GÜN HABER (Özel)
Baba Ali Sait Dönmez, Gün Haber’e gönderdiği mesajla sesinin duyulmasını istedi, yetkililerden yardım beklediğinin altını çizdi.
MEKTUBU OKUDU MESAJ ATTI:
Zeki Çalışkan isimli bir şahsın Süleyman Hilmi Tunahan'ın kurucusu olduğu Süleymancılar cemaatinin yeni liderlerinden Alihan Kuriş'e eleştiriler yönelttiği mektup Gün Haber’de haber olarak yer almıştı. Mektupta, “Siz bu insanlara, yani Abilerini Allahlaştıran bu zavallılara ne anlatacaksınız? Abisi için Allah CC’nın ayetini dinlemeyen, önemsemeyen bu kitle sizi dinler mi?” ifadelerini yer aldığı mektupta, “İnanın yatacak yeriniz yok. Siz; O buluşma günü geldiğinde, Vallahi, efendi hazretlerinin yüzüne bakamayacaksınız” tepkisi dikkat çekmişti.
Baba Ali Sait Dönmez, Zeki Çalışkan ile ilgili bu haberi okuduktan sonra Gün Haber’e oğluyla ilgili şu mesajı yazdı:
“Ben bu mektuptaki anlatılanların tamamına inanıyorum. Şöyle ki; Benim oğlum bu cemaatte hoca… Ben, hem oğlumla yaşadıklarımla, hem de duyduklarımı karşılaştırınca bu mektubun doğruluğuna inandım. Şahsen ben oğluma ve birçok talebeye, ya büyü yapıldığını, ya da çok büyük bir yemin ettirildiğini düşünüyorum. Nasıl mı? Ben oğlumu kuran öğrensin, namazını kılsın, vatana millete hayırlı olsun düşüncesiyle bu cemaate verdim. Benim oğlum, çok efendi biri, yalan söylemez, sözünde durur, hırsızlık yapmaz. Çünkü ben oğlumu böyle yetiştirdim. Ve oğlumu çok severim. Şu anda oğlum 27 yaşında olmasına rağmen kucaklarım, yanaklarından öperim. Ama bu 26 yaşına kadar sürdü. Sonra mı? Şimdi görüşmüyoruz. Niye mi? Çünkü ben bunların çok yanlışlarını gördüm. Buraya kadar gelmeden ben oğlumla anlaşmıştım. Bak oğlum, bunlar sana kuran öğrettiler, sende bunlara bir süre hizmet et, sonra da devletine hizmet et dedim ve anlaştık. Tabi anlaşma süresi, tarihi dolunca, hadi artık devletine hizmet zamanı geldi, artık bırak dedim. Aldığım cevap ben burayı bırakamam demesin mi!! Zoraki aldım. Baktım oğlum çok üzülüyor, hasta falan olmasın diye geri gönderdim, ama bir şartla. Şartım şu; haftada iki gün geleceksin. Oğlumu 15 günde ancak 1 gün görebiliyorum. Unutmadan söyleyim, oğlum çok mahirdir. Hani derler ya on parmağında on marifet var diye, işte öyle. Yine bir gün oğlum gelecek diye beklerken gelmedi. Tabi ben istemeyerek göndermenin etkisiyle çok kızdım. Dedim ya ben çocuklarımı çok severim. Gelmeyince de çok kızdım. Bu ara oğlumu görmeyeli bir ay oldu. Bir ay sonra yine bir günlüğüne geldi. Oğlum ben seni özlediğim halde 15 günde bir gelecekken niye gelmedin de beni bir ay beklettin dedim, daha da kızdım. Gelmediğinin sebebini anlattı, neymiş efendim, nâlet yurtlarının işi varmışta, müdür rica etmişte, şu işler yapılacak demişte ondan gelememiş. Halbuki bu iş dışardan birini bulup parayla yaptırılacak bir iş, ama oğlumun saflığını ve iyi niyetini kötüye kullanarak oğlumla aramın açılmasına sebep oldu nâlet müdür. Şu an da çok öfkeliyim. Neyse; Oğlum