BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin Antalya İl Örgütü'nün Konyaaltı İlçesi'ndeki bir restoranda düzenlediği dayanışma yemeğine katıldı. Yaklaşık 1000 kişilik partili grubuna seslenen BDP Genel Başkanı Demirtaş, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç'ın "Kürtçe bir medeniyet dili midir? Türkçe medeniyet dilidir" şeklindeki sözlerine yanıt verdi. Demirtaş, "Bizim dilimiz medeniyet dili değilmiş, onu söyleyenler var. Bunların kendisi medeni değil, bunu söyleyen medeni mi o da ayrı mesele. Ama biz kimseyle bu tartışmaya girmek zorunda değiliz. Biz diyoruz ki, 'Kürtçe üç sözcükten oluşuyor' sana ne? Biz üç sözcüğümüzle ana dilimizde eğitim yapmak istiyoruz. Buna sen mi karar vereceksin? Bizi medenileştirmek senin işin mi? Bırak biz üç kelimeyle ana dilde eğitim yapacağız" diye konuştu.
ROMAN YAZILIYORSA EĞİTİM DİLİ OLABİLİR
87 yıllık cumhuriyet tarihinde Kürtçe eğitimin, kitap, gazete basılmasının ve seçmeli ders olarak okutulmasının yasak olduğunu aktaran Selahattin Demirtaş şöyle devam etti:
"80 yıl yasaklı olmasına rağmen bu dil kendini korumuş ve bu dilde şimdi romanlar yazılıyor. Bir dilde roman yazılıyorsa, o artık eğitim dili olabilir demektir. Bunu bilmiyor mu kendisi, bunu söyleyen medeni kardeş. Biliyor tabi ki, ama ille de bu halkın kültürünü hor görecek ya, ille de hakaret edecek ya, biliyor olmasına rağmen, ki kendi kültür bakanları 'Mem û Zin'i Kürtçe basıp dağıtmıştır. Medeniyet dili midir, değil midir hiçbir şey bilmiyorsa kendi basıp dağıttıkları kitaba baksınlar. Bu kadar yasaklı olmasına rağmen Kürtçe bugün eğitim dili olabilir. Kürtçe ile ilgili 'bir medeniyet dili değildir' diyen kişi cemaatin düzenlediği Türkçe olimpiyatlarına katılıp, duygulanıyor, ağlıyor da ağlıyor. Türkçeye karşı dünya olimpiyatları, Kürt çocuğu TRT Şeş'i dinlesin yeter."
BAŞBAKAN'A ULUDERE SUÇLAMASI
BDP Genel Başkanı Demirtaş, Şırnak'ın Uludere ilçesi Ortasu Köyü'nde 34 sivilin ölümüyle ilgili olarak da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı sorumlu tuttu. Olayın üzerinden 1 aydan fazla süre geçmesine rağmen sorumluların bulunmadığını vurgulayan Demirtaş, şöyle dedi: "Roboski (Ortasu Köyü'nün Kürtçe adı) katliamının çarşamba günü 40'ıdır, 40 gününü dolduruyor. 19'u çocuk, 34 kişi savaş uçaklarıyla bombalanıp parçalanmış ama devletten yapılan tek bir açıklama yok. Başbakan'a soruyoruz, bu konuda tek bir cevap yok. Sadece hakaret ediyor, tehdit ediyor. Sadece konuyu kapatmak, çarpıtmak, gündemi değiştirmek için yeni şeyler söylüyor. Ama Roboski'de kim katliam emrini verdi, bunu açıklamıyor. Niye 100 bin kişilik mitingin içinde genç bir çocuk bir bayrak tuttu, pankart açtı diye yüzlerce polisi peşine takıp 10 gün içinde evini basıp yakalıyorsun. Niye bir yürüyüşte bir ana bir slogan attı diye, bir barış anasının evini basıp gidip yakalıyorsun. 34 kişiyi savaş uçağıyla parçalayanı bulamadın mı hala? Sen bu halkla dalga mı geçiyorsun? Sen bu halkı gerçekten de aptal mı sanıyorsun."
KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK
Uludere olayının AK Parti hükümetinin sorumluluğunda gerçekleştiğini ve bilinçli bir katliam olduğunu iddia eden BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş sözlerini şöyle tamamladı: "Kadın da çocuk da olsa gereğini yapan AKP Genel Başkanı sanıyor musunuz ki Roboski'de yaşananlardan sorumlu değil. Kendi ağzıyla 'kadın da çocuk da olsa gereğini yapın' deyip Diyarbakır'da 12 kişiyi katlettiren de kendisi değil mi? Böylesine trajik bir olayda, açık bir katliamda bile BDP'yi, halkı suçluyor. O katliamda evlatlarını kaybeden acılı aileleri suçluyorlar, parçalanan gençleri suçluyorlar. Sen bir slogan attı diye bir kişiyi 12 yıl, bir taş attı diye bir çocuğu 20 yıl cezalandırırsan elbet adalet bir gün gelir 34 kişiyi katledeni de cezalandırır. Korkusu bundandır işte. Ömür boyu hapislik bir suçtur. 34 defa müebbet cezası almayı gerektiren bir suçtur. Bu yüzden örtmeye çalışıyorlar. Ama korkunun ecele faydası yok. Peşini bırakmayacağız. Bu katliamın sorumlusu ortaya çıkacak. Başbakansa Başbakan, Genelkurmay ise Genelkurmay, yüzbaşı ise yüzbaşı, onbaşı ise onbaşı. Kimse ortaya çıkacak."
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Antalya İl Örgütü'nce düzenlenen dayanışma yemeğinin ardından kentten ayrıldı.
Özgür ÖZTÜRK/ANTALYA, (DHA)