İzmir'e cuma akşamı gelerek partililerle görüşen CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, metropol sınırlarındaki CHP'li belediyeleri ziyaret etmeden önce güne Buca Gölet'te kahvaltı ile başladı. Kahvaltıya Mehmet Sevigen, Buca, Karşıyaka, Konak belediye başkanları, İzmir eski milletvekilleri Ahmet Ersin, Türkan Miçooğulları'nın yanısıra Buca, Karşıyaka ve Konak belediyelerinin bazı meclis üyeleri katıldı. Baykal daha sonra ev sahibi Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı'yı makamında ziyaret etti.
İzmir İl Genel Meclisi Başkanı Serdar Değirmenci'yi makamında ziyaret eden Baykal, 30 ilçe 597 köyü olan İzmir İl Özel İdaresi'nin 160 milyon liralık bütçenin yetersizliğine dikkat çekti. Burada basın mensuplarının "Aday mısınız" sorusunu yönelttiği Baykal, şöyle konuştu:
CHP DAHA İYİ OLSUN İSTİYORUZ
"Benim CHP'de genel başkan adaylığı talep etmem genel başkanlığı şahsen arzu ederek harekete geçmem gibi bir durum çok gerilerde kalmıştır. CHP'nin kapatılmasından sonra yeniden açılması döneminde tarihi bir sorumluluk üstlendik. CHP'nin kurulmasını gerçekleştirdik. 18 yıl genel başkanlık yaptım. Bir siyasetçinin insan olarak yaşayabileceği en büyük mutluluğu yaşadık. Partim beni en yüksek ölçüde onurlandırdı şereflendirdi. Bu konuda hiçbir eksiğim, takvim ihtiyacım, arayışım sözkonusu değil. Benim arayış içine girmem sözkonusu olamaz. Böyle bir talebim yok. Benim tek isteğim CHP'nin iyi, güçlü, başarılı ve etkili olmasıdır. Bunu isterim. Ben görevdeyken bunu gerçekleştirdim. Tablo ortadadır. Bizim durumumuz AKP'nin durumu ve konjenktür ortadadır. Oradan daha ileriye götürmek hepimiz görevi. CHP daha iyi olsun istiyoruz. CHP'nin karşılaştığı sorunlar karşısında bazen uyarı bazen eleştiri yaparız, bazen destek veririz. Şu anda da o çerçevede bir görev yapıyorum. İzmir CHP ve Türkiye için çok önemli bir yer. CHP'ye yönelik haksız baskıları etkisiz kılmaya çalışıyoruz. CHP olarak bir dayanışmaya ihtiyaç var. O nedenle ben İzmir'e yaptığım bu ziyarette CHP'lilerin kaynaşmasını istedim. Ona yönelik bir çalışma yapabilirsek İzmir'e geleyim dedim. Bana böyle bir olayın rahatlıkla gerçekleştirilebileceği söylendi. Tüm bu duyguları kavrayarak CHP'nin İzmir bütünleşmesine destek için geldim. Ayrışma gayreti sözkonusu değil. Bunu anlaması gereken herkes doğru bir şekilde anlamıştır. Şahsi bir arayışım sözkonusu değil. Ben partim iyi olsun isterim."
BELİRLENEN PROGRAMA UYUYORUZ
Baykal, bugün saat 10.30'da CHP İzmir İl Başkanlığı'na yapacağı ziyaretin programdan çıkarılmasını ve İl Başkanı Tacettin Bayır'ın "Burada görmek isterdik" yönündeki sözlerine şöyle yanıt verdi:
"Bu konuları zamanında program hazırlanırken gereken iyi niyetli işbirliğini sergileyerek çözmek gerekirdi. Ben buraya gelmeden önce gerek Yılmaz Ateş Ankara'da, gerek Kemal Karataş burada bu programı oluşturmak için yetkililerle geniş temaslar yaptı. Biz her yeri ziyaret etmek istedik. Herkesle kucaklaşma ve dayanışma şansını kullanmak istedik. Ortaya çıkan sorunlar hakkında size bilgi verilir. Yapılan programı biz aynen uyguluyoruz. Program değiştirildi diye bir şey yok. Program bizim gönlümüzce belki yapılmamış olabilir."
