Atatürk sevgisi

Atatürk adını, Türk ulus'u verdi. Türk halkı, Mustafa Kemal'e millet borcunu böyle ödedi. Vatan topraklarından düşmanı temizleme savaşını kazandı. 100 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdu. 85 yıl önce gözlerini yumduğunda, tam bağımsız yeni bir ülkeye, tüm uluslar saygı duydu. O'nun çağlar üstü bir insan olduğunu kabul etti,  bir dahi olduğu fikrinde buluştu. Düşmanların bile saygı duyduğu bir liderdi. Önderlik yaptı, öğretmen oldu, babalık gösterdi, sevgi dağıttı, ömrünü bu vatan uğruna feda etti. 

 Devrimler yaptı, olmaz kabul edilmez denilen. İnkılaplarıyla çığır açtı o koşullarda inanılmaz olarak kabul edilen...

KARALAMA BAŞLADI

 Atatürk öldükten sonra 1940 yılından itibaren sistemli ve bilinçli olarak kara propaganda başladı. Karanlık çevrelerin amacı, Mustafa Kemal'i halkın gözünde küçük düşürmek, devrimlerini karalamak, Cumhuriyeti ortadan kaldırmaktı. Tarihi olayları çarpıtarak, yeniden bir yalan tarih yazdılar.  Atatürk'ün kişiliğine saldırdılar, hayatındaki önemli savaşları, olayları, devrimleri yok saydılar. En çok da o büyük insanı ömrünü adayarak Türk halkının geleceği için kurduğu Cumhuriyeti ve onun devrimlerini itibarsızlaştırma çabasına giriştiler.

 10 kasımlarda, 29 ekimlerde, 19 mayıslarda, 23 nisanlarda Atatürk'e iftiralar atıyor, kin besliyor, öfke kusuyorlar. İnandıkları tek şey var. "Uyduruk tarih", "yalan tarih", "kindar tarih".

NEFRET BATAKLIĞI

  Onlara göre Atatürk, bir gecede bin yıllık tarihi silmiş, dili değiştirmiş, insanları cahil bırakmış, dini tahrip etmiş... 

 Yalan zehiriyle beyinleri yıkanan insanların cahilliği yüz yıldır devam ediyor. Oysa dini yücelten Atatürk, Kur'an-ı Kerim'in Türkçe mealini bastırıyor. Türklerin kutsal kitabı kendi dilinde okuyup anlamasını sağlıyor. Dini hurafelerden temizletiyor. Şeyh hegemonyasını yıkıyor.

 Ne yazık ki 100 yıldır Atatürk'e olan nefret bataklığı büyüyor. Arada bir kimi özel günlerde birkaç kendini bilmez ortaya çıkıyor, kem küm ediyor, gereken yanıtı alıyor. Kimi ortaya çıkıyor, Atatürk'e kafir diyor. Kimi ona dua edilmesine karşı çıkıyor. Kimi heykeline saldırıyor. Kimi fotoğrafını yırtıyor. 

MİLLETİN BABASIDIR

 Bir şey kazanıyorlar mı, ellerine ne geçiyor diye hiç düşünmüyorlar.  O kansızların ortak özelliği sonra ortaya çıkıyor. Kimi yabancı dölü, kimi poliste kabarık dosyası olan sabıkalı, kimi de 3-5 kuruş için bu işi yapan satılmışlar.

 Ne yaparlarsa yapsınlar Atatürk sevgisi ve Atatürk'e saygı hiç eksilmiyor ve giderek büyüyor. Atatürk'e küfür ederek, eserlerine saldırarak, kendilerini daha dindar sananlar yanılıyorlar. Atatürk, Türk milletinin babasıdır. O'na saygı Türk milletinin geleneğidir. Atatürk'ü severek saygı göstererek birleşiriz, güçlü toplum oluruz, başarılara ulaşırız. O'nu vatan topraklarını kurtaran, Türkiye Cumhuriyetini kuran, ulu önder olarak gören, çok büyük bir kitle var.

 Onlar, Mustafa Kemal'in askerleriyiz diye övünüyor. Bu sloganı sokakta, mitingde, maçta, spor salonunda, üniversitelerde haykırarak söyleyen milyonlar, Atatürk'ün yolunda, izinde, yanında oluyor.

10 KASIMDA SELAM

  Barış için hayatı boyunca savaştan savaşa koşan bir başkomutan. Vatan topraklarının korunmasını için çabalayan bir devlet adamı. Düşmanın bile ayakta selamladığı, son yolculuğa uğurladığı bir insan.

 Atatürk'le hayatı boyunca hiç bir araya gelmeyen insanlar bile ona her 10 Kasım'da saygı gösteriyor. O siren sesini duyduğunda işi gücü bırakıyor ellerini iki yanında tutuyor hazır ola geçiyor selam duruyor. Çukurova'nın pamuk tarlalarındaki kadınlar, Ege'nin zeytin bahçelerindeki işçiler, Kapadokya'da balonları uçuran pilotlar, Akdeniz'de yamaç paraşütü yapanlar, okullarda öğrenciler, Boğaz Köprüsü'nden geçenler ve Anıtkabir'de milyonlar o değerli insana Atatürk'e saygı gösteriyor. 

 Ulusal birliğimizi, kardeşçe bütünlüğümüzü, Türkiye Cumhuriyeti ülkümüzü, vatan için tasamızı, sevincimizi birileri bozmak istese de başaramaz. Türk olan, kendini Türk hisseden, damarlarında asil Türk kanı akan herkes, Atatürk'ü seviyor, saygı gösteriyor ve minnet duyuyor.