Bunun sonucunda, alerjik hastalıkları tetiklemeyecek ve önleyecek kent planlamasının yapılması amaçlanıyor.
Özellikle Avrupa ülkelerinde bireysel sağlıktan ziyade kent sağlığını korumak amacıyla uygulanan 'Sağlıklı Kentsel Tasarım Projeleri'nin Türkiye'de de hayata geçirilmesi amacıyla 6 yıl önce Çevre ve Orman Bakanlığı (Şu anda Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Antalya Kamu Hastaneleri Birliği'ne bağlı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin ortaklığında bir proje başlatıldı. Proje kapsamında alerjik hastalıkların yoğun görüldüğü Antalya'da, alerjik hastalar ve hastalığa neden olan etkenler araştırıldı.
TÜRKİYE'DEKİ EN KAPSAMLI ÇALIŞMA
Araştırma hakkında bilgi veren Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Alerji ve Klinik İmmünoloji Uzmanı Dr. Arzu Didem Yalçın, ilk olarak kent genelinde alerjik hastalıkların görülme sıklığına yönelik toplum araştırması yaptıklarını belirtirken, hava polenizasyonu ile hava durumu değişikliklerinin hastalık üzerine etkisini analiz ettiklerini ve 6 yıl boyunca bu yönde veri topladıklarını söyledi. Antalya'yı temsil edecek 1500 örnek belirleyerek bunların yaşadıkları mekanların metrekaresi, bina cepheleri, yaşam alanlarının parklara, ana arterlere, tarım alanlarına, nehirlere, bataklık ve orman alanlarına uzaklıklarını değerlendirdiklerini aktaran Dr. Arzu Didem Yalçın, bu araştırmanın kendi alanında yapılmış Türkiye'deki ilk ve en kapsamlı çalışma olduğunu vurguladı.
ÇEVRE YOLUNA YAKIN OTURANLARDA ATAKLAR ARTIYOR
Yaptıkları araştırmalarda, mart, nisan, mayıs ve sonbahar aylarında rüzgarın artması ve yağış miktarının düşmesine bağlı olarak astım ataklarının yüzde 200'e yakın düzeyde artış gösterdiğini tespit ettiklerini anlatan Dr. Yalçın, "Mesela bir hastamız geliyor, ağır astım hastası. Bu hasta, sürekli acile başvuruyor. Daha sonra öğreniyoruz ki hastanın evi bir su havzasına yakın ve aşırı nem var. Biz ne kadar ilaçlarını artırırsak artıralım, o su havzasının konumu düzeltilmedikçe, evindeki küf alerjeni miktarı azaltılmadığı müddetçe başarıya ulaşmamız mümkün değil. İlginç bulduğumuz diğer bir veri; özellikle trafiği yoğun olan bölgelerde, mesela çevre yoluna yakın oturan bireylerde atakların daha sık olduğunu gördük. Bunda başlıca etmen özellikle hava poleninin üzerine yapışan yakıt atıklarıdır. Motorlu araçların yakıt atıkları hava polenlerinin üzerine yapışır ve polenin etkisinin çok daha fazla olmasına yol açar" dedi.
HAMAM BÖCEĞİ ALERJENİ YAYGIN
Araştırma sonucuna göre, Antalya'da özellikle küf alerjeninin yıl boyu etken olduğunu belirten Dr. Yalçın, bunun nedeninin de havadaki nemle bağlantılı olduğuna değindi. Küf alerjeninin yanında yine nemle alakalı olarak 'hamam böceği' alerjeninin de kentte çok yaygın olarak görüldüğüne dikkati çeken Dr. Yalçın, örümcekgiller ailesinden gelen ev tozu akarlarının da nemle birlikte yaygın olarak görüldüğünü vurguladı.
KÜF ALERJENİ GECE BOYU YAYILIYOR
Antalya'da özellikle Konyaaltı bölgesinde bir veya ikinci kat gibi düşük katlarda ve kuzey cephede oturan kişilerde küf alerjeninin daha belirgin ortaya çıktığını kaydeden Dr. Yalçın, bu mekanların güneş almaması nedeniyle küf alerjeninin görüldüğünü ve gece boyu evde yayılarak astım ataklarının tetiklenmesine neden olduğunu aktardı. Küf alerjeninin yayılmaması için mutfak, banyo ve tuvaletlerin mutlaka havalandırılarak gece kapılarının kapatılması gerektiğini anlatan Dr. Yalçın, bu durumun sadece alerji hastaları için değil herkes için geçerli olduğunu kaydetti.
PROJENİN SON AŞAMASI UYGULAMA
6 yıl boyunca sürdürdükleri veri toplama ve analiz çalışmaları sonunda, sağlıklı toplum yaratmayı ve hastalıkları tetikleyen faktörleri yerel yönetimlerle işbirliği içinde engellemeyi amaçlayan 'Sağlıklı Kentsel Tasarım Projeleri'nin hayata geçirileceğini dile getiren Dr. Yalçın, bu projenin Antalya'da uygulanabilmesi için Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ile mutabakata varıldığını ifade etti. Proje kapsamında ana arterlerde polen bariyerleri veya kirliliği önleyici bariyerlerin uygulanabileceğini belirten Dr. Yalçın, yürüyüş yolları üzerine alerjik bitki konulmaması, park ve bahçelerdeki bitki seçiminin de buna göre yapılması gibi projelerin geliştirilebileceğini sözlerine ekledi.
Özgür ÖZTÜRK/ANTALYA, (DHA)