Baykal Antalya'da

HERKESİ KAHKAYA BOĞDU

CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, memleketi ve seçim bölgesi Antalya'da başladığı seçim çalışmalarında ilk durağı parti il başkanlığı oldu. Oldukça keyifli olduğu gözlenen Baykal, partide çalan telefonlara dahi baktı, kendisini görmek için saatler öncesinden partiye gelen ve göremediği için ağlayan 14 yaşındaki Cenk Ekici ile yakından ilgilendi. Antalya'nın yöresel otlarından toplanan 'dallı' çayının yerine kendisine kekik çayı ikram edilmesine önce şaşırdı, "Dallıya ne oldu?" diye sordu. Baykal, hem konuşup hem içtiği kekik çayını beğendi. Burada gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Baykal, milletvekili aday listelerinin bir dengenin ürünü olduğunu belirterek kendi durumunu özetledi. Baykal, "Olursun, olursun, zirveye çıkarsın. Bir bakarsın, hadi sil baştan milletvekili adayı olarak işe başlarsın. Yani bu işler böyle" sözleri, partilileri güldürdü.

ADAY LİSTELERİ DENGE İŞİDİR

12 Haziran'da yapılacak seçimlerde CHP'nin Antalya'da 14 milletvekili adayı belirleyeceğini kaydeden Deniz Baykal, bu 14 içinde bazı isimlerini milletvekili olacağını fakat listenin 1'inci sırasından 14'üncü sırasına kadar her ismin çalışmakla yükümlü olduğunu söyledi. Baykal, "14 aday da CHP'nin milli takımı gibi partinin başarısı için çalışma yapacak. O çalışmayı yapmakla görevlendirilmiş, onurlandırılmış kadro olacak. Yani CHP takımını kuracak. O takımda 14 arkadaşımız yer alacak, CHP bayrağını taşımakla görevlendirilecek. Listenin başındaki de sonundaki de aynı olacak. O ekip önemlidir" diye konuştu.

"Milletvekili aday listesine girer miyim, girmez miyim, milletvekili olur muyum" şeklinde ayrı tartışmalar olduğunun altını çizen Baykal, "O ayrı bir iş. Düşünen düşünsen onu. Bizim derdimiz o olmayacak. Bizim derdimiz parti Antalya'da bize görev verdi, bayrağı bizim elimize verdi. Bu 14 kişi birlikte koşacağız. Listeye giremeyen yer bulamamış arkadaşlarım da bilcek ki bu böyledir" dedi.

Milletvekili aday listelerinin hiçbir zaman bir yerdeki ne en akıllıların, ne bilgililerin, ne en vatanseverlerin, ne de en yeteneklilerinin oluşturduğu bir sıralama olduğunu kaydeden Deniz Baykal, bunun bir denge işi olduğunu kaydetti. Baykal, şunları söyledi:

"Bu (milletvekili aday listesi), şartların, ihtiyaçların nasıl karşılanacağıyla ilgili o anlık durumun ortaya koyduğu tablodur. Niye o? Herkesten en akıllı en bilgili o mu? Böyle bir şey yok. Kimin ne yapacağı belli olmaz. Onu o düşünceyle verirsin ama o olmaz. Siyasette bu vardır. Önemli olan siyaseti bir anlayış, ülkeye hizmet, partiye hizmet anlayışı içinde götürmektir. Bunu götürürken kimisi listeye girer, kimisi giremez. Listeye girenlerin kimisi milletvekili olur, kimisi olamaz. Milletvekili olanlarını kimisi bakan olur, kimisi olamaz. Bunlar böyle. Bunları böyle görmek lazım. Ben böyle görüyorum."

ANTALYA'YI GENEL MERKEZ BİLİR

Partisinin yaklaşan seçimlerde güçlü bir kadroyu parlamentoya taşıyacağına inandığını dile getiren Deniz Baykal, Antalya listesinin kendisine teslim edildiği yönünde açıklamalar olduğunun hatırlatılması üzerine, "Siyasette böyle çok söylenti vardır. Her duyduğunuza inanmayacaksınız" dedi.

