Seçim sonrası değişen ekonomi yönetiminin, politikaları akılcı bir temele oturtmak gerektiğini söylediğini hatırlatan Çandır, "Bu ay içerisinde, bu değişimin faiz ve kredi boyutunda, önemli adımlar atıldı. Böylece resmi enflasyonun yarısı kadar bir politika faizi uygulamaya girdi. Kredilerde de öncelikli alanlar belirlendi. Bu doğrultuda tüketici kredilerinden ziyade ticari krediler desteklendi. Fakat şunu da vurgulamak gerekir ki bankalar ticari kredilerde aşırı iştahsız davranmaya devam ediyor" dedi.
Açıklanan son verilere göre, tüketici kredileri yıllık ortalama yüzde 125 oranında artarken, ticari kredilerin sadece yüzde 67 arttığını kaydeden Çandır, "Yani ticari krediler, ancak resmi enflasyon seviyesine yakın artabilmiştir" dedi.
Başkan Çandır şöyle devam etti:
"Tarım sektöründe ise Antalya'da yıllık kredi büyümesi yüzde 81 iken, Türkiye genelinde yüzde 108 olmuştur. Bu durum, Antalya tarımının diğer bölgelere göre daha fazla finansman sıkıntısı yaşadığının göstergesidir. Öz sermayesi zaten zayıf olan sektörümüz, bu durumdan ayrıca olumsuz etkilenmektedir.
Ziraat Bankası tarafından kullandırılan devlet destekli tarımsal krediler, sektörümüz için büyük bir öneme sahiptir. Üyelerimiz ve sektör paydaşları, Ziraat Bankası tarımsal kredi limitlerinin piyasa koşullarına uygun şekilde yükseltmesini talep etmektedir. Diğer sektörlerde kredi limitleri sürekli güncellenirken zirai kredilerin bu alanda geri kalması, tarımı olumsuz etkilemektedir. Mevcut limitlerin en az iki katına yükseltilmesi, sektörümüzün gerçek ihtiyaçlarını karşılamasına katkı sağlayacaktır.
Antalya'da çekle yapılan işlemlerin hacmi, uzun zamandır Türkiye ortalamasının üzerinde seyretmekteydi. Ancak temmuz ayında, resmi enflasyonun ve önceki eğilimin çok üzerinde bir büyüme yaşadık. Antalya'da temmuz ayında yıllık yüzde 248'lik artış yaşanırken, Türkiye genelinde bu oran yüzde 188'de kaldı. Bu durum, parasal sıkılaştırmanın Antalya iş dünyasına daha fazla yansıdığını ve nakit akışının ciddi bir sorun olduğunu göstermektedir.Sonuç olarak krediye erişemeyen iş insanlarımız çeke yüklenmiş durumda. Karşılıksız çek tutarlarında da beklenmedik artış yaşandı. Temmuz ayında yıllık olarak Türkiye'de 5 kat civarında artış görülürken, Antalya'da 10 katın üzerinde artış yaşandı. Oysa karşılıksız çek tutarındaki artış, Antalya'da Türkiye ortalamasının altında seyreden bir eğilimde olurdu. Protestolu senet hacmimiz de temmuz ayında yıllık yüzde 142 artarak yüzde 87 artan Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleşti. Antalya iş dünyasının borçlarına karşı gösterdiği yüksek sadakat, bu dönemde zedelenmiş görünmektedir."
Kentte kurulan ve kapanan şirketlerin hareketliliğinin, genel eğilimden farklı bir seyir izlediğini söyleyen Ali Çandır, "Normalde kentimizde kurulan şirketlerin sayısı Türkiye ortalamasının üzerinde, kapanan şirketlerin sayısı ise Türkiye ortalamasının gerisinde kalırdı. Ancak temmuz ayında yıllık olarak kurulan şirketlerin sayısında kentimizde yüzde -5 düşüş yaşanırken, Türkiye genelinde yüzde 12 artış olmuştur. Kapanan şirketlerin sayısında ise kentimizde yüzde 94 oranında büyük bir sıçrama olurken Türkiye genelinde yüzde 30 oranında daha ılımlı bir artış meydana gelmiştir" diye konuştu.
Antalya ekonomisinin, Türkiye'nin en dinamik ve belirli sektörlerde uzmanlaşmış ekonomilerinden biri olduğunu kaydeden Çandır, şöyle devam etti:
"Tarım, turizm, sanayi ve ticaret alanlarında önemli bir üretim kapasitesine ve istihdam potansiyeline sahiptir. Kentimiz, aynı zamanda eğitim, kültür, teknoloji ve bilim gibi alanlarda da öncü bir role sahiptir. Antalya bu özellikleriyle, ulusal ve uluslararası düzeyde rekabete açık bir konumdadır. Bu zenginlik ve uzmanlık içeren ekonomik yapımız, bizlere önemli avantajlar sağlamaktadır. Ancak bu potansiyelimizi harekete geçirmek için birlikte hareket etmeli ve ortak hedeflerimize tüm paydaşlarla birlikte odaklanmalıyız. Aslında geçmişte örneklerini gördüğümüz gibi Antalya'mız bunu başaracak kapasiteye sahiptir."
"Sektörümüzün temel sorunları arasında; üretim alanlarımızın daralması, çiftçi sayımızın azalması ve yaşlanması, istikrarsız gelir nedeniyle üretimden uzaklaşma gibi olumsuzluklar söz konusudur. Bu olumsuzlukların hafifletilmesi için ilave gelir kaynağı yaratılması gerekmektedir. Üreticilerimizin güneş enerjisi ile elektrik üretme çabasına sistemli, sürdürülebilir ve toplam faydası yüksek olan bir çözüm üretmek bu gerekliliğe fayda sağlayacaktır. Enerji piyasasında haksız rekabete yol açmayan, belirli bir süredir tarımsal faaliyette bulunan ve tarımsal faaliyetlerini azaltmayan üreticilerimizin ihtiyaç fazlası elektriğinin tamamı satın alınmalıdır. Elde edilecek istikrarlı gelir sayesinde; tarımdan kopuş ve kırsaldan kaçış riski azalacaktır. Ayrıca fosil yakıt kullanımının azaltılmasına, karbon ayak izinin düşürülmesine ve tarımsal ihracatın artırılmasına da destek olacaktır. Üreticinin ihtiyaç fazlası elektriğinin satın alınması sadece bahsettiğim faydaları sağlamayacaktır. İlave olarak hemen önümüzde bir bariyer olarak duran Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenlemesinde de bize avantaj sağlayacaktır."
30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 101. yıl dönümünün yarın kutlanacağını da hatırlatan Başkan Çandır, "Başta önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere işgalcileri yenilgiye uğratan, vatan için canlarını hiçe sayan kahramanlarımızı minnetle ve rahmetle anıyoruz" dedi.
ANTALYA, (DHA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |