Bigoreksiya: Aşırı sporun tehlikeli yüzü

Spor bağımlılarının madde bağımlıları gibi krize girebildiği belirtildi. Bigoreksiya spor yaparak vücut kası geliştirmeyi takıntıya dönüştürmeyi ifade ediyor. Uzmanlar, aşırıya kaçan spor aktivitelerinde, fiziksel ve psikolojik dengenin bozulduğunu söylüyor. Bigoreksiya, kişinin vücudunun kaslı olmadığı düşüncesine kafasını taktığı bir beden dismorfik bozukluğu olarak tanımlanıyor. Bigoreksiyanın madde bağımlılığına benzediğini belirten uzmanlar, madde kullanımını bırakanların yaşadığı yoksunluk sendromunun, spor bağımlılarında da görüldüğünü açıkladı.

Sevgi Çavuşoğlu'nun haberine göre, aşırı spor yapmak, bigoreksiya yani ‘kas dismorfisi’ gibi obsesif kompulsif bozukluklara yol açabiliyor. Özellikle erkeklerde görülen bu rahatsızlık, sosyal medyadaki kusursuz fiziksel görünümlerle baskıya dönüşüyor. Gençlerin ‘ideal’ vücuda ulaşma isteğiyle aşırı spor yapmaları, fiziksel ve psikolojik sorunlara neden oluyor.

‘KALP HASTALIĞI RİSKİ ARTIYOR’

Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık:

“Aşırı fiziksel egzersizler, kasların ve eklemlerin zorlanmasıyla kas yırtılmaları, tendinit ve stres kırıkları gibi sorunlara yol açabilir. Bigoreksiya ile ilişkili kullanılan kas kitlesini artırıcı anabolik steroidler ve diğer performans artırıcı kimyasallar, hormonal dengesizliklere neden olabilir. Bunlar erkeklerde testis küçülmesi, libido azalması ve kısırlık, kadınlarda ise adet düzensizlikleri gibi sorunlar yaratabilir. Bu maddeler yüksek tansiyon ve kalp hastalıklarını da tetikleyebilir. Kalp büyümesi ve diğer kalp-damar hastalıkları riskini artırabilir. Bigoreksiya ileri aşamada ölüme de neden olabilir. Egzersiz bağımlıları, iş ve sosyal sorumluluklarını da ihmal edebilir.”

‘BIRAKTIKLARINDA KRİZE GİREBİLİRLER’

Klinik Psikolog Emir Coşkun:

“Aşırı egzersiz yapan bireyler sporu bıraktıklarında, madde kullanımını bırakanlarda görülen yoksunluk krizine benzer tepkiler gösterebiliyor. Bu kişilerde spordan uzaklaştıkları zaman, madde kullanımını kesenler gibi huzursuzluk, suçluluk ve anksiyetenin arttığı gözlemleniyor. Spor salonuna gidilmediğinde yaşadıkları yoksunluk, madde kullananlarda görülenle paraleldir. Madde kullanımı esnasında beyinde salgılanan endorfin ve depomin gibi bazı mutluluk hormonları vardır. Bunlar spor yapıldığında da salgılanıyor. Kişi bu hissiyata da bağımlı olur. Bir süre spor yapmayınca mutsuz olurlar. Sosyal hayattan uzaklaşırlar. Uyku düzenleri bozulur. Vaka artışında sosyal medya da etkili.”

‘SOSYAL MEDYAYLA DİZİLER ETKİLİYOR’

Uzman Psikiyatrist Dr. Ayhan Akcan:

“Sosyal medya figürlerinin ve dizilerde oyuncuların ideal vücutlar sergilemesi, gençlerde dış görünüş kaygısını artırıyor. Sosyal medyada ve dizilerde gördükleri kusursuz vücutlarla spor merkezlerinde yapılan çekimler yüzünden bu tür aktivitelere daha fazla yöneliyorlar. Fiziksel aktivite bağımlılığı sosyal ve ailevi yaşamı da olumsuz etkiliyor. Bu bağımlılık da depresyona, kişilik sorunlarına, yalnızlığa ve hatta intihara neden olabilecek bir sorun.”  

(Patronlar Dünyası)