Baykal, 1'inci sıradan milletvekili adayı olduğu Antalya'da 'Sosyete Pazarı' olarak bilinen ve başta Ruslar olmak üzere Antalya'daki yabancıların uğrak noktası Şirinyalı Pazarı'nda seçim çalışmalarına devam etti. Kadınların yoğun ilgi gösterdiği ve aşırı ilgi nedeniyle zaman zaman yürüyemeyen Baykal, kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyenleri kırmadı. Esnaf ile yakından ilgilenen Deniz Baykal, pazarda satılan domatesin, kirazın, kavunun tadına baktı, pazarcının derdini dinledi.
Deniz Baykal, seçim gezisi sonunda gazetecilerin 'kaset skandalında' adı geçen MHP Genel Başkan yardımcıları Deniz Bölükbaşı, Osman Çakır, Mehmet Ekici, Ümit Şafak ve Mehmet Taytak ile Genel Sekreter Cihan Paçacı'nın istifasını değerlendirdi.
Türkiye'de komplo siyasetinin işlemeye devam ettiğini görmenin üzüntü verici olduğunu belirten CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, "Bunun kendiliğinden yaşanan bir süreç olduğunu düşünmek hiçbir şekilde mümkün değildir. Bu olayların bir merkezi planlama, özenle hazırlanarak zamanlaması yapılarak, sonuç üretmek üzere gerçekleştirildiği artık tartışma götürmez bir gerçektir" dedi.
İnsanların mahremiyetine nüfus edilerek, hukuk ve yasalara aykırı biçimde komplolar hazırlanmasının suç olduğunu anlatan Deniz Baykal, şöyle konuştu:
"Ama ne yazık ki, günümüzde iktidarın görevi bu yasalara aykırı durumu önlemek, yasaları ihlal edenlerden bunun hesabını sormak olduğu halde hiçbir şekilde bu yapılmamakta, iktidar, işin dedikodusuyla meşgul olmayı tercih etmektedir."
Bu komployu yapanların belli amaca ulaşmasına en büyük katkıyı iktidar, hükümetin yaptığını savunan Baykal, şöyle konuştu:
"Nasıl yapmaktadır? Önce bunlar karşısında etkin önlemleri almayarak. Sonra da komplonun amacına hizmet etmesi için dedikodu siyasetini hukuki sorumluluğunun önüne geçirerek, o doğrultuda faaliyet göstererek, o doğrultuda siyaset yaparak bu komplocularla bir anlamda elele vermiş, işbirliğine girmiş gibi bir görüntü vermektedir. Bu acı ama maalesef doğru bir tespittir. Hükümet yasaları uygulamakla görevlidir. Yasa ihlali varsa o kişiler hakkında gerekeni yap. Ama o kişilerin bir yasa ihlali yoksa onlar hakkında yasalara aykırı olarak taktik yapanları, komplo kuranları, insanların özel hayatlarına, mahremiyetine burnunu sokanlarının uygulamalarına sahip çıkmak, destek vermek, nemalanmaya çalışmak, bunun arkasını önünü çekiştirmek bir siyaset haline gelmişse, bu, bugünkü iktidarın siyaset anlayışının sonucudur."
CHP'nin eski lideri Deniz Baykal, bu uygulamaların etkisizleştirilmesi için yapılması gereken tek şeyin bu olaylara itibar etmemek olduğunu söyledi. Ancak bazı kişilerin, bu komplolarının mağduru, kurbanı olduğu halde, komplo yapanların amacına hizmet edercesine, beklenen, istenilen komplo yapanların planladığı doğrultuda hareket etmek zorunda bırakıldığını söyleyen Baykal, şöyle devam etti:
"Türkiye keşke bunu aşabilse ve bu uygulamalara karşı elbirliği ile tavır takınabilsek. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ilk iki 'tertip' karşısında çekingen bir tavır takındıktan sonra kararlı bir tutum içine girdi. O tutumun sürdürülemediği görüldü. Niçin sürdürülememiştir, bilmiyorum. Ama komplo yapanların amacına ulaştığına tanık olmak hepimize acı geliyor. Türkiye buna layık değildir."
"AMAÇ ANAYASAYI TEK BAŞLARINA YAPMAK"
MHP'deki kaset skandalı arkasındaki amacın belli milletvekillerini etkisizleştirmenin ötesinde MHP'yi seçim öncesinde bir krizle karşı karşıya bırakmak olduğunun çok açık olduğunu savunan Deniz Baykal, şunları söyledi:
"Bunun MHP'nin parlamentoya girmesini belki önleyebileceğini, barajın altında kalmasını belki öngörmüşlerdir. MHP'nin parlamentoya girememesinin iktidar partisi için çok büyük yararlar sağlayacağı, belki, bunun hesabı yapılmıştır. 'Bütün bunlar bu olayın arkasında ne var?' sorusuna cevap vermemize yardımcı olacak gözlemlerdir. Hala bu tertibi yapanlar, kişilerin istifasının ötesinde MHP yönetimin bir krize sürüklenmesini ısrarla takip ediyorlarsa demek ki böyle büyük bir kurgu var. Bu büyük kurgudan ne bekleniyor? 'Anayasayı değiştirecek bir çoğunluk belki parlamentoda elde edilebilir' diye umut ediliyor. Böyle elde edilmiş bir parlamento çoğunluğuyla yapılacak bir Anayasa'nın ahlaki, siyasi, demokratik içeriğiyle ilgili daha başlangıçta nasıl bir iflasın ortaya çıktığına da dikkatinizi çekmek istiyorum. Böyle bir yöntemle oluşacak yeni siyasi iktidardan yeni Anayasa'dan da Türkiye hangi yararı sağlayacak gerçekten bunu sorgulamamız lazımdır."
SEÇMEN BUNLARA İTİBAR ETMİYOR
Baykal, "Seçmenin gündeminde bu olaylar var mı?" sorusu üzerine seçmenin tutumunun, bu tezgahları yapan, bu komplolardan medet uman faaliyetlerine destek verenlerden çok daha ahlaklı, nitelikli ve düzeyli olduğunu söyledi. Seçmenin tertipler karşısında olgun bir tavır aldığını kaydeden Baykal, "Dedikodu anlayışı içinde bu olayları siyasi tartışmaya çekmenin ayıp olduğunu ülkeyi yönetenlerden çok daha iyi bir şekilde halkımız görüyor, değerlendiriyor" dedi.
BAYKAL MUZ DAĞITTI
CHP eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, pazar gezisinin ardından, Antalya Aydınlar Ocağı'nı ziyaret etti. Ocak üyelerine hitap ederken, gazetecilerin görüntü almasını istemeyen Baykal, kendisi için getirilen bir karton dolusu muzu elleriyle salondakilere dağıttı. Muz dağıtırken de gazetecileri işaret eden Baykal, "Şimdi 'Baykal muz dağıttı' diye yazarlar. Ben de iyi poz vereyim bari" diyerek espri yaptı. Baykal, ocaktan ayrılmadan önce duvarda gördüğü Veda Hutbesi hakkında da konuştu. Deniz Baykal, "Bugüne kadar gittiğim hiçbir yerde görmedim. Ama burada duvarda sadece Veda Hutbesi asılı. Bu çok anlamlı. Veda Hutbesi'nde yazıların hepsi bizim için. Orada samimiyet, gerçeklik vardır" dedi. Baykal, ocaktan ayrılırken elinde kalan son muzu da yolda gördüğü bir vatandaşa verdi.
Emre BAYLAN/ANTALYA, (DHA)-