lakaplı kişinin 3 bin TL'sini peşin, 47 bin TL'sini olaydan sonra vereceği yönündeki ifadeleri doğrultusunda yapılan incelemelerde, yaylaya çıkan yoldan, olaydan 5 gün önce ve sonrasında, yolu gören başka bir mermer ocağının kamera görüntülerinde siyah cipe rastlanılmadığı belirlendi. 'Çirkin' lakaplı kişi olarak bölgede anılan bir başka kişinin de SGK kayıtlarına göre, mermer ocağında hiç çalışmadığı, banka hesaplarının incelendiği ve Yamuç çiftiyle hiçbir telefon görüşmesi tespit edilmediği kaydedildi. Yine mermer ocağında çalışan bir kişiye ait Büyüknohutçu çiftinin avukatları tarafından tespit edilen siyah ciple alakalı da bölgeye çıkan yolu gösteren bir başka mermer ocağının kamera görüntülerine göre, bu aracın da barakaya hiç çıkmadığının tespit edildiği ve mermer ocağına ait böyle bir cip bulunmadığı belirtildi.
100 BİN TL'LİK MEKTUP OLAYI
Ali Yamuç'u Elmalı Kapalı Cezaevi'nde ziyarete gelen eşi Fatma Yamuç'a verdiği ve kamera kayıtlarından da tespit edilen, bir başka mermer ocağı sahibinin suçlandığı mektup da iddianameye konu oldu. “Anlaşıp, konuştuğumuz gibi 100 bin TL parayı 10 gün içerisinde eşim Fatma'ya vermezseniz cinayetlerden sizler de benim kadar sorumlu olursunuz" diye başlayan mektupla ilgili söz konusu mermer ocağı sahibinin tanık olarak ifadesinin alındığı, bu kişileri tanımadığını belirttiği, kendisinin öldürülen çiftle adli, idari şikayet konusu tarafı olmadığını söylediği aktarıldı. Mermer ocağı sahibinin, Ali Yamuç'la telefon görüşmesi kaydına rastlanmadığı da belirtildi. İddianamede, söz konusu bu iki mermer ocağından biriyle Büyüknohutçu çifti arasında mahkemelik bir durum olmadığı, biriyle de mermer ocağı nedeniyle yaşanan hukuki süreçlerden bahsedildi.
İNTİHAR ÖNCESİNDE KOĞUŞ ARKADAŞINA ANLATMIŞ
İddianamede, Ali Yamuç'un Alanya Cezaevi'ne nakledildikten sonra koğuş arkadaşı E.G. ile aralarındaki diyalogdan da bahsedildi. E.G., ifadesinde Yamuç'un, cinayeti işlettiren kişinin Ankara'nın Polatlı ilçesinde taş ocağı sahibi bir kişi olduğunu, toplamda 1 milyon TL'ye anlaştığını, bu paranın 900 bin TL'sini aldığını, aldığı parayla babasının kumarda kaybettiği evlerini geri aldığını söylediğini belirtti. Bu bildirmeyle ilgili araştırmada da Finike'deki 11 mermer ocağı işletmesinin 9'unun aktif olduğu, 2'sinin faaliyetinin durdurulduğu ve bu şirketlerden Polatlı'ya bağlı şirket olmadığının belirlendiği kaydedildi. Tapu kayıtlarında da Ali Yamuç'un babasına ve kayınpederine ait tapu kaydına rastlanmadığı, Yamuç'un babasının 2015 yılının Ocak ayında öldüğü, kayınpederinin de ifadesinde ne kendisinin ne de dünürünün kumar alışkanlığının ve kumarda ev kaybetme gibi bir durumunun olmadığını söylediği belirtildi.
'TAMAMEN KURGU VE YALAN'
Savcılık, 'Çirkin' lakaplı kişinin vereceğini söylediği 50 bin TL ve Ali Yamuç'un eşine verdiği mektupta bahsettiği 100 bin TL'ye konu olan iki mermer ocağı ile Polatlı'da şubesi bulunan 1 milyon TL'lik mermer ocağı iddialarıyla ilgili bildirmelerin tamamen 'yalan ve kurgu' olduğu değerlendirmesinde bulundu. İddianamede, kasten öldürme olayını azmettiren kişi ya da kişilerin olmadığının anlaşıldığı belirtildi.
ÜÇ MEKTUPTA NELER VAR?
Ali Yamuç'un intihar etmeden önce eşine, annesine ve bir arkadaşına hitaben yazdığı 3 mektubun içerikleri hakkında da kısmen bilgi verildi. Yamuç'un, arkadaşı H.A.'ya hitaben yazdığı mektupta, “Ben, bu cinayeti tek başıma, hiç kimsenin yardımı olmadan, eroin krizindeyken, şuursuzca işledim" sözlerini kaydettiği belirtildi. Eşine hitaben, “Uyuşturucu müptelası bir adamım, beni hep sevmeye gayret gösterdin" diye devam eden cümleler kurduğu kaydedildi. Annesine ise “Hayatım, hep yanlışlarla geçti. Bu cinayet olayını da hiç kimsenin baskısı altında değil, eroin krizine girdim ve adamların evinden üç kuruş para çıkar umuduyla yaptım. Uyuşturucu alabilmek için işte senin oğlun böyle adi birisi anne" sözlerini kaydettiği belirtildi.
İFADELERDEKİ ÇELİŞKİLER
Katil zanlısı Ali Yamuç'un eşinin ifadelerinde ise çelişkiler bulunduğu belirtilen iddianamede, bu çelişkiler şöyle sıralandı:
"Olay günü 19.00-19.30 gibi erken uyduğunu, gece 01.00 gibi kalktığında eşinin yanında olduğunu söylemesine rağmen bir mermer ocağının kamera görüntülerinde 21.16 sıralarında Turunçova'ya doğru motosikletle gittiği görüntüleri elde edildi. Dipsiz kuyudan tişörtün kendisine ait olduğunun sonradan babası tarafından söylenmesi, önce eşinden 700 TL aldığı, sonraki ifadesinde 2 bin 100 TL aldığını söylemesi, işsiz eşinin bu parayı nereden bulduğunu sorgulamaması, 10 Mayıs akşamı eşine maktullerin öldüğünü söylediğinde eşinin şaşırdığını beyan ettiği; ancak 10 Mayıs sabahı suça konu eşyaları dipsiz kuyuya birlikte attıkları, cinayetten bir gün önce Büyüknohutçu çiftinin evinde çay içtikleri; ancak cinayet olayı duyulduğunda bölgedeki bir başka kişiye ait evdeyken, 'Bunların evlerini bilmiyorum' diyerek, evin yerini sorması."
CİNAYETTEN SONRA KAPIYI KİLİTLEYEN EŞİ MİYDİ?
İddianamede, cinayet sonrasında Büyüknohutçu çiftine ait evin kapısının kilitlenmesi olayıyla ilgili de değerlendirmede bulunuldu. Kapının cinayetten hemen sonra tüfeği kullanan Ali Yamuç tarafından kilitlenmesinin, olayın paniğiyle mümkün görülmediği belirtilen iddianamede, kapı kilitleme eyleminin 'kadın davranış modeli'ni çağrıştırdığı, Fatma Yamuç'un olay sırasında Ali Yamuç'la birlikte hareket ettiği ve en başından beri kasten öldürme ve yağma suçlarının ortaklık halinde işlendiğinin anlaşıldığı belirtildi.
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA) -