Antalya'da partisinin 2'nci sıra adayı olarak yeniden milletvekili seçilen Deniz Baykal, il başkanlığını ziyaret etti. Kalabalık bir partili grubu tarafından karşılanan Baykal, seçim bölgesi Antalya'da elde ettikleri 5 milletvekilliğinin kendilerini mutlu eden bir sonuç olmadığını söyledi. Antalya'da Türkiye'nin pek çok yerinde olduğu gibi çok önemli bir seçim mücadelesi yaşadıklarını aktaran Baykal, "Çok daha fazlasını elde edebilirdik. O inanç ve umut içindeydik. Ama siyasette şartlar hiçbir zaman insanların kontrolü altında değil" dedi.
DAYATMACI İKTİDAR REDDEDİLDİ
Seçimin, sonuçları itibariyle Türkiye'de tarihsel bir dönüşümün gerçekleştiği bir seçim olduğunu belirten Baykal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Demokrasimiz bakımından bir nitelik ilerlemesini, değişimi ortaya koyan bir seçim oldu. İktidarların kendisini teyit ettirdiği, kendisini sürdürmeyi başardığı değil, iktidarların halkın tercihiyle değiştirilebileceğinin ortaya çıktığı, bunun mesajının verildiği bir seçim oldu. Toplumumuzun demokratik erginliği bakımından bu seçimin ortaya koyduğu tablonun çok olumlu olduğu kanısındayım. Demokrasinin geleceği bakımından umut verici olmuştur. Türkiye'de dayatmacı, bir siyasi iktidar şişkinliği içinde ülkeye bakan anlayış, toplum tarafından reddedilmiştir. Toplum, diyalog ve işbirliği tercihini sahiplenmiştir, ortaya koymuştur. Bu seçimde denenen bazı yöntemlerin başarısızlığının kanıtlanmasını da demokrasinin erginliği bakımından çok önemli sayıyorum. İnsanların inançları siyaset sahnesine çekilmek istenmiştir. Çok ağır suçlamalar, iddialar sergilenmiştir. Toplumun bu iddialar karşısında soğukkanlı ve itibar etmeyen bir tavır sergilemiş olması mutluluk verici."
BÜYÜK DEMOKRATİK TOPLUMSAL TEPKİ
Türkiye'nin olumsuz gidişi karşısında bir büyük demokratik toplumsal tepkiyi ortaya koymanın başarıldığını savunan Baykal, fakat şimdi yeni, işleyebilir, ülkenin sorunlarına duyarlı bir siyaset çözümünü ortaya koyma görevi bulunduğunu söyledi. Bunun başarılması gerektiğini aktaran Baykal, "Bir yanlışa 'Dur' dedik, o yanlışa 'Artık böyle gidemezsin' dedik. Şimdi doğruyu ortaya koymamız lazım. Elbette siyasi partilerin, siyasetçilerin büyük sorumluluğu vardır ve ülke çıkarları etrafından gerekli dayanışmayı, anlayışı sergilemek zorundadırlar. Bir işbirliği zemini oluşturmak zorundadırlar" diye konuştu.
İŞBİRLİĞİ TEMEL İLKELERİ İNKAR DEĞİLDİR
Bu konuda partilerin gerekli anlayışı ve esnekliği göstermesinin ihtiyaç olarak ortaya çıktığını belirten Baykal, "İşbirliği ihtiyacı demokrasinin temel ilkelerinin inkarı noktasına bizi getirmemelidir. İşbirliğini inşa ederken demokrasimizin en temel değerlerini, ilkelerini, uğrunda yıllardır siyaset yapılmış, topluma inançla yansıtılmış doğruları bir kenara iterek 'Çözüm oluşturuyoruz' diye yola çıkmak, sorgulanması gereken bir durum yaratır" dedi. Bu dengeyi kurmanın çok önemli olduğunu aktaran Baykal, "Türkiye'de yeni bir siyasi döneme geçerken halkın reddettiklerine dolaylı olarak hayatiyet veren çözümlerden uzak durmaya da ihtiyaç vardır" diye konuştu.
BİRAZ ZAMAN ALABİLİR
İşbirliği yapılması gerektiğini, ama kimsenin işbirliği adına kendi siyasi ahlakını, siyasi kimliğini inkar etmemesi gerektiğine dikkat çeken Baykal, "Millet hepimizi bu siyasi kimliklerimizle sahiplendi. O kimliklerimiz içinde, uyum içinde çalışacak, işbirliği yapacak bir çıkış yolunu, çözümü birlikte üretmek zorundayız. Biraz zaman alabilir" diyerek değerlendirmelerine devam etti.
Bu konuda anlayışlı davranmak gerektiğine inandığını, başlangıçta ifade edilen yaklaşımlar ve angajmanların zaman içinde yeniden değerlendirilmesi gereken noktaya gelebileceğini kaydeden Baykal, "Çok gecikmeden, Türkiye'yi bir belirsizlik ortamına terk etmeden, dünyanın ve ülkemizin bu kritik noktasında, ekonominin sıkışık noktasında çıkış yolu bulunmalıdır" dedi.
Çıkış yolunun demokratik bir zeminde hukukun üstünlüğü ilkesine, hukuka, hak ve özgürlüklere saygıyı temel anlayış olarak kabul etmesi gerektiğinin altını çizen Baykal, "Çıkış yolunu sil baştan noktasına sürüklenmeden var olan şartlar içinde iyi niyetle aramak gerektiği kanısındayım" dedi.
SORUMLULUKLARI YAPMAK ZORUNDAYIZ
Deniz Baykal, meclisi 'en yaşlı üye' olma sıfatıyla açacak olmasına yönelik "Ben görevini ihmal etmemeyi önemli sayan bir insanım. Sorumlulukların gereğini, Anayasanın yüklediği görevleri yapmak durumundayız. Tercih konusu değil. Kaçınmak için de bir ihtiyaç yok" değerlendirmesi yaptı. Baykal, meclis başkanlığı için aday gösterileceğine ilişkin değerlendirmelere ise "Hepsi iyi niyetli spekülasyonlar. Bu sürecin nasıl işleyeceğini görürüz. Herhangi bir değerlendirme yapmak için hiçbir veri yok. Dostane, iyi niyetli değerlendirmeler" karşılık verdi.
AK PARTİ'NİN KIRMIZI ÇİZGİLERİ
Ak Parti'nin olası koalisyon için 'Paralel yapıyla mücadele' ve 'Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın meşruiyetinin sorgulanmaması'nı kırmızı çizgi olarak ortaya koyduğunun belirtilmesi üzerine Baykal, şu değerlendirmede bulundu:
"Cumhurbaşkanlığı anlayışıyla ilgili olduğu açıktır. Muhalefetin bu konuda talebi de bilindiği gibi Anayasa'nın öngördüğünün ötesinde sanki başkanlık rejimine geçmişiz gibi bir uygulamanın kabul edilemez olduğudur. Şu ana kadar uygulamaların anayasa açısından kabul edilemez olduğu tespiti yapılmıştır. 'Onları kabul edin, onlar meşrudur' deme hakkı kimsede yok. Yanlış yapılmıştır. Bundan sonra yapılmayacağı konusunda bir güvence en temel koşullardan biri olacaktır. Keyfi tariflerle, siyasi takdirlerle 'Bu budur, şu şudur' gibi hukuk ötesi bir uygulamaya muhalefetin teslim olacağını beklemek de iyimserlik olmayacaktır. AKP'nin bir koalisyon oluşturmak için çok ciddi sancılar çekmek zorunda kalacağı açıktır. O sancıları onlar yaşamadan kurulacak bir koalisyon güven verici bir izlenim veremez."
ERKEN SEÇİM İHTİMALİ
Baykal, erken seçim ihtimaline yönelik bir soruya ise şu yanıtı verdi:
"Şimdi işimiz milletin koyduğu çerçeve içinde ülkeyi yönetmek, onun gereğini yapmak. Erken seçim de demokratik çözüm yollarından birisidir. Ama o ülkenin yönetilebilirliği konusunda mutlak bir umutsuzluk ortaya çıkmasıyla ancak akla gelmelidir. Şimdi görevini herkes devraldığı çerçeve içinde yapmalıdır."
EMANET OYLAR
HDP'nin yüzde 10 seçim barajını aşmasında CHP'den kayan ödünç oyların etkisi olduğuna yönelik soruya ise Baykal, bu konuda halkın gerekli tercihi yapmış olmasının önemli olduğunu belirterek karşılık verdi. Ancak halkın tercihlerinin tamamına yakınının parlamentoya yansımasının demokrasi bakımından önemli olduğuna dikkat çeken Baykal, "Milli iradeyi oluşturan millet tercihlerinin yüzde 96'sı parlamentoda temsil edilebilir hale gelmiştir. Bu güzel bir olaydır" dedi. Baykal, bununla birlikte seçime katılma oranının yüzde 85 olmasının dünya çapında dikkat çektiğini belirtti.
Emre BAYLAN/ANTALYA, (DHA) -