"Şimdilerde yayın yönetmeni olan birisi, İlker Başbuğ Kara Kuvvetleri Komutanı’yken kendisini telefonla aramıştı. “Paşam, şu sizin meşhur fotoğraf var ya onu medyaya şu gazeteci sızdırdı” diyerek ajanlık rolüne bile girmişti. Gazeteci miydi, ajan mı bilinmiyordu.
Bununla da yetinilmemiş, yine İlker Paşalarına “Paşam, Taraf’taki şu isimsiz haber var ya, onu Mehmet Baransu yazdı” demişlerdi. Hele birisi, “dost görünümlü şeytan”, Balyoz haberi henüz Taraf gazetesinde çıkmadan, paşasını karargâhta ziyaret etmiş ve “Taraf’ta Balyoz darbe planı yayımlanacak” ihbarında bulunmuştu."
BU SÖZLER KİME?
Mehmet Baransu yazısının ikinci kısmında ise "MİT'çi gazetecilerde susacak" diyor ve yine çarpıcı iddialarda bulunuyor. Baransu, MİT'çi diye yaftaladığı gazetecinin tanımını da yapıyor; "muhafazakar, islamcı, dindar" ... Bu tanımdan da anlıyoruz ki hedefine koyduğu isim merkez medyadan değil, iktidara yakın gazetelerden... Zaten bunu da açık açık belirtiyor.
Şöyle yazıyor Baransu;
"Kim mi susacak olanlar? Onlar da iktidarın gazetecileri. İçlerinden bazıları da MİT’çiler. Bugünlerde kendisini “İslamcı”, “muhafazakâr”, “dindar” olarak tarif ediyorlar. Hükümete yakın isimler...
Dün asker gazeteciler gerçeklerin üstünü örtmeye çalışıyorlardı, bugün onların yerini bu “arkadaşlar” aldı. MİT’i savunmak için girmedik kılık bırakmadılar. Hükümete söyleyecekleri bir tek laf yok. Gerçekler karşısında “suskunlar”.
Yok aslında asker gazetecilerden farkları. Dün onlar gerçekler karşısında psikolojik operasyon yapıyorlardı, bugün kendileri. Dün onlar ne kadar ahlaksızca işler yapıyordularsa, bugün kendileri aynısını yapıyor. Gerçekleri konuşmaktan, yazmaktan çekiniyorlar. Tıpkı dün gibi... Tıpkı dünküler gibi...
Asker gazeteciler bugün nasıl sustularsa, siz de susacak ve konuşamayacaksınız. Çünkü yok birbirinizden farkınız."