BASIN TOPLANTISININ SAATİNİ DEĞİŞTİRMEDİLER
Baykal'ın İzmir programını hazırlayan CHP eski İzmir İl Başkanı Kemal Karataş ise CHP İzmir İl Başkanlığı'nı sözlü ve yazılı olarak bilgilendirerek randevu talep ettiğini, ancak basın toplantısı nedeniyle ziyaret saatinin değiştirilmesinin istendiğini, bu mümkün olmadığı için de ziyaretin gerçekleşmediğini şu sözlerle anlattı:
"Baykal'ın İzmir ziyareti kesinleştikten sonra program hazırlarken İl Başkanlığı'na da yazılı olarak bildirdim. Havalimanına karşılamaya belediye başkanlarının geleceğini kendisinin gelip gelmeyeceğini sordum. Bana, "beni herkes arıyor. Gelirsek görürsünüz gelmezsek gelmemişsizdir' dedi. Buna rağmen yazılı olarak programa devam ettim. Bir gün kala beni partide görevli memur sekreter arayarak İl Başkanı'nın bir basın toplantısı olduğunu onlara bildirdiğimiz saatin değiştirilmesi talebini iletti. Program yoğun olduğundan bunu değiştirmenin mümkün olmadığını, kendilerinin basın toplantısı saatini değiştirmelerinin daha doğru olduğunu düşüncemi aktarmama rağmen bize geri dönüş olmadı."
Baykal, operasyonlar nedeniyle zor günler geçiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu makamında ziyaret etti. Kocaoğlu, "Sizi İzmir'de görmekten ağırlamaktan son derece mutluyuz. İzmir ziyaretiniz içinde bizim bu sorunlu günümüzde bize destek vermeniz bizi çok mutlu etti. Sonsuz teşekkür ediyorum. Saygılar sunuyorum" dedi.
CHP eski Genel Başkanı Baykal, "Yalnız değilsin" dediği Kocaoğlu'na şu sözlerle moral verdi:
"Başkan güler yüzle beni karşılıyor. Bu tebessüm sana yakışıyor. Yüzündeki bu tebessümü sakın ha kaldırma. Yaşamakta olduğumuz acı olaylar üzüntü vericidir. Vakur ve ağırbaşlı tavır takınma ihtiyacı hissedebilirsin ama biz seni güler yüzlü görmek istiyoruz. Bütün bu olaylara rağmen bu olayların üstünde bunlara tepeden bakabilen bunlardan etkilenmemiş umudunu koruyan ve İzmir halkına o güveni telkin eden bir tatlı tebessüm içinde seni görmek istiyoruz. Elbette bundan dolayı büyük üzüntüler yaşanıyor ve hepimize düşen görev umudunu güvenini inancını iyimserliğini kaybetmemek yüzündeki tebessümü soldurmamaktır. Buna herkesin ihtiyacı var. Pek çok insan büyük acılar yaşıyor. Mustafa Balbay bin gününü tamamladı. Beraatla sonuçlanacak bir yargı süreci ortada. Ciddi bir delil yok suç yok ama bin gündür içerde. Pek çok insan aylarca yıllarca gözaltına kalıyor, tutuklu kalıyor, bu acılar yaşanıyor. Bazen o kişi bazen bu kişi acı yaşıyor ama bunlar geleceğe umutla bakmamıza engel olmamalı. Böyle dönemler yaşandı. Başkan'a en kısa dönemde bunları aşarak hat ettiği ruh ferahlığına kavuşacağına inanıyorum. Yalnız değilsiniz Sayın Başkan. Türkiye'nin her yerinde milyonlarca insan burada yaşananların neden yaşandığını biliyor. Bu sizin değil İzmir'in kaderidir. Ankara'daki siyasi mücadelenin verilemeyen cevaplarının İzmir üzerinden verilme süreci bu. Bunların farkındayız. İnşallah bugünleri aşarız."
DEMOKRASİ VE NEZAKET DERSİ Mİ VERELİM
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın CHP'li belediyeleri kastederek, "İzmir'in yakasından düşün artık" sözlerini de şöyle yanıt verdi:
"Sayın Başkan İzmir halkının görevlendirdiği bir insan. Onu oraya onun bunun keyfi, takdiri, kızgınlığı, tepkisi getirmedi. İzmir halkının bilinçli, defalarca ortaya çıkmış olan iradesi onu buraya getirdi. Herkes önce buna saygı göstermeyi öğrenecektir. Önce bu iradeye İzmir'i bu anlayışa taşıyan iradeye saygı göstermeyi öğrenecektir. Ben tekrar ifade ediyorum Sayın bakana yakıştıramadım bu üslubu. AKP yetkililerinden İzmir'e karşı özensiz, saldırgan, ağır, suçlayıcı, yakışıksız ifadeler duymaya alıştık. Ama sayın bakanın bu konuda daha bir özenli, daha bir dikkatli olması gerekirdi. Kendisine o yakışırdı, onu beklerdim. Gerçekten hiç uygun değil. İzmir'i bir yerden düşürmeye kimsenin gücü yetmez, kimsenin haddi değildir. İzmir olduğu yere nasıl gelmiş bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Herkes buna saygı gösterecek. İzmir'in özgür siyasi iradesini, siyasi tercihin saygı göstermesini öğrenecek. Demokrasi dersi mi verelim? Nezaket dersi mi verelim."
Elif DEMİRCİ / İZMİR (DHA)