11 Eylül'de yıkım isteyen Antalya Defterdarlığı'nın yazısına karşı 25 Ekim'de Vali Sebahattin Öztürk'e iki sayfalık dilekçe gönderen Başkan Böcek, "Belediyemize veya herhangi bir kuruma verilinceye kadar yıkım işleminin ötelenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir" dedi, ama karşılık bulamadı. Böcek, "Sahile siyaset bulaştı" dedi.
Antalya'nın dünyaca ünlü Konyaaltı sahilinde 24 büfenin tahliyesiyle başlayan yıkım, Defterdar Hidayet Mat'ın Vali Sebahattin Öztürk adına imzalı dilekçesiyle başladı. 11 Ekim tarihli dilekçede bugüne kadar sahilin yıkımı için Konyaaltı Belediyesi'nin de talebi doğrultusunda, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 15 Mayıs- 15 Ekim tarihleri arasını kapsayan inşaat yasağı genelgesinin beklendiği ifade edildi.
11 Eylül'de yıkım isteyen Antalya Defterdarlığı, belediyeyle yaptıkları protokolün 28 Eylül 2012'de dolduğunu hatırlatarak, kullanılmayacak büfelerle, onarım kabul etmeyen büfelerin belediyece yıkılarak yerin temizlenmesi ve kullanılacak durumdaki büfelerin teslimini istedi. Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise 'ivedi' notlu Defterdarlık dilekçesine 25 Ekim'de yanıt verdi.
Başkan Böcek, söz konusu dilekçede Konyaaltı sahilinin neden yıkılmaması gerektiğini gerekçeleriyle izah etti. Maliye Bakanlığı'nın oluruyla Konyaaltı sahilinin 28 Ekim 1999'da 10 yıl süreyle belediyesine verildiğini ve 2001 Mart ayında gerçekleştirdikleri ihaleyle sahilin düzenlendiğini anlatan Başkan Böcek, 24 büfenin bulunduğu sahilin işletmesinden elde edilen gelirin yüzde 30'unun da Hazine'ye ödendiğini kaydetti.
Konyaaltı sahilinde 2004 yılında yaşanan afet neticesinde kira süresinin 3 yıl daha uzatıldığını hatırlatan, sürenin 26 Ekim 2012'de dolduğunu kaydeden Başkan Böcek, "Bu tarihten itibaren sahil Baki İnşaat tarafından işgalci olarak kullanılmaktadır" dedi. Sahilin 10 yıl süreyle kiralanmasını istediklerini, fakat Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün 14 Aralık 2012'de bunu uygun görmediğini dile getiren Başkan Böcek, sahilin son 1 yılını şöyle anlattı:
"Antalya Defterdarlığı ile yapılan protokol süresinin sona ermesi, ancak binlerce insanın faydalanması nedeniyle sahil bandında gerekli önlemlerin alınması, mavi bayrakların gitmesinin önlenmesi ve buna yönelik tedbirlerin alınması, çevre temizliğinin yapılması, güvenliğinin sağlanması, oyun ve sportif alanların düzenlenmesi ve bakımların yapılması, duş kabinlerinin kurulması, tuvalet temizliklerinin sağlanması gibi işlemler bu yıl belediyemizin işbirliği katkı ve kontrolü sayesinde sağlanmıştır."
Konyaaltı sahilinin sadece turizm sezonunda değil, bütün yıl boyunca yerli ve yabancı turistler ile Antalyalılar tarafından yoğun olarak kullanıldığını aktaran Başkan Böcek, "Aksi halde başıboş, kontrolsüz bir hal alacağı, yapılacak yıkımlardan turizm sektörünün ve imajının olumsuz etkileneceği kaygılarıyla sahilin belediyemize veya herhangi bir kuruma verilinceye kadar yıkım işleminin ötelenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir" dedi.
SAHİLDE SİYASET
Sahile siyaset bulaştığını aktaran Başkan Böcek, Konyaaltı sahilinin boşaltılmasına ilişkin tüm çekincelerini dilekçesinde ifade ettiğini kaydetti. Başkan Böcek, "Keser döner sap döner gün gelir hesap döner" atasözünü de hatırlattı. AK Parti'nin Konyaaltı Belediye Meclisi'ndeki temsilcisi ve Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı Yaşar Tabur ise Antalya Defterdarlığı'nın protokol sona ermesinin ardından ecrimisil uygulamasıyla mevcut durumu sürdürdüğünü söyledi.
TABUR: BÖYLE OLMADI
Kamuoyuna da yansıdığı şekliyle sahile ilişkin doğu imar planları kesinlik kazanmadığı gerekçesiyle defterdarlığın bölgeye ilişkin işlem tesis etmediğini belirten AK Partili Tabur, "Defterdarlığın önünde sınırsız seçenek yok. Ya sahili Büyükşehir Belediyesi'ne tahsis edecek ya da ihale edecek. Mülkiyet hazinede ve söz sahibi olan tek isim defterdarlık makamı. Konyaaltı sahiline ilişkin gelecek planları net olup boşaltma ve yıkım yapılması en doğru uygulama olurdu" diye konuştu.
Emre BAYLAN/ANTALYA, (DHA)