üzülüyor diye yine müsaade ettim gitmesine, ama bir şartla, şartım 15 günde değil, haftada 2 gün geleceksin dedim ve anlaştık. Bu anlaşma sadece bir kaç hafta sürdü, yine eskisi gibi oldu, Oğlumu yine görememeye başladım. Tabi buna daha da çok kızdım ya ailen ya da onlar dedim kovdum, akrabalar baskı yapıp barıştırdılar gelmesine müsaade ettim. Ama bir şartla, bir daha gitmeyeceksin dedim tamam dedi anlaştık. Ertesi gün eşyalarımı alıyım da geleyim dedi ve gitti. Bekliyorum ki oğlum gelecek, gidiş o gidiş. Askerliği geçtiği için bari paralı yapsın, oğlum soğuğa dayanamaz dedim bedelini yatırdım. Şimdi askere gitmek için benden helallik almak için gelecekmiş. Tabi ben kızmış ve hakkımı helal etmiyorum demiştim. Ve hakkımı helal etmiyorum. Ama oğlumun öyle kanına girmişler ki, sen cihat yapıyorsun diye beynini kirletmişler ve oğlumdan ayırdılar beni. Ben oğluma demiştim ki, oğlum Allah’ım kutsi hadiste buyuruyor ki, benim rızam ana babanın rızasındadır. Şimdi sen bana Allahımın bu kutsi hadis gibi, banim rızam hocanın, yada falanın rızasındadır dediği bir kutsi hadis bul getir kabul ediyorum dedim. Tabi bu konuyla alakalı başka bir kutsi hadis yok ki getirsin. Bu vesileyle aramız bozuldu. Toparlarsak. Ben oğlumu şu şekilde yetiştirmiştim. Bir, en büyük günah olan, yalanı söylemeyeceksin, iki, sözünde duracaksın, üç, hırsızlık yapmayacaksın. Bu üç şeyi yap gerisi kendiliğinden gelir. İşte ben çocuklarımı böyle yetiştiriyorum. Ama bunlar çocuğumu kendi emellerine alet ettiler. Oğlumda söz diye bir şey kalmamış. Başta demiştim ya! Bunlar ya büyü yapıyorlar, ya da büyük yemin ettiriyorlar diye, işte durum bu. Oğlum başka sözleri tutuyor da, neden bunlarla alakalı verdiği sözü tutmuyor? Konu bunlar olunca yalan da söylüyor. Durum bundan ibaret. Benim hikayem özetle bu, dahası da var ama buraya sığmaz . Acizane size tavsiyem. Siz çocuğunuzun 3. 4. yada 5. sırada ailesi olmanızı istemiyorsanız çocuğunuzu bunlara vermeyin. Çocuğunuz sizinle kalsın, yada sık sık görüyüm diyorsanız bunlardan uzak durun. Yok fark etmez derseniz siz bilirsiniz. Lafın özü bunlar için ayetmiş, hadismiş hiç önemli değil, önemli olan bunların liderleri ne derse o. Bunlar Kuranı Kerimi çok güzel öğretirler, ama kuranın ne dediğini değil sadece yazıyı, okumasını öğretiyorlar. Kuranda Allahım diyor ki; ana babanıza öf bile demeyin. Benim rızam onların rızasındadır. Ama bunlar diyor ki bunun hiç önemi yok liderimiz ne derse o.unlara nâlet olsun evlatları anadan babadan ayırdıkları için. Not; Bunların şöyle dediğini duyardım, bize verilen çocuk geri alınamaz. Ben çocuğuma güvendiğim için bu sözü ciddiye almamıştım, ama haklılarmış. Bunlara verilen çocuklar alınamıyormuş. Hele benim oğlum gibi çok mahir biri hiç alınamıyormuş. Oğluma büyü yapıldığını düşünüyorum. Çaresini bilen var mı acaba? 05447674171 lütfen arayın. Oğlumu evlatlıktan atmadan. İş buraya kadar geldi?”