Dairenin 5 üyesinden karara karşı çıkan 2'si kararın kanıtlara uygun olmadığını belirtirken, yerel mahkemenin yetki aşımında bulunduğunu savundu.
Diken'den Kemal Göktaş'ın haberine göre Antalya'da yaşanan olayda, 15 yaşındaki kız çocuğu, annesi ile iki yıldır birlikte yaşayan erkek tarafından cinsel istismara uğradığını söyleyince sanık hakkında dava açıldı.
Antalya 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanığı, ‘çocuğun basit cinsel istismarı' suçundan mahkum etti. Karara karşı yapılan istinaf başvurusu da Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi tarafından reddedildi.
Kararın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 14. Ceza Dairesi ise sanığa verilen mahkûmiyet kararını ikiye karşı üç oyla bozdu. Dairenin kararında bozma gerekçeleri, "Olayın intikal şekli ve zamanı, sanığın aksi inkâr olunmayan husumet iddiası, olaya ilişkin doğrudan görgü tanığı bulunmaması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması" diye sıralandı. Daire, bu kararla birlikte tutuklu olan sanığın derhal tahliyesine de karar verdi.
'EVİN İÇİNDE TANIK OLMASI MÜMKÜN DEĞİL'
Karara karşı çıkan iki üye ise karşı oy yazılarında istismara uğrayan çocuğun polis, savcılık ve mahkemede birbiriyle uyumlu ifadeler vererek sanığın eylemlerini ayrıntılı olarak anlattığına dikkat çekti. Karşı oy yazısında şöyle dendi:
"Yerel ve Bölge Adliye mahkemesince mağdurenin sanığa iftira atmasını gerektirecek bir neden saptanmamış, sonradan ortaya atılan bu yöndeki savunma yeterli gerekçe gösterilerek reddedilmiştir. Yerel mahkeme ayrıca savunmayı reddetme ve mağdurenin anlatımlarını doğru görme nedenlerini de kanıtlarla ilişkilendirerek kararda göstermiştir. Bozma kararında olayı doğrulayan tanık anlatımının bulunmaması gerekçe yapılmış ise de bu tutum usule ve Yargıtay'ın yerleşik kabullerine aykırıdır. Sanığın yaşı küçük mağdureye karşı yaşadıkları ortak ev içinde işlediği ileri sürülen cinsel suçu gören tanığın bulunması fiilen olanaklı değildir, bu nedenle iddianın reddi nedeni yapılamaz. Bu açıklamalar karşısında sanığın atılı suçu işlediği iftira atmadığı açık olan mağdurenin tutarlı beyanları, tanık anlatımları ve dosya içeriği ile sabit olduğundan, bozma kararı dosyadaki kanıtlara uygun değildir. Ayrıca Daire kararında yerel mahkemenin kabulündeki yanlışlık bozma nedeni yapıldığı halde bunun nedenleri kanıtlarla ilişkilendirilerek açıklanmamış, soyut açıklamalarla gerekçesiz şekilde bozma kararı verilerek usule aykırılık oluşturulmuştur."
İki üye ayrıca yerel ve Bölge Adliye Mahkemesi'nin ‘mevcut kanıtlara göre suçun işlendiği' yönünde maddi tespit yapmalarına rağmen Yargıtay'ın bu maddi tespiti değiştirerek karar vermesini de eleştirdi.
İki üyenin karşı oy yazısında "Yerel ve Bölge Adliye mahkemelerinin sübuta ilişkin kabulleri dosyadaki kanıtlara uygundur. Yargıtay'ın inceleme yetkisi hukuki denetimle sınırlıdır. Bozma kararında bu yetki aşılarak maddi vakalar ve mahkemenin takdir yetkisinin denetlenmesi hukuka aykırıdır" dendi.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |