Burdur Valisi Şerif Yılmaz, 2017 yılında yapılan çalışmalar ve 2018'den beklentilere ilişkin Doğan Haber Ajansı'na (DHA) özel değerlendirmede bulundu. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ülkenin her yerinde olduğu gibi Burdur'da da 2017'de FETÖ'yle mücadelenin kararlılıkla devam ettiğini, gerek şahsi davalar gerekse ana çatı davası açıldığını aktaran Vali Yılmaz, "Bunlarla ilgili adli süreç devam ediyor. Örgütle bağlantıda olan bir kısım kişilerin cezalandırılması yönünde kararlar çıktı. Devletimizin ve ülkemizin bekası için bu mücadele 2017'de kararlılıkla devam etti, 2018'de de kararlılıkla sürecek. Burdur'umuzun gelişmesi ve kalkınması yönünde 15 Temmuz sonrası oluşan ortamdan çıktıktan sonra, 2017 itibariyle ilimizin kalkınmasına yönelik çalışmalara ağırlık vermeye başladık. Burdur'un gelişmesiyle ilgili kamuoyunun da bildiği gibi Burdur Gelişim Planı'nı üniversitemiz işbirliğiyle hazırlıklara başladık. Arkadaşlarımız fiilen arazide çalışmalara devam ediyor. Yine ilimizin özellikle kırsal altyapısı dahil olmak üzere, altyapı eksikliklerinin tamamlanması için hem yerel kaynaklarımızın hem merkezi hükümet tarafından verilen desteklerle beraber çok yoğun şekilde altyapı eksikliklerimizi tamamlama yoluna gittik. Özellikle şunu görüyorum; ilimizin altyapısı tamamlandıktan sonra gerek sanayide, OSB'lerdeki çalışmalarda, gerek mermer sektöründe, gerek tarım ve hayvancılıkta, gerekse turizmde Türkiye'nin parlayan bir yıldızı olacağımızı ifade etmek istiyorum" dedi.
YATIRIMLAR SÜRÜYOR
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi'nin (MAKÜ) Kalkınma Bakanlığı tarafından hayvancılık sektöründe pilot il seçildiğini hatırlatan Vali Yılmaz, bu projenin hayata geçirilmesiyle hem il hem de üniversitenin çok hızlı şekilde kalkınacağını ve kente hızlı bir ivme kazandıracağını aktardı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2016 yılında kenti ziyaretinde verdiği talimatla 80 milyon TL'nin üzerinde maliyetle yapılacak spor kompleksinin hızla devam ettiğini kaydeden Vali Yılmaz, burası tamamlandığında Burdur'un spor kenti olacağını vurguladı. Özellikle turizmde ve sanayide hammadde, kaynaklar, doğal güzellikler ve tarihi eserlerin değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Vali Yılmaz, özel sektörün bu çalışmaları girmesi gerektiğini söyledi.
'HER YERDE VATANDAŞIMIZLA BERABER OLUYORUZ'
Vatandaşın talebi nereden geliyorsa cevap verdiklerini ve sorunlarla birebir ilgilendiklerini anlatan Vali Yılmaz, "Herkesin makama gelmesi zor olabilir veya çekinebilir ya da şartlar uygun olmayabilir. Biz yer ve mekan önemli olmadan insanlarımızın bulunduğu her yerde, dağdaki çoban arkadaşımızın bile belki bizimle paylaşacağı bir fikir vardır. Bunun için biz her yerde vatandaşımızla beraber oluyoruz, bundan da zevk alıyoruz. Dışarıda insanların en fazla yaptığı eleştirilerden birisi devlet yöneticilerinin belirli kişilerle oturup kalktığı, belirli kişiler dışında kimseyle muhatap olmadığı yönündeydi. Bu eleştiri doğru, ben de bunun tam tersi olması gerektiği düşüncesindeyim. Belirli kişilerle değil, belli kişilerin dışında kalan vatandaşımızla bir arada olmaya çalışıyoruz. Bu zamana kadar şehir ve ülke yönetiminde söz sahibi olduğunu varsayan belli bir grup bana göre şu anda çok muhatap bulamıyor. Belli bir iş yapmak için, vatandaşın devletle bir iş yapması için aracı kullanmasına, belli kişilere yalvarmasına gerek yok. Kendisinin birebir muhatabı olan devlet yetkililerini karşısında bulabiliyor. Bunu sağlayacak olan teknik alt yapı olmak üzere hepsi bugün var" diye konuştu.
'2018'İN DAHA GÜZEL GÜNLER GETİRMESİNİ DİLİYORUM'
Mahalle mahalle gezdiğini, köylerde vatandaşın arasında olmaya çalıştığını kaydeden Vali Yılmaz, şöyle dedi:
"Burdur'un çoğu mahallesinde devletin valisini görmek mümkün. Vatandaşımız da orada bize ulaşıp yaşadığı sorunu anlatabiliyor. İnşallah 2017 biterken, 2018'in daha güzel günler getirmesini diliyorum. 2017'de her ne kadar ilimizde sıkıntı olmasa da ülkemizdeki terör olayları, gerekse coğrafyamızda ve bölgemizde meydana gelen olaylar barışın ve huzurun kalmadığı bir bölge haline getirdi. Bölgede emelleri olan, bir takım beklentileri olan ve planları olan emperyalist güçlerin, bölge insanına özellikle reva gördüğü açlık, yoksulluk ve sefaletin bir an önce bitmesini diliyorum. Kendi topraklarında insanların özgürce yaşamasını, çoluk çocuk huzur içerisinde yaşamalarını, demokratik bir ortamda yaşamlarını sürdürmelerini diliyorum."