Listelerin belirlenmesinde il başkanından il örgütüne, Antalya kamuoyu önderlerine, sivil toplum örgütlerinin sözcülerine kadar herkesin değerlendirmesinin bir önemi olacağını kaydeden Baykal, "En iyi, en doğru şekilde liste nasıl olması gerekiyor bu konuda anlayışımızı paylayacağız. Ama bir kişinin kanatiyle bu iş şekillenir diye bir şey düşünülmez. Bu konuda karar alacak olan partimizin Genel Merkezi'dir, Parti Meclisi'dir, Sayın Genel Başkan'dır" diye konuştu.

'BEN DE ADAY ADAYIYIM'

Parti Genel Merkezi'nin de karar alırken elbette herkesle istişare edeceğini, herkese soracağını ve herkesin değerlendirmesini alacağını belirten Deniz Baykal, "Ama kararı onlar verecektir bizler de yardımcı olmaya çalışırız. Antalya'nın ihtiyaçları, dengesi, şartları konusundaki gerçekleri paylaşırız. Anlayışımızı söyleriz" dedi. Siyasette "Beni bu milletvekili yaptı, bu önümü kesti, bu yerleştirdi" gibi söylemlerin dedikodudan ibaret olduğunu dile getiren Baykal, bunun ne olacağı şimdiden belli olmayan bir süreç olduğunu söyledi ve kendisini Antalya'da bir adayı adayı olarak hissettiğini dile getirdi.

ESMERİ DE SARIŞINI DA OLUR

CHP'nin bu seçimlerde parlamentoya daha fazla kadın milletvekili götürüp götürmeyeceği konusundaki soruya ise Baykal, siyasete cinsiyet olarak bakmadığını söyledi. Baykal, "Siyasete cinsiyet penceresinden bakmamaya gayret ediyorum. İnsan diye bakıyorum. Kimseyi engelli görmüyorum. Herkes hak ve hukuk sahibidir. Boyu uzun olanlar da olur, kısa olanlar da olur. Sarışınlar da olur, esmerler de olur. Herkes olur yani" dedi.

Antalya'da milletvekili adaylarının ön seçim yöntemiyle belirlenmesine yönelik bir talep olduğunun hatırlatılmasına üzerine Deniz Baykal, kendisini de önseçim yapılmasını arzu ettiğini ve bunun daha doğru olacağını ifade ettiğini söyledi. Fakat Genel Merkez'in 'merkez yoklaması' kararının ardından bunu parti içi bir tartışma, çekişme konusu haline getirmenin yanlış olacağını söyleyen Baykal, "Ön seçim önermiş birisi olarak da seçim yöntemi tartışmalarının bir kenara bırakılması gerekir. Listeyi birlikte sahiplenmeliyiz" dedi.

YOLA ÇIKTIK TEKRAR

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptırdıkları bir anket çalışmasının sonucunda CHP'nin Antalya'da oy kaybettiğini açıklaması hakkındaki soruya ise Baykal, "Biz Antalyalı'ya güveniyoruz. Hangi noktalardan geldik, hangi mücadeleler verdik biliyoruz. Yola çıktık tekrar" dedi.

Bu tip anket çalışmalarının yapılabileceğini kaydeden Baykal, "Bir parti ne araştırmalarda yüksek diye çıktı diye başarıya ulaşır, ne de araştırma orada parti gücünü göstermedi diye zayıflar. O sanal dünyadan reel dünyaya, gerçekler dünyasına topluma hayata çevirmek lazım. Şimdi Antalya'dayız. Yaşayacağız göreceğiz" diye konuştu.

Deniz Baykal, Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu bulunan gazeteci Mustafa Balbay'ın CHP'nin milletvekili adaylığı için ise konuşmak istemedi. Bunları partinin yetkili organlarının değerlendirdiğini kaydeden Baykal, "Bu konudaki tartışmalara gerek yok. Tartışmalar yararlı olmuyor. Doğru değil. Herkes sorumluluğun bilincide gereken zamanda, gereken anda yekililer gereken kararı alırlar. Buna güvenmek lazım. Spekülasyon doğru değil" diye konuştu.