CHP'ye ince ince dokundurdu

İnce, yolsuzlukları hatırlatarak AKP-CHP koalisyonuna karşı çıkıyor. En idealinin ise yüzde 60 bloğunun uzlaşması olduğunu söylüyor. “Böylece hırsızlık biter. Hukuk devleti onarılır. Ülkenin önü açılır” diyor

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 18. Olağanüstü Kurultayı’nda Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na rakip olan Yalova Milletvekili Muharrem İnce, parti içinde olası bir AKP-CHP koalisyonuna muhalif isimlerden biri. Ancak, tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığında olduğu gibi, onaylamasa bile olası bir koalisyonda elini taşın altına sokacağı da kesin. Ama benim Muharrem İnce’ye asıl sormak istediğim soru başka… Olası bir “olağanüstü kurultay”da yeniden aday olacak mı, olmayacak mı? Yanıt satır aralarında saklı…

AKP’YE KAYBETTİREN HDP’DİR

- 7 Haziran seçimlerinde size göre CHP başarılı olmuş mudur?

Ortada başarı filan yok. Ana muhalefet partisi oylarını artıramamıştır. 13 yıllık bir iktidar, az bir milletvekili farkı ile tek başına iktidarı kaybetmiştir. Ama kaybettiren de biz değiliz. Kaybettiren; HDP’nin barajı aşmasıdır. O nedenle CHP’nin aldığı sonuca başarı dersek, hem siyaset bilimine hakaret etmiş, hem de CHP’ye haksızlık etmiş oluruz.

- CHP nerede yanlış yaptı?

Bazı şeyleri inatla anlatmak gerekir. Yoksa kampanya iyiydi. İnandırıcılıkla ilgili sıkıntı vardı.

ORAN’A HAKSIZLIK YAPILDI

- CHP’nin beklediği oyu alamamasında geçen dönemin başarılı vekillerinin liste dışı bırakılmasının etkisi var mı?

Bazı arkadaşlarımıza haksızlık yapıldı gerçekten de. Bu hiç de şık olmadı tabii. Haksızlığa uğrayanlardan biri Umut Oran’dır. Ön seçime girmesi engellenmiştir. “Girme, seni kontenjanda değerlendireceğiz” denmiştir. Eğer ön seçime girseydi, hatırı sayılır bir yerde çıkardı. Bu konuda kendisini uyarmıştım. Bunu da ilk defa burada açıklıyorum. Ama haksızlık yapılan sadece Oran da değildir.

- Seçim sonucu okurken; “Halk koalisyon istedi” deniyor. Yüzde 60’ı AKP’ye oy vermediğine göre; bu sonuç “Halk AKP gitsin dedi” diye de okunabilir mi?

Yüzde 60 AKP gitsin istemiş ama, yüzde 40 da AKP’ye oy vermiş. Bunu doğru okumak lazım. Bu yüzde 40’ı yok sayamazsınız, küçümseyemezsiniz. Bu yüzde 40’ı ikna etmişler. Bize verdi mi yüzde 40? Vermedi. Dolayısıyla bunu böyle okumakta fayda var.

KAÇAK SARAY NE OLACAK?

- Şu anda en çok dillendirilen model; AKP-CHP koalisyonu. Siz buna nasıl bakıyorsunuz?

Ben bu partinin eskilerinden biriyim. Geçmişte koalisyon yaşadım. O zaman SHP’ydi biliyorsunuz. DYP-SHP döneminde ilçe yöneticisiydim. Parti içinde bugün koalisyona çok meraklı arkadaşlarımızın o günleri hatırlamadıklarını, bilmediklerini düşünüyorum. SHP’nin o koalisyonda nasıl ezildiğini, SHP’li vekillerin nasıl dövüldüğünü, bakanların nasıl madara edildiklerini unuttu arkadaşlar. Partimizdeki bazı arkadaşların bu koalisyona çok istekli görünmeleri zaten bizim elimizi zayıflattı. Bunu hiç doğru bulmuyorum. Sadece ben değil, sokaktaki bakkalın, manavın, profesörün fikri de böyle. Hatta AKP’liler de böyle düşünüyor. Meclis’te yanıma gelip; “Sizinkiler ne meraklı bizimle hükümet kurmaya” diyen AKP’li vekiller var! 13 yıllık bir hesap var ortada. Ne olacak bunlar? 17/25 Aralık ne olacak? Kaçak saraya gitmeyiz dedik. Bu ne olacak? Yemin etmeyiz dedik, ettik gibi mi olacak?

YEMİN KRİZİNE BENZEMESİN

- 2011’de yaşanan yemin krizini mi kastediyorsunuz?

Elbette. Biz o günlerde yemin etmeyecektik ve o konuda kararlıydık. Fakat milletvekilleri; Meclis’e yeni gelmişlerdi ve “Eyvah! Yemin etmezsek milletvekilliğimiz düşerse(!)” diye başladılar konuşmaya. Bu konuşmaların çoğunu da telefonla yaptılar. Israrla uyardık . “Telefonda konuşmayın, dinleniyor” diye. En başta dinleyen de Tayyip Erdoğan zaten. Dolayısıyla yumuşak karnımızı gördü. “Bu milletvekillerinin böyle bir korkusu var. Tükürdüğünüzü yalayacaksınız” diye bastırdı! Sonunda biz de gittik, ettik o yemini.

Genel başkanlık için tekrar aday olup olmayacağı merak edilen İnce, “Siyasette her an her şey olabilir” açıklaması yaptı.

Üçlü koalisyon kurulursa AKP 6 ay içinde dağılır!..

- O zaman size göre olması gereken koalisyon seçeneği hangisidir?

Türkiye’nin 13 yılın hesabını CHP-MHP-HDP sorar. En doğru seçenek budur. Bence hâlâ da böyle bir umut var. Müthiş bir şey olur. Burada yapılacak şey; tek maddelik bir koalisyon protokolüdür. AKP’nin çoğunluk gücüne dayanarak çıkardığı kanunlarda, her üç partinin de itiraz ettikleri nelerse tespit edilerek, parlamentodan sadece onlar geçirilir. Böylece Türkiye bir restorasyon sürecine girer. Hem 17/25 Aralık’ın hesabı sorulur, hem de hukuk devleti onarılır.

- Çözüm süreci ne olur?

Askıya alırsınız. Rolantiye alırsınız. Bunu topluma anlatırsınız. “Başka seçeneğimiz yok” dersiniz. “Şimdi önceliklerimiz var. AKP’nin çalıp çırptıklarını, hırsızlıklarını, yolsuzluklarını bitireceğiz” dersiniz. Bir yılda çözersiniz bunu. Türkiye’de insanlara umut olursunuz ve inanın böyle bir koalisyon kurulsa, 6 ay içinde AKP dağılır. Ortada AKP diye bir parti kalmaz. Ben bunu çok net olarak görebiliyorum. Yeter ki muhalefet bu iradeyi göstersin. Gördüğüm kadarıyla CHP buna hazır. HDP de buna hazır. Sadece MHP’nin bir tavır değişikliğine ihtiyacı var. MHP bu tavır değişikliğini yaparsa Türkiye’nin önü açılır.

AKP’Yİ HER SIKIŞTIĞINDA MHP KURTARDI

- Ancak MHP liderinin tavrı çok net. Hatta koalisyon için birbirine en yakın iki partinin CHP ve AKP olduğunu söylüyor..

Buna kargalar bile güler bu bir. İkincisi; AKP’yi her sıkıştığı yerden kurtaran parti MHP’dir. 367’de, 4+4+4’te, türbanda, yani ne zaman AKP sıkışmışsa, bilin ki MHP imdadına yetişmiştir. Meclis Başkanlığı seçiminde de bir fırsat yakalanmıştı. Yürütme, yasama ve yargının başını muhalefet alacaktı ve bu ilk kez olacaktı. HDP ile aynı yerde olmam ne demek? 6 milyon oy almış HDP. Yani siz 6 milyon oya terörist mi diyorsunuz? Bunu dediğiniz anda Türkiye’nin bölündüğünü kabul etmiş olursunuz. MHP bu seçimin galibidir. Ama bu yaklaşımıyla seçim sonrasının da kaybedenidir. Bugün seçim olsa, MHP’nin oylarının barajın biraz üzerinde olacağını tahmin ediyorum ben.

Siyasette 24 saat bile çok uzun bir süredir

- Kemal Kılıçdaroğlu, olası bir koalisyonda başbakan yardımcısı olmayabileceğini söyledi. Daha önce de “Başarısız olursam giderim” dediği için, akıllara olağanüstü kurultaya mı gidilecek sorusu geliyor…

Olası bir koalisyonda Sayın Genel Başkan görev alır, ya da almaz o kendi takdiridir. Ama görev almaması sorumluluğunu azaltmaz. Bütün sorumluluk yine Sayın Kılıçdaroğlu’nun kendisine aittir. Olağanüstü kurultaya gelince; rahmetli Demirel’in bir sözü vardı; “Siyasette 24 saat çok uzun bir süre” diye. 24 saatte neler olur bilemem. Hali hazırda benim Genel Başkan’ımdır. Ama 24 saatte neler olur onu göreceğiz.

- Bir araştırma şirketi delegeleri arayıp; bugün kurultay olsa kimi desteklersiniz diye sormuş. Bu konunun perde arkasını biliyor musunuz?

Delege arkadaşlarım anlattılar. Ama kimin yaptırdığını bilmiyorum.

- Peki, ilk kurultayda yine aday olacak mısınız?

Yine Demirel’e atıfta bulunacağım; siyasette her an her şey olabilir.

Kaynak: Sözcü