Kışlahan’daki protestoda konuşan Özer Ülken şunları söyledi:
“Değerli hemşerilerim, basınımızın cefakar emekçileri ve saygıdeğer Kışlahan esnafı.
Bugün burada hepimi ilgilendiren ve Türkiye siyasetinde ilk defa gündeme gelen bir konuyu paylaşmak üzere toplanmış bulunuyoruz.
AKP’nin iktidar olduğu 9 yıllık sürre içinde uygulamaların bir yenisini ve Türkiye siyasi tarihinde bugüne kadar hiç olmamış bir ilki yaşadığımız ve önemsediğimiz iç,in bunu sizlerle paylaşmak ihtiyacı duyduk.
Hatırlanacağı üzere Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun 9 Kasım 20011 tarihinde Silivri Cezaevi'nde Mehmet Haberal ve Mustafa Balbay'ı ziyareti sonrasında yaptığı "Burada aslında bir yargılama yapılmıyor. Burada bir adalet dağıtımı söz konusu değil. Burada ön yargılı olan yargıçların, siyasi otoritenin emrinde olan yargıçların sadece oynadıkları bir tiyatro var. Bunun adına yargılama diyorlar. Buna demokrasi diyorlar. Bu ne demokrasidir ne de adalet dağıtmadır" ifadesi üzerine 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' ve 'kamu görevlilerine (hakimler) görevi nedeniyle hakaret' ile suçlanıyor ve hakkında fezleke düzenleniyor.
Bir cümle ile Sayın Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu, görevlerini özgür iradeleri ile tarafsız ve bağımsız düşünmesi gereken hakim ve savcıların, AKP iktidarının etkisinde kalarak taraflı ve yanlı uygulamalar yaptığını dile getirmiştir.
Genel Başkanımızın bu anlamda eleştirdiği hakim ve savcılar tam tersi, sen bizi etkilemeye çalışıyorsun. Sen taraf olmamızı istiyorsun gibi bir yaklaşımla fezleke düzenlemişlerdir.
Değerli arkadaşlar, bu Türk siyasetinde ilk defa yaşanan ve gündeme gelen bir durumdur. Yani Cumhuriyet tarihinde hiçbir ana muhalefet partisi genel başkanı fezleke düzenlenerek dokunulmazlığının kaldırılması çabası olmamıştır. Demokrasiyi içlerine sindirmek bir yana ileri demokrasi diyerek baskıcı ve yanlı totoliter rejimlerde bile eşine az rastlanan bir ileri demokrasi anlayışı ile karşı karşıyayız.
Hepimiz biliyoruz ki 2004, 2007 ve 2011 seçim bildirgelerinde dokunulmazlığın kaldırılacağını yazan ve Türk halkı önünde yıllardır dokunulmazlıklar kaldırılsın diye feryad eden tek parti CHP’dir.
Hatta, milletvekili adaylarından, “seçildiğim takdirde dokunulmazlığımın kaldırılmasını talep ediyorum” şeklinde yazılı teminat alan tek parti CHP’dir.
Hakimlerle ilgili böyle bir söylemi yokken bile bunu söyleyen bir partinin, bunu söyleyen bir genel başkanın hakkında böyle bir durumun gündeme gelmesi bize göre gülünçtür.
Dün olduğu gibi bugünde ve gelecekte de dokunulmazlıkların kaldırılmasından korkanlara rağmen CHP bu konudaki kararlı tutumunu sürdürecektir. AKP iktidarı tarafından geliştirilen bu yeni durum bir bakıma iyi olmuştur. Bu bizim için bir onurdur.
Sayın genel başkanımız Kılıçdaroğlu önderliğinde fezlekenin onurunu taşımak her CHP’li için ayrıca gurudur.
Özel yetkiliklerce soruşturmalar, kovuşturmalar, fezlekeler ve ceza evleri demokrasi mücadelesi veren ve bu uğurda bedeller ödeyen bütün CHP’lilerin göğüslerine takılmış bir şeref madalyasıdır.
CHP’liler fezlekeden korkmaz. Yaşasın CHP.”