Prof. Dr. Alpay Sarper, terlemenin vücut sıcaklığının ayarlanması için gerekli savunma mekanizması olduğunu kaydetti. Deriden salgılanan terin buharlaşarak vücut ısısını düşürdüğünü, ter miktarının kişiden kişiye, yapılan aktivitelere ve strese bağlı değiştiğini vurgulayan Prof. Dr. Sarper, normal terleme ihtiyacı dışında olan ve günlük hayatı etkileyen aşırı ter üretimine hiperhidroz (aşırı terleme) denildiğini, bunun tüm vücudu veya belirli bölgeleri etkilediğini kaydetti.
AŞIRI TERLEME HASTALIK BELİRTİSİ
Aşırı terlemenin herhangi bir hastalığa bağlı olabileceğine (sekonder hiperhidroz) dikkati çeken Prof. Dr. Sarper, şöyle konuştu:
"Tiroid bezinin fazla çalışması, şeker hastalığı, şişmanlık, menopoz, vücuttaki enfeksiyonlar, böbrek üstü bezi, kalp, kanser, psikiyatrik hastalıklar gibi birçok neden aşırı terlemeye yol açabilir. Ayrıca kullanılan bazı ilaç ya da hormonlar da terlemeyi artırabilir. Sinirlenme, kaygı, stres, korku, heyecan gibi durumlar terlemeyi artırsa da herhangi bir sebeple de terleme ortaya çıkabilir. Sıcakta artış gösterir, kış aylarında hafifleyebilir. Geceleri terleme genellikle olmaz. İlk belirtileri çocukluk ya da erken ergenlik döneminde başlar. Yine ailesel yatkınlık da olabilir. Bu durum doğuştan gelen bir sorundur ve nedeni henüz bilinmemektedir"
SOSYALLEŞMEYİ ETKİLER
Sıklıkla el, ayak, koltuk altı ve yüzde görülen aşırı terlemenin kişinin sosyal yaşantısını olumsuz etkilediğini vurgulayan Prof. Dr. Sarper, "Ellerinin aşırı terleyen kişi tokalaşmaktan çekinir. Kalabalıkta konuşurken yüzünden ter damlaması, ıslanmış giysilerle dolaşması, terleme sonucu koltuk altlarından ve ayak tabanlarından yayılan kötü koku kişiyi sosyalleşmekten uzaklaştırır, sıkılgan ve utangaç kılar. İş ilişkilerini ve kariyer seçimini etkiler. Deri hastalıkları daha sık görülür" diye konuştu.
TERLEMENİN NEDENİ ARAŞTIRILMALI
Prof. Dr. Alpay Sarper, tedavi edilmesi gereken vakalarda ise önce kişide terlemeye neden olan problemin araştırılması gerektiğini, altta yatan bir hastalık saptanırsa tedavinin bu hastalığa yönelik yapılması gerektiğine işaret etti. Nedeni saptanamıyorsa ve primer hiperhidroz tanısı konulmuşsa o zaman terlemeyi önlemek için farklı tedavi yöntemlerine başvurmak gerektiğini anlatan Prof.Dr. Sarper, "Terleme önleyici kremler özellikle koltuk altı terlemelerinde ilk tercihdir. Ağızdan alınan ilaçların ise başarı şansı düşüktür. Sürekli ilaç kullanmayı gerektirir ve yan etkileri fazladır" dedi.
KALICI TEDAVİ İÇİN CERRAHİ YÖNTEM
Aşırı terlemenin tedavisi için pek çok yöntem kullanıldığını vurgulayan Prof. Dr. Sarper, ancak geçici yöntemlerin fayda sağlamadığını, kalıcı tedavi için cerrahi yöntemlere başvurulması gerektiğini kaydetti. Cerrahi operasyonların genelde koltuk altında bir veya iki küçük kesiden kamera yardımıyla genel anestezi uygulanarak yapıldığını anlatan Prof. Dr. Sarper, "Endoskopik Torakal Sempatektomi (ETS) adı verilen bu yöntemle amaç göğüs boşluğu içinde ilerleyen, el, koltuk altı ve yüzü etkileyerek aşırı terlemeye yol açan sempatik sinirlerin etkisini ortadan kaldırmaktır. El ve koltuk altı terlemesi olan hastalarda mükemmel sonuç verir" diye konuştu.
Erol AKKIR/ANTALYA, (DHA)-