Antalya’da çoğu belediyelerde ekonomik durum vahim…
Bazıları çalışanların maaşlarını veremiyor, bazıları da çıkardıkları işçilerin tazminatlarını ödeyemiyor… Ama çoğu da piyasalara olan borçlar meselesinde zor durumda…
Yeni seçilen belediye başkanları, “Vallahi dün bir, bugün iki… Borçları kucağımda buldum. Yapılandırıyorum. Ödeyeceğim ama bekleyin” diyormuş.
Yeniden seçilen eski belediye başkanları ise kapıya dayanan alacaklılardan köşe bucak kaçıyormuş. Onlar, ayrı giriş çıkış kapıları sayesinde, güvenlik ve özel kalem duvarı, yakın koruma engeli nedeniyle kızgın, öfkeli, burnundan soluyan alacaklılarla yüz yüze pek gelmiyorlarmış. Dolayısıyla kabak başkan yardımcıları veya zavallı bürokratların başında patlıyormuş.
Tıpkı, Döşemealtı Belediye Başkan Yardımcısı Murat Özdemir’in başında patladığı gibi…
İddiaya göre; müteahhitlik yapan iki kardeş, 3-4 yıl önce bitirdikleri ekolojik kreş inşaatından kalan paralarını alamayınca yine belediyenin kapısına dayanmışlar. Her gittiklerinde olduğu gibi ‘bugün-yarın öderiz’ denilerek belediyeden gönderilmek istenmişler.
Fakat bu kez çok kızgınlarmış. Çünkü, paralarını alamayan kendi işçileri tarafından dövülmüşler.
Mağdur işçilerden dayak yiyen belediye mağduru iki müteahhit kardeş, o hırsla belediyeye gelip, başkan yardımcısının üçüncü kattaki odasına dalmışlar.
İçeriden küfürleşmeler, bağırışlar, çağırışlar gelmeye başlamış…
Müteahhit kardeşler, başkan yardımcısının boğazına sarılmış, o da boş durmamış, onların gırtlağına yapışmış.
Gırtlak, gırtlağa bir meydan muhaberesi yaşanmış odanın içinde…
Bağırış çağırış üzerine odaya giren belediye çalışanları iki müteahhit kardeşi karga tulumba dışarı atmışlar.
Müteahhit kardeşler için bilanço ağır olmuş; giden paralar, işçilerden ve belediyecilerden yenilen dayaklar…
Peki, belediyecilerden şikayetçi olmuşlar mı?..
İçeride alacakları olduğu için sanmam…
Belediyeler şu çar çur işini bırakıp gerçek hizmete odaklansalar, borçları rahat rahat öderler.
*** *** ***
İŞ DÜNYASINI CEZALARA BOĞMAYIN
Ekonomik durum belli…
Buna rağmen cesur insanlar da çıkıyor, yatırım yapıyorlar.
Kiminin yatırımı büyük, kiminin küçük…
İstihdam sağlama anlamında küçük, büyük farketmiyor, tüm yatırımcıları kutluyorum.
Ellerini taşların altına koyan bu insanlardan sık sık yakınmalar geliyor.
Ne mi diyorlar?..
İşte birinin söyledikleri:
“Biz risk aldık, yatırım yaptık ama belediye, maliye, SGK dahil, tüm devlet birimleri denetim üzerine denetim yaparak, sudan bahanelerle, ‘hoş geldin’ cezaları yazarak bize yatırım yaptığımıza illallah ettiriyorlar.”
Haklı…
Bir başkası ise şöyle diyor:
“Bankaların TL’ye verdiği faiz fena değil. Ama ben buna rağmen yatırım yapayım dedim. Bürokrasiyi aştık, işyerimizi açtık. Daha bismillah siftah yapmadan zabıta kapıda bitti… Birkaç güne maliye de damlar. Yazık bize… Potansiyel suçlu gibi davranmayın bize… Bırakın biraz nefes alalım.”
Bu tür iş insanlarının sayısı bir hayli fazla…
Eski, yeni işyeri fark etmiyor…
Küçük esnaf, büyük esnaf, büyük yatırımcılar, sanayiciler fena durumdalar… Dokunsan ağlayacaklar… Bari belediye, maliye, SGK olarak ekonominin bu cesur, kahraman insanlarını sık boğaz etmeyin…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|