Akdeniz Üniversitesi öğrencisi Mehmet Şeran, geçen 20 Aralık akşamı Konyaaltı sahilinde durumundan şüphelenen polislerin yaptığı aramada zaman ayarlı el yapımı bombayla yakalandı. Üzerinde Ahmet Ekinci adına düzenlenmiş sahte kimlik bulunan Şeran, sorgusunda sahilde 2 ayrı noktaya 15'er dakika arayla patlayacak 2 bomba yerleştirdiğini itiraf etti. Bomba imha ekipleri müdahale için hazırlık yaparken sahildeki bombalardan ilki saat 21.42'de, ikincisi 21.57'de patladı. Mehmet Şeran'ın çantasında ele geçirilen üçüncü bomba ise etkisiz hale getirildi. Şeran'ın kaldığı Varlık Mahallesi'ndeki eve düzenlenen operasyonda Dilan Demir, Deniz Yıldız ile Şeyhmus Çelik de gözaltına alınıp tutuklandı. 4 kişi hakkında Antalya 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
BOMBALARDAN KURTULMAK İSTEMİŞ
Davanın ilk duruşmasında olayla ilgileri olmadığını iddia eden sanıklardan Şeyhmus Çelik ile Dilan Demir'i tutuksuz yargılanmak üzere tahliye eden mahkeme, sonraki duruşmada Deniz Yıldız'ın da tahliyesine karar verdi. Ancak Deniz Yıldız, tahliye olduktan 6 gün sonra yine terörle ilgili bir başka soruşturma kapsamında tutuklandı.
Davanın üçüncü duruşmasında, tutuklu sanıklar Mehmet Şeran, Deniz Yıldız ile avukatları hazır bulundu. Tutuksuz sanıklar ise duruşmaya katılmadı. Davanın 3'üncü duruşmasında Şeran, Kürtçe tercüman eşliğinde ifade verdi. Şeran, 2014 yılında Kobani'ye ve YPG'ye katılmak için Suriye'ye gittiğini söyledi. Ancak hiçbir zaman YPG'ye katılmadığını ileri süren Şeran, Rojava'dayken Antalya'da oturan bir gençle tanıştığını ileri sürdü. Yanındaki çantayı da kendisine yük olmaması için bu gence verdiğini ileri süren Şeran, şöyle dedi:
“Bu çantayı bu kişi Antalya'daki ailesine gönderdi. Ben de Antalya'ya gelince çantayı bu kişinin ailesinin evinden aldım. Çantayı açtığımda bombalar ve kullanım klavuzu vardı. Bombalardan kurtulmak istiyordum. Önce Kaleiçi Yat Limanı'ndaki kayalıklara koydum. Burada 2-3 gün kaldıktan sonra alıp, kimsenin olmadığını düşündüğüm Konyaaltı sahiline götürüp ikisini aktif hale getirdim. Kış mevsimi olduğu için sahilde kimse yoktu. Amacım kimseye zarar vermeden bombaları patlatmaktı. Üçüncüsü sırt çantamdaydı. Bu sırada polisler gelip beni gözaltına aldı. Üzerimdeki sahte kimliği Rojava'daki bir arkadaştan aldım. Türkiye'ye dönünce bir sıkıntı yaşamamak için bu kimliği almıştım. Çünkü Mehmet Şeran kimliğimle aranıyordum. Diğer sanıklardan Deniz ile Dilan'ı üniversiteden tanıyorum. Diğerlerini tanımıyorum. Diğer sanıkların bombalardan haberi yoktu."
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTENDİ
Cumhuriyet savcısı ise Mehmet Şeran'ın, PKK/KCK'nın alt yapılanması YDG-H'nin Akdeniz Üniversitesi yapılanmasında sanıklardan Deniz Yıldız ile Dilan Demir'in terör örgütüne eleman aktardığını bildirdi. Savcının mütalaasında, Mehmet Şeran'ın da 2014 yılı mayıs ayında Akdeniz Üniversitesi'ndeki öğrenimini bırakıp Antalya'dan ayrıldığı kaydedildi. 2015 yılında 3 şüphelinin de aralarında bulunduğu örgüt mensuplarına yönelik operasyonda Mehmet Şeran Antalya'da olmadığı için yakalanamadığı belirtilen mütalaada, hakkında yakalama kararı çıkartılan Şeran'ın Suriye'ye geçip terör örgütüne katılıp bomba ve silah eğitimi aldıktan sonra bombalı eylem yapması için sahte kimlikle Antalya'ya gönderildiği belirtildi.
Yanında getirdiği bombalarla Antalya'da Şeyhmus Çelik ile Deniz Yıldız'ın kiraladığı evde kalan Şeran'ın olay günü Konyaaltı'nda yakalandığı belirtilen mütalaada, sanığın devletin birliği ve ülkenin bütünlüğünü ihlale yönelik fiil suçundan ağırlaştırılmış müebbet, örgüt üyeliği suçundan 15 yıla kadar hapis, örgüt faaliyeti kapsamında patlayıcı madde bulundurmak suçundan 12 yıla kadar, genel güvenliği ihlal suçundan 1 yıla kadar, resmi belgede sahtecilik suçundan ise 5 yıla kadar hapsi istendi. Diğer üç sanığın terör örgütü üyeliğinden 15 yıla kadar hapsini talep eden cumhuriyet savcısı, ayrıca Deniz Yıldız'ın patlayıcı madde bulundurmak suçundan 12 yıla kadar hapsini talep etti.
Duruşma, sanıkların esasa ilişkin savunmalarını hazırlamaları için ertelendi.
Mustafa KOZAK/ANTALYA, (DHA)