Dikkat ettiniz mi bilmiyorum.
Gün Haber olarak, Kanaltürk, Bugün TV, Bugün ve Millet gazetelerine kayyum atanmasına sessiz kaldık.
Bu olayın olumlu veya olumsuz tek bir haberini bile yapmadık.
Ben şahsen, sadece ve sadece İpek Grubu’nda cemaatle iç içe geçmiş olanlar hariç, sırf ekmek parası için bu kurumda çalışanlara, tartaklananlara, yaralananlara gazeteci olarak değil, insan olarak üzüldüm o kadar...
Hiç tepki göstermedim mi?..
Gösterdim.
O tepkim de kayyum atanması kararına değil, kararın uygulanış biçimineydi.
Aradan birkaç gün geçti ve bu yazıyı yazmak zorunda hissettim.
Biliyorum Pazar günü seçim var.
Bu yazıdan dolayı bana kızacaklar, darılacaklar olabilir.
Hiç umurumda değil.
İpek Koza veya adı her neyse…
Adı cemaatle anılan, Kanaltürk’ü aldığı günden ‘Paralel’ yapının ortaya çıktığı güne kadar AK Parti’nin savunuculuğunu yapan, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a methiyeler düzüp, Atatürkçü, ulusalcı, cumhuriyetçi, demokrat, laik tüm kesimlere tavır alan bir grubun, kayyuma geçmesi inanın beni üzmedi.
Kayyum atandı diye kanalın kapısını aşındıran meslektaşlara, kapısında nöbet bekleyip uykusuz kalan siyasilere, en çok da bazı CHP’lilere şunu sormak istiyorum;
“Kanaltürk gerçek sahibi Tuncay Özkan’ın elinden kayıp giderken nerelerdeydiniz?.. O zaman gazeteci veya CHP’li değil miydiniz?”
AKP’nin o dönem üzerine üzerine gidip bitap düşürdüğü, neredeyse İpek Koza Grubu’na altın tepside sunduğu bu kanala, cemaatin eline geçmeden, daha Tuncay Özkan’da iken destek amacıyla, ‘Yanınızdayız’ diye kaç kez gittiniz?..
Altın madenlerinin ihalesini alıp, buradan kazandığı paralarla kanalın üzerine çökerken elleri patlayıncaya kadar alkışladığı AKP’yi, cemaatle ortaklık bittikten sonra yerden yere vuran İpek Koza Grubu’nun yaptıklarını ne çabuk unuttunuz.
Ergenekon, Balyoz davaları sürecinde, genelkurmay başkanının, kuvvet komutanlarının, Atatürkçü generallerin, subayların içeri alındığı, Türkan Saylan’ın evinin basıldığı dönemlerde, Atatürk düşmanlarını kendi kanallarındaki tartışma programlarında ağırlayan bu zihniyet değil miydi?
Kanaltürk’ü, Bugün TV’yi kayyumlara karşı kanının son damlasına kadar savunan‘Özgürlük… Özgürlük’ diye bağıran Tarık Toros efendi, AKP ile yağlı ballı olduğu dönem, kanalında cirit atan başbakan ve bakanlar ile 2023’ün, 2071’in hayalini kurmuyor muydu?..
Ey şimdi o kanallara, o gazetelere yanınızdayız nidalarıyla koşan bazı CHP’liler, güç ellerindeyken, ‘Atatürkçüyüz’ diye, ‘laik cumhuriyeti savunuyoruz’ diye sizlere, bizlere saldırıldığı günleri ne çabuk unuttunuz?..
Bugün sırf AKP karşıtı oldukları için cemaatin medyadaki bu elemanlarının artık dost olduklarını mı sanıyorsunuz?..
Yanılıyorsunuz.
Yarın bir şekilde aynı güce ulaştıklarında, aynısını tekrar yapmayacaklarının garantisi var mı?..
Ey Halk TV, ya sana ne demeli?..
Yok ortak yayın, yok sahip çıkmalar…
Sizde program yapan başta Uğur Dündar olmak üzere gazetecilerin özel hayatlarına girmediler mi, aileleriyle ilgili iftiralar atmadılar mı?..
Sizlerin, bizlerin telefonlarını dinleyip fişlemediler mi?..
Bakın, AKP onlara, onlar da AKP’ye düşman oldular. Cemaatin hangi önde geleni, hangi yazarı, çizeri bir günden bir güne, ‘Ben oyumu artık CHP’ye vereceğim’dedi.
Demedi…
Peki bundan sonra CHP’ye oy verirler mi?..
Vermezler, vermezler, vermezler…
Şu son olayda destek için o kanallara MHP’liler de gitti, HDP’liler de…
Bu cemaat mensupları onlara oy verirler mi?..
Verirler, verirler, verirler…
Bunlara ‘Paralel’ yaftası yapıştırılmadan önce sürekli CHP’nin aleyhinde yazmadılar mı?..
Hem de neler yazdılar, neler yazdılar…
CHP’ye, CHP’lilere kumpaslar kurmadılar mı?..
Şu an CHP’de olan milletvekillerinden bazıları da bu kumpasın kurbanı değiller miydi?..
O halde bu koruma, kollama, niye?..
Basın özgürlüğü adına mı?..
Şimdi biz onlara sahip çıkalım, cemaatte bir gün bize sahip çıkar düşüncesi mi?..
Bırakın eksik kalsınlar…