İncelemede, kundaklanan işyeri ve evlere ilişkin hem Kürt hem de Türk vatandaşlarının aynı binada zarar gördükleri tespit edildi.
Antalya Barosu ve baroya bağlı İnsan Hakları Merkezi'nden yönetim kurulunda görev yapan 6 avukat, Manavgat ve Alanya ilçelerinde terör olaylarına tepki amaçlı düzenlenen gösteriler sonrasında yakılan işyerleri ile 2 ilçedeki şehit ailelerini ziyaret etti. Göstericiler tarafından yakılan veya çeşitli şekillerde zarar verilen işyerleri ve araçlara ilişkin incelemeye Antalya Barosu Başkan Yardımcısı Sedat Alp ile yönetim kurulu üyesi avukatlar Hüseyin Geçilmez, Caner Can, Süleyman Akıncı, Lider Tanrıkulu ve Burak Can katıldı.
Aynı zamanda Baro İnsan Hakları Merkezi Koordinatörü de olan Lider Tanrıkulu, bölgede yaptıkları incelemelere ilişkin bilgi verdi. Yakılan işyerlerinden birinin meslektaşları Emel Akdoğan Ekin'in babası Halil Akdoğan'a ait olduğunu belirten Tanrıkulu, hem Manavgat hem de Alanya'daki olaylarda işyeri, ev veya aracına zarar verilen kişilerin önceden iyi tespit edilmiş kişiler olduğu yönünde izlenim edindiklerini kaydetti.
PLANLI TESPİT İZLENİMİ
Önce Alanya'ya gittiklerini, meslektaşının babasının Mahmutlar'da yakılan, kundaklanan işyerinde incelemelerde bulunduklarını söyleyen Tanrıkulu, “Bir gün önce araçlarının parçalandığı ve ters çevrildiğini, bir gün sonra da işyerinin kundaklığını öğrendik. Bir gün önce ve sonra hedefin aynı kişi olması bu işin planlı, isim üzerinden yapıldığını gösteriyor. HDP üyeliği, adres, işyeri gibi her şey tespit edilmiş ve tespit üzerine planlı yapıldığını anladık. Saldırıya uğrayan kişilerin işyerleri listeye uygun yapılmış. Alanya'da çoğunluğu Mahmutlar'da 30'a yakın yer yakılmış" dedi.
HEM TÜRK HEM KÜRT
Yakılan işyerleri arasında avukat arkadaşının babasının işyeri üst kattayken, alt katla birlikte yakıldığını belirten Lider Tanrıkulu, “Hedef gözetirken kalabalığın kontrolü çok mümkün olmadığından burada alt katta bir Türke ait işyeri de yakılmış. Emlak ofisi üstte, alttaki de Türk mobilyacı. Alt katta daha fazla hasar var. Hatta alt katta çok değerli 2 papağan ölmüş. Delil toplamada da sıkıntılar yaşanmış. Kolluk kuvvetleri yeterince delil toplama üzerinde durmamış. Olayın üstünden bir gece geçtikten sonra avukat arkadaşımız, içinde yanıcı madde olan bir şişe tespit ediyor. O şişe savcılığa delil olarak zorla verilmiş. Üzerinde parmak izi incelemesi yapılsın diye. Çok ilgisiz kalınmasına rağmen en sonunda delil olarak aldırılmış" dedi.
MASUM İNSANLAR ACI İÇİNDE
Alanya'da şehit Halil İbrahim Aksoy'un ailesinin yanına da gittiklerini kaydeden Lider Tanrıkulu, “Orada da çok ciddi bir acı vardı. Yani bir şehir iki taraftan kuşatılmış acıya boğulmuş durumda. Bir yandan PKK silahlı terör örgütü gidiyor polisimizi şehit ediyor, diğer tarafta birileri sözde buna tepki olarak gidiyor vatandaşlarımızın evini, işyerini yakıyor. İki taraf da ırkçı. PKK'nın da, orada ayaklanıp insanlarımızın evini yakanların da amacı ırkçılıktır. Bunlar birleşip ortada masum olan insanlarımızın acı çekmesine neden oluyorlar" diye konuştu.
RAPOR HAZIRLANIYOR
Antalya Barosu İnsan Hakları Merkezi olarak inceleme çalışmalarının sürdüğünü belirten Tanrıkulu, bölgedeki insan hakları ihlalleriyle ilgili bir rapor hazırlanacağını söyledi. Bu raporun uluslararası kurum ve kuruluşlarla da paylaşılacağını kaydeden Tanrıkulu, kolluk kuvvetlerinin bu olayları durdurma yönünde yetersiz kalma nedenlerinin de araştırılacağını dile getirdi.
Alanya'nın ardından Manavgat İlçesi'nde hem yakılan işyerleri hem de şehit ailesinin ziyaret edildiğini anlatan Lider Tanrıkulu, Manavgat'ta yakılan 5 katlı bir binanın en alt katında bir Kürt vatandaşının oturduğunu, diğer 4 kattakilerin ise Türk olduğunu belirterek, “Bu olaylarda Kürtlerle beraber Türklerin zarar görmesi, Türk ve Kürt halkının birbirinden ayrılamayacağını gösteriyor" dedi.
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA) -