Turizm pamuk ipliğine bağlı bir sektördür.
Çok hassastır.
Siz turiste otel odası satarsınız.
Aslında turistin satın aldığı huzurdur…
Güvendir…
Sağlıktır…
Hijyendir…
Güler yüzdür…
Yemektir…
Havadır, denizdir, güneştir, kumdur…
Kimi zaman da tarihtir…
Bir ülkede huzur yoksa turist gelmez…
Bir ülkede güvenlik sorunu varsa, terör varsa, bombalar patlıyorsa, can güvenliği sorunu varsa o ülkeye turist gitmez.
Ve bir ülkede salgın hastalık varsa, oteli bedava yapsan, üzerine para da versen adımını atmaz.
Yıllar önceydi…
Terör Antalya’ya musallat olmuştu…
İtiraf etmeliyim ki, biz gazeteciler birlik olmuş, terörün en büyük kozunu elinden almayı başarmıştık.
Yani propaganda gücünü…
Terör olaylarını ballandıra ballandıra, sayfa sayfa yazmamış, çarşaf çarşaf fotoğraflar kullanmamıştık.
Valisi, emniyet müdürü, gazetecisi biliyorduk ki, huzurun olmadığı bir kente turist gelmezdi.
Bir gün hiç unutmuyorum…
Dönemin valisi gazetecileri aramış, Manavgat’taki bir patlamayı haberleştirirken, ‘Antalya’ adını kullanmamalarını rica etmişti.
Çünkü, Antalya ile terörü aynı cümle içerisinde geçirmek istemiyordu.
Bir turistin arama motorlarına, ‘Antalya’ yazınca, karşısına Manavgat Şelalesi’ndeki o patlamanın çıkmasının hoş olmayacağını düşünüyordu.
Sadece vali değil, Antalya’daki herkes bu konuda çok hassastı…
Turizme el bebek, gül bebek bakıyorduk bir dönem...
Ama son zamanlarda görüyorum ki, bazı şeyler yanlış gidiyor.
O hassasiyet kaybolmuş.
Korona yüzünden daha yeni yeni başlayan sezon, başlamadan bitecek gibi…
Bir hafta önce, yani 11 Ağustos’ta 29 bin 710 turist gelirken, dün (Salı) bu sayı 26 bin 852’ye gerilemiş…
Artacağı yerde düşmüş..
Neden?..
Siz o turistlerin yerinde olsanız, belediye başkanlarının bile arka arkaya koronavirüse yakalandığı, patır patır yatağa düştüğü bir kente gider misiniz?..
Ben gitmem…
Yüzde 80’i Last Minute (Son dakika) gelen turistler, iletişimin böylesine kolay olduğu bir zamanda, haberleri anında öğrenip pozisyonlarını değiştiriyorlar. Hemen tercihlerini başka ülkeye kaydırabiliyorlar.
Bu kenti yönetenler, kendilerine normal vatandaştan 10 kat daha iyi bakmak, özel önlemlerini almak zorundalar.
Fotoğraf çektirirken maskeleri takıp, sosyal mesafeyi koruyup, ‘Şlaak’ sesinden sonra, ‘canım, ciğerim’ diye sarılmaların sonucu işte bu…
Siz virüsü mü kandırdığınızı sanıyordunuz?..
Misal; Antalya’nın turizmde can damarı Alanya’nın Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, sanki müjdeli bir haber veriyormuş gibi, ‘Koronavirüs testim pozitif çıktı’ diye sosyal medya hesaplarından paylaşım yaptı.
Tabi ertesi gün tüm gazeteler, tv’ler, internet haber siteleri bu haberi verdi.
Sayın başkan…
Çok geçmiş olsun, acil şifalar dilerim…
Ama bu açıklama çok mu lazımdı?..
Twitter’daki bu açıklamanıza 2 bin beğeni, 266 retweet alınca başınız göğe mi erdi?..
Turizmciler, otellerde her türlü korona tedbirini aldıklarını söylerken, turistlere güven içinde tatil geçirebileceklerini dillendirirken, bir ilin, bir ilçenin en tepesindeki yöneticiler, ‘Ben korona oldum’ diye ortaya fırlar mı?..
Sayın Yücel, ‘Koronavirüse yakalanıp bunu sosyal medya hesaplarından paylaşan diğer başkanlardan benim neyim eksik. Twitter’da onlardan niye geride kalayım?’ diye mi düşündünüz acaba?…
Ne düşündünüz bilmiyorum ama koronavirüsün çok iyi propagandasını yaptınız haberiniz olsun…
Ama şundan eminim, son dakika turistlerinin kafasını karıştırdığınız kesin…
Bu yüzden, turizme verdiğiniz hizmet için Covid-19 madalyasını hak ettiniz.
İngiltere’yi hatırlayın…
Başbakan Boris Johnson virüsü kapıp hastanelik olunca ülke psikolojik olarak çökmüş, virüs İngiltere’de patlamıştı
O hesap…
Aman dikkat…
Antalya Valisi Ersin Yazıcı bir hafta önce, kentteki durumu, diğer illere göre pembe bir tablo ile karşımıza getirirken, bir hafta sonra belediye başkanlarının ve yakın çalışma arkadaşlarının, ‘Virüs kaptık’ diye ortaya çıkmaları, turizm şehrinde bazı partilerin, belediyelerin vatandaşa, ‘Aman binamıza gelmeyin’ çağrısı yapmaları ne yaman çelişkidir…
Biri bunu bana izah etmeli?..
Konu açılmışken Konyaaltı Belediye Başkanı Semin Esen’i de kutlamak istiyorum.
Kendisini arayıp, ‘Karantinada mısınız?’ diye sorduğumda bana şöyle demişti; ‘Karantina demeyelim, izole diyelim’…
Esen, karantinanın ne kadar itici bir kelime olduğunun farkındaydı çünkü…
Zor günlerden geçtiğimiz doğru…
Sayın belediye başkanları, yaptığınız hizmet kadar, bir olay karşısında aldığınız tavır da önemli…
Hem de hizmetten daha önemli…
Bu vesileyle, hem sizlere, hem de Antalya turizmine geçmiş olsun…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
||||||||||||
Koç 21 Mart - 20 Nisan
|
||||||||||||
|
||||||||||||
|
||||||||||||