Konya'da oturan Yaycı Ailesi'nin 3 çocuğundan ortancası olan Yakup, 2002 yılında şiddetli karın ağrısı ve mide bulantısı şikayetiyle Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürüldü. Yapılan tetkiklerde Yakup Yaycı'ya kronik böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. 4 yıl hemodiyaliz tedavisi gören Yakup Yaycı'ya, 2006 yılında kadavradan böbrek nakli yapıldı. Yaycı'nın böbreği, nakilden 12 yıl sonra, 2018 yılının mayıs ayında iflas etti. Yakup Yaycı yeniden diyaliz tedavisi görmeye başladı.
AİLENİN KADERİ OLDU
Ailenin en küçüğü Rabia Yaycı da 2009 yılında benzer şikayetlerle aynı hastaneye başvurdu. Rabia'nın da kronik böbrek hastası olduğu ortaya çıktı. Aynı yıl hemodiyaliz tedavisine alınan Rabia'ya, 2015 yılında kadavradan böbrek nakli yapıldı. Ancak bir yıl sonra nakilli böbrek iflas etti. Rabia da ağabeyi gibi yeniden diyaliz tedavisi görmeye başladı.
BÖBREK BEKLEYEN ÜÇ KARDEŞ
Konya'da fırıncılık yapan ailenin en büyük çocuğu Ümit Yaycı'ya ise Ağustos 2017'de kardeşleri gibi baş ağrısı ve mide bulantısı şikayetiyle gittiği hastanede, kronik böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Diğer kardeşleriyle birlikte diyaliz tedavisi gören Ümit Yaycı, sağlığına kavuşmak için organ nakli bekliyor.
'BİZ HER GÜN ÖLÜYORUZ'
Rabia Yaycı, yaşadığı zorluklara karşın hayatını sürdürmeye çalıştığını söyledi. AÜ Hastanesi'ne periyodik kontrol için gelen Rabia Yaycı, "Biz her gün ölüyoruz" dedi. Yaşamalarının organ nakline bağlı olduğunu belirterek, organ bağışı çağrısında bulunan Rabia Yaycı, "Organlarınızı bağışlayın, sevgili kullardan olun. Bu onur size de yakınlarınıza da yeter" dedi.
'ORGAN BAĞIŞI ZORUNLU OLMALI'
Haftada 3 gün diyaliz tedavisi gören Yakup Yaycı ise her seansın 5 saat sürdüğünü söyledi. Nakilli böbreğinin iflas etmesiyle yeniden diyaliz tedavisi görmeye başladığını anlatan Yaycı, şöyle dedi:
"Organ bağışının daha yaygın olması için insanlarımızı bilinçlendirmeliyiz. Devletimiz her gün çığ gibi büyüyen sorunu kökten çözmek adına yurt dışında bazı ülkelerin uyguladığı yöntemleri uygulayabilir. Yapacakları çözümle ülke ekonomisine de büyük katkı sağlanacaktır. Çünkü ameliyat ve sonrasındaki tüm giderler devletimiz tarafından karşılanıyor. Bu da ülkemize sağlık alanında milyar dolarlarla ifade edilecek ekonomik yük getiriyor. Bu önemli konunun da gündeme getirilmesini istiyoruz. Ülke ekonomisi düşünülerek yeni bir bağış yöntemi bulunabilir. Organ bağışı zorunlu hale getirilebilir. Yurt dışında örnekleri var."
ÇALIŞAMIYOR BAĞIŞ BEKLİYORLAR
Kontrol için kardeşleriyle Antalya'ya gelen ailenin en büyük çocuğu Ümit Yaycı da rahatsızlığı nedeniyle çalışamaz hale geldiğini, işini bıraktığını söyledi. Diyalize girerek hayata tutunduğunu anlatan Ümit Yaycı, "Tüm insanları organ bağışına davet ediyorum. Hiç kimsenin yarına çıkma garantisi yok. Belki de bağışlayacağınız organ bir yakınınıza gerekebilir" diye konuştu.
BAĞIŞ KONUSUNDA BİLİNÇLENMEK
AÜ Hastanesi Organ Nakli Koordinasyon Birim Sorumlusu öğretim görevlisi Nilgün Bilal, Türkiye'de organ nakli bekleyen 25 bine yakın hasta olduğunu söyledi. Her yıl bu listeye 4 binden fazla hastanın eklendiğini vurgulayan Bilal, "Bu hastaların 22 bine yakını böbrek, 2 bin 200'ü karaciğer bekliyor. 1000'e yakın da kalp nakli bekleyen hasta var. Verilecek her organ bir hayat kurtaracak" dedi. Her yıl periyodik aralıklarla düzenledikleri etkinliklerle vatandaşları organ bağışının önemi konusunda bilgilendirdiklerini belirten Bilal, "Amacımız halkımızda farkındalık yaratmak, organ bağışına yönlendirmek" diye konuştu.
Erol AKKIR/ANTALYA, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |