Burdur MAKÜ Teke Yöresi Halk Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi (TAMER) tarafından düzenlenen 1'inci Teke Yöresi Sempozyumu, başladı. 200 bilim adamı ve araştırmacının 168 sözlü, 10 poster sunumla katıldığı sempozyum MAKÜ Müzik Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Akademik Oda Orkestrası ile TRT sanatçısı Ferhat Erdem'in müzik dinletisiyle başladı. MAKÜ bahçesine kıl çadır kurulurken, yöresel kıyafet giyen kişiler tarafından da bahçeye getirilen 2 teke katılımcıların ilgisini çekti.
Sempozyumda konuşan Burdur Valisi Hasan Kürklü, Teke kültürünün Burdur'un tamamını içine aldığını, Muğla'nın Fethiye ve Ortaca ilçelerine, Denizli'nin Acıpayam, Serinhisar, Çameli ve Honaz, Afyonkarahisar'ın Dinar ve Başmakçı, Isparta'nın Yalvaç ve Şarkikaraağaç ile Antalya'nın Akseki, Manavgat, Korkuteli ve Alanya ilçelerine yayıldığını anlattı. Burdur ve çevresinin zengin tarihi, mimari, arkeolojik ve kültürel değerlerinin bilimsel olarak araştırılması, belgelenmesi, tanıtılması korunması ve yaşatılması gerektiğini belirten Vali Kürklü, "Bu sempozyum yörenin her yönüyle araştırılması, tartışılması, sorunların bilimsel zeminde çözülmesi için bilgi alışverişi ortamının oluşturulmasını hedeflemektedir" dedi.
Teke yöresinin başkenti Burdur'un efelerin harman olduğu yer olduğunu kaydeden Belediye Başkanı CHP'li Ali Orkun Ercengiz, sempozyumun Burdur'un tanıtımına katkı sağlayacağını kaydetti. Başkan Ercengiz, "En ağırından en hızlısına zeybek türleri ve oyun havaları ve oyunlar dikkat çeker. Teke yöresi folklorunda söz zenginliği vardır. İncelik ve centilmenlik vardır. Gurbetin hüznü, yaylaların serinliği, ovaların sıcaklığı vardır" diye konuştu.
MAKÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Saatcı da "Sipsinin, curanın, kabak kemanenin sesini duyunca kalbim bir başka atar. Kıvrak folklorumuzun sonunda efe dizini yere vurup başını göğe kaldırdığında yüreğim ferahlar. Cepkeni, üç eteği, kilimlerimizi gördüğümde ve hayallerim beni Yörük göçlerine, oradan da Orta Asya'ya kadar götürür. Eminim ki her Teke yöreli benzer bir hissiyat içerisindedir. Teke yöresine adını veren teke, yani keçi, gerçekten özel bir hayvandır. Ürünü olan kıldan üretilmiş çadırın altında milletimiz imparatorluklar kurmuştur. Kılından, derisinden, etinden, sütünden, hareketlerinden, oğlaklarından, dişisinden, erkeğinden bir kültür oluşmuştur. Bu kültür bu yöreyle öylesine iç içe girmiştir ki ayırmak mümkün değildir. Amacımız teke yöresinin sınır koymadan geniş anlamda ele alınmasıdır. Sempozyum ilk defa yapılacağı için konu sınırlamasına gidilmemiştir. Bir diğer amacımız da sempozyumu geleneksel hale getirmektir" şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından sempozyuma katkıda bulunanlara plaket verildi.
Mesut MADAN/BURDUR, (DHA) -