CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, dün toplanan MYK’nın gündemi ve güncel konularda açıklamalarda bulundu. Koç dün toplanan MYK'nın geç toplanıp uzun sürdüğünü bu nedenle değerlendirmenin bugüne kaldığını belirtti.
Koç'un konuşmasından satırbaşları şöyle;
-Toplantıda seçim takvimini değerlendirdik.
-Aday adaylarından alınacak kontenjan 7500, önseçim ile gelecek adaylar için 5000, kadınlar engelliler ve gençlerden 2500 lira alınacak.
-Seçimlere yine çeşitli senaryolar etkisinde giriyoruz. AKP'nin ciddi sarsıntılar geçirdiğini görüyoruz. Bağımsız yorumcuların da yapabileceği bir değerlendirme.
-Kaçak Saray'da bunalan sayın Cumhurbaşkanı kendini Latin Amerika'ya attı. Kolombiya'da altınlar nasıl korunuyor diye herhalde müzeleri gezdi. Che Guevara'nın mezarına çelenk koydu. Galiba Che Guevara mezarında ters dönmüştür.
-Kaçak Saray'da karantina altına alındı. Hakan Fidan taşıdığı bütün sırlarla birlikte sarayın gemisinden ineceğini söyledi. Haziran sonrası senaryoların haddi hesabı yok. Devletin en önemli kurumlarının başında gelen bir kişinin, görevi boyunca taşıdığı sırlarla siyasete girmesi yadırganacak bir olay.
- 7 Şubat'ta biliyorsunuz bu kişiye özel koruma yasası çıkarılmıştı. Oslo Görüşmeleri sırası ve sonrasında yaşananlar, Suriye süreci ve radikal terör örgütlerine MİT eliyle aktarıldığı iddia edilen silahlar. 'MİT tırları olarak tarihe geçti biliyorsunuz. 17-25 Aralık sonrası belirli kişileri korumak için görev yapma. Milli değil bazı kişileri korumaya çalışan bir örgüt yapısı. İran sorunu ve bu esnada gelen giden altın dolu uçaklar. Yani bir hukuk devleti kuralları içinde hukuk dışı birçok sürecin içine girdiysen veya mevcut siyasi iktidarın korumacılığına sığındıysan şimdi siyasete girmenin ne getireceğini tartışmak gerekir. Zaten koruma zırhın var bir de vekilliğin getirdiği dokunulmazlık zırhı mı isteniyor.
-Başmuktedir acaba alttan alta kendi adamları tarafından mı kuşatılıyor. Şu anda oynan oyunun adına 'Saray'dan Fidan kaçırma' diyebiliriz. Bugüne kadar yaşananların hesabının ödenmesi için saflar ortaya çıkıyor. Biz sayın Davutoğlu'nu hep eleştirdik ama şimdi görüyoruz ki görevini yerine getiriyor. Bu kez tebrik ediyoruz ve bay Ahmet böyle devam et diyoruz.
-Merkez Bankası ve ekseninde yapılan tartışmalar, Fidan'a Davutoğlu ve Atalay gibi isimlerin sahip çıkması Saray'a yapılan karantinayı gösteriyor. AKP'de kartlar yeniden karılıyor. Bunlar Osmanlı derken Bizans'a döndüler. Sayın muktedir Saray'ın duvarlarını bir hayli inletecek gibi
-Sayın Arınç'ın insanlar bizden nefret etmeye başladılar sözleri önemlidir. Bu iklimi sizler yarattınız. Keşke bunları o muktedir toplumu ezme adımları yaparken karşı çıksaydınız. Maalesef çizdiğiniz tablo doğru. Büyük Atatürk, "İhanetin nedeni olmaz er veya geç bedeli olur" diyor. Evet durum böyledir.
-Muktedir konuşuyor konuşuyor dolar rekor kırıyor. Ekonomi yönetilemiyor, psikolojik sınır filan kalmadı. Bu ülkede reel sektörün döviz borcu bu ülkenin önünde. Dolarda her bir kuruşluk artış Türkiye'nin kur zararı yazması demek. Türk lirası yüzde 12,6 oranında değer kaybetti. Günlük devalüasyon yaşanan bir ülke haline geldik. Bir kişinin kaprisinin bedelini emekli çekecek, asgari ücretli çekecek halk çekecek!
-Tek risk bu değil ki yolsuzluk, rüşvet bu ülkenin Meclis'inde aklandı. İsviçre'deki bir bankanın hesapları açıklandı. Kim bu İsviçre bankasındaki 3 bini aşkın Türk? İşte bütün bu pislikler karşısında hesap vermek istemiyorlar.
-AKP döneminde devlet bürokrasisi AKP bürokrasisi haline getirildi, parti devleti haline getirildi. Bürokrasideki istifaları gördünüz. Onlar da hesap vermemek için dokunulmazlık için vekil adaylığı için koşuyorlar. İçlerinde üniversite rektörleri de var! Sizin edindiğiniz akademik sıfatlara yazık. Demek ki sen bu AKP devletinin rektörüymüşsün demek! Biz VIP atamaları açıklamıştık şimdi bürokrasinin geldiği hal bir kez daha gözler önüne serildi.
-CHP örgütlerinin ve üyelerinin katılımıyla adaylarını belirleyecektir. Bir yerde İmralı-Kandil talimatı diğer yanda Saray bekleniyor. CHP adaylarını en demokratik şekilde belirleyecek partidir. CHP en geniş katılımcılıkla seçim programı yayınlayacaktır. Sayın Genel Başkanımız o toplantıları basına haber olsun diye yapmıyor, toplumdaki tüm kesimlerin görüşlerini almak için yapıyor. Bu ayın sonuna doğru CHP'nin seçim bildirgesi de açıklanmış olacak.