Şu bizim küresel böyyük gazeteci Mehmet Ali Dim’in Alanya’da yayınladığı baba mirası yerel gazetesinde yazan acayip bir yazarın varlığından tesadüfen haberdar oldum.
Adı; İbrahim İpbüker…
Sevgili kardeşim, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm’ın ortaklaşa kabul ettiği büyük bir peygamberin adını almışsın ama son yazında o isme yakışanı yapmamışsın.
İnan, sana nasıl sesleneceğimi bilmiyorum;
Avram mı diyeyim?
Abram mı diyeyim?
Abraham mı diyeyim?
İbrahim mi diyeyim?
Bak, neden dinden girdim meseleye anlamışsındır.
Yazını okurken senin adına utandım.
‘Yuh’ dedim…
Antalya Büyükşehir Belediyesi’ndeki olayları yazmışsın…
Eyvallah…
Genel Sekreter Yardımcısı Hüseyin Karakuş’un görevden alınmasını yazmışsın…
Alınabilir, ona da eyvallah…
“Muhittin Böcek iyi yaptı” demişsin…
Bu başkanın takdiri ve senin de görüşündür.
İstediğini yazabilirsin…
Amaaa…
Görevden alınan Hüseyin Karakuş için, ‘Aleviydi’ diyemezsin…
Bu görevden almayı, ancak ve ancak siyaset üzerinden değerlendirebilirsin.
Dini değerler üzerinden yorumlayamaz veya konuyu getirip oraya dayayamazsın.
Bir insanı inançları üzerinden iyi, kötü diye bir ayırıma tabi tutamazsın.
Yani Hüseyin Karakuş bir aleviydi, Muhittin Böcek’de görevden aldı, oh iyi oldu diye bir algıya yol açabilecek yazı yazamazsın…
Hele hele, yazdığın gibi Hüseyin Karakuş için bir “Alevi dedesi” de diyemezsin…
Bürokrat bir insanı bu şekilde inceden vurmaya çalışmak vicdana da sığmaz.
Bana, bugüne kadar yazdığın onlarca yazı arasından görevden alınan herhangi bir bürokratın arkasından, ‘Sünni’, ‘Hanefi’, ‘Şafii’, ‘Maliki’ veya ‘Hanbeli’ diye yazdığını göster, senden özür dileyeceğim.
Gazetecilik yaptığın Alanya’da belediye başkanı olmuş, vekil olmuş, bakan olmuş herhangi biriyle ilgili isminin yanına bugüne kadar, ‘Sünni’, ‘Kürt’, ‘Çerkes’, ‘Laz’ , ‘Zaza’ diye bir ibare koydun mu?
Yapamazsın, yazamassın, çünkü sıkar…
Zaten yazman da doğru değil…
Ama, ‘Alevi’ dendi mi, balıklama dalıyorsun…
Bak canım kardeşim, Anayasa’ya göre herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Kimse, dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Özellikle yazında Hüseyin Karakuş’un ‘Malatyalı’ olduğunu belirtip Antalya ile ilgisi olmadığı vurgusunu da yapamazsın.
Yaparsan ben de sana kocaman bir, ‘MİKRO MİLLİYETÇİ’ yaftasını yapıştırırım.
Her fırsatta, “Antalya bir dünya markasıdır. Antalya dünyaya açılan bir kapıdır” diyen ‘Küresel’ patronunuz size bunları öğretmiyor mu?..
Tabi öğretmek için öğrenmek ve bilmek lazım…
Demek ki, o da bu işlerden bi haber…
İşin özü;
Her dinden, her dilden, her renkten insana bağrını açan Alanya gibi dünya incisi bir ilçede yaşayan bir gazeteciye, inanç ve mikro milliyetçilik üzerine kurulu böyle bir yazıyı yakıştıramadım.
Yakıştıramadım çünkü, senin adını aldığın Hz. İbrahim, Tevrat’ın da, İncil’in de, Kuran’ın da temel referansıdır be kardeşim…
Yarından tezi yok, nüfus idaresine mi gideceksin, adliyeye mi gideceksin bilmem ama adını, ‘Yobaz’ olarak değiştir.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|
|
|||||
|