Budak, “ATSO'nun ister 150, ister 800 yıllık olsun, ormanların tahrip edilmesini savunamayacağını kamuoyuna samimiyetle bildirmek isterim" dedi.
Antalya'nın Hisarçandır bölgesi Ekizce Yaylası'nda İMSA Mermer firması tarafından, Expo 2016 Antalya'nın sembol çiçeği şakayık ve birçok endemik bitki türüyle, nesli tehlike altındaki çift boynuzlu yaban keçisi, kartal gibi çok sayıda yaban hayatının da doğal yaşam alanındayer alan, yaşları 200-800 arasındaki sedir ağaçlarının kesilmesine tepkiler büyüyor. ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, hem yaşanan katliamı, hem de ATSO 3'üncü Meslek Komitesi'nin, ATSO adına yapıldığı algısına neden olan açıklamalarına tepki gösterdi.
KOMİTEYE GÖRE KESİLEN AĞAÇLAR 100-150 YILLIKMIŞ
ATSO'nun mermer firmalarını temsil eden 3'üncü Meslek Komitesi'nden, yaşanan ağaç katliamına yönelik firmayı savunan açıklama yapıldı. Açıklamada, bölgede 800 yıllık ağaç bulunmadığı, sahada 100-150 yıllık ağaçlar olduğu, şakayığın yetiştiği alanla kesimin yapıldığı alan arasında 20 kilometre bulunduğu gibi ifadeler yer aldı. Komitenin bu açıklamaları, ATSO yönetiminin ve ATSO Başkanı Çetin Osman Budak'ın açıklamaları olarak algılandı.
RESMİ AÇIKLAMA YETKİSİ YÖNETİM KURULU'NDA
Bu algı üzerine ATSO yönetimine hem doğa grupları hem de köylüler tepki gösterirken, sosyal medya üzerinde de tepkiler devam etti. ATSO Başkanı Budak ise komitenin açıklamasının ATSO'nun görüşü olarak sunulması ve algılanması nedeniyle bir açıklamada bulundu. ATSO'da resmi açıklama yapma yetkisinin yönetim kuruluna ait olduğunu belirten Budak, meslek komitelerinin her birinin sektörlerinin bakışını kamuoyuna yansıtabileceği, ancak ATSO açıklaması veya görüşünün bütün sektörler adına yönetim kurulu veya başkan tarafından yapılabileceğini kaydetti.
İSTER 150 İSTER 800 YILLIK OLSUN SAVUNMAYIZ
Başkan Budak, ATSO'nun Antalya'nın 'en çevreci il' olma hedefini koyması, 500 yıllık bir ağacın bir fabrika ya da otel kadar değerli olacağı, turistik ve çevresel değer taşıyan alanlarda maden veya taş ocağı açılmaması gerektiğini birçok meclis konuşmasında dile getirdiğini söyledi. Budak, “ATSO'nun ister 150, ister 800 yıllık olsun, ormanların tahrip edilmesini savunamayacağını kamuoyuna samimiyetle bildirmek isterim" dedi.
KARAR STK'LARLA BİRLİKTE VERİLSİN
Mevzuattaki sorunların kamuoyuyla yatırımcıyı karşı karşıya getirdiğini belirten Budak, “Ülkemizde maden, taş ocağı, HES yatırımlarında, yatırımcıyla yöre halkının veya kamuoyunun karşı karşıya gelmesi, bu projelerde çevrenin korunması konusunda yanlış uygulamaların böylesine artmış olması, mevcut politika ve mevzuatın sorunlu olduğunu göstermektedir. Sağlıklı bir politika, kamuoyu vicdanını yaralamayan, bu tartışmalara ve yatırımcının da mağdur olmasına neden olmayan politikadır. Maden ve taş ocağı izinleri il düzeyinde STK'ların yer aldığı bir kurul tarafından verilsin" dedi.
DOĞAL DEĞERLER HERŞEYİN ÜZERİNDE
Antalya'nın dünya çapında bir turizm ve tarım merkezi olduğunu, her yatırımın turizme ve tarıma etkisinin dikkate alınması gerektiğini kaydeden Budak, “Maden ve taş ocakları izinleri ne yazık ki Ankara'da bakanlık tarafından verilmekte, ilin ekonomik, ekolojik yapısına dair hassasiyetler arzu edilen düzeyde gözetilmemektedir. Maden yatırımlarına ÇED raporlarından muafiyet tanınması, ÇED raporları kriterlerinin illerin özgün yapısını dikkate almaması, yasal olarak izin alan yatırımcıyı da sıkıntıya sokan bu tür durumlara yol açmaktadır. ATSO olarak, illerdeki yatırım izinlerinin il düzeyinde STK'ların da yer aldığı bir kurul tarafından verilmesi, mevcut durumda ise yatırımcıların ve üyelerimizin Antalya'nın doğal, tarihi, turistik değerlerini her şeyin üzerinde tutmaları gerektiğine inanıyoruz" dedi.
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